Ekmek kavgasında ateşkes yaşanmıyor
Fotoğraf: AA

Kıvanç ELİAÇIK

Filistin denince aklınıza ne geliyor? Ölüm, acı ve yıkık dökük binalar mı? Elinde silahıyla Leyla Halid mi yoksa tanklara taş atan çocuklar mı? Savaş, işgal ve siyasetle gündemimize gelen ülkede günlük hayat nasıl devam ediyor. Filistinliler nasıl geçiniyor? Hiç düşündünüz mü: Filistin’de ekmek kavgası nasıl yaşanıyor?

Filistin’de yaşamın her aşaması, ekonominin bütün boyutları ve kültürün tüm parçaları işgalden doğrudan etkileniyor ve siyaset ile iç içe geçmiş durumda. İşgalin ekonomik yansıması yoksulluk ve işsizlik olarak ortaya çıkıyor.

İş bulabilen az sayıda Filistinli, düşük ücretlere, uzun saatlere ve kötü çalışma koşullarına talim ediyorlar. Her gün işyerine gitmek için nice badireler atlatıyorlar. Maaşlarının önemli bir bölümünü komisyonculara kaptırıyorlar ve sosyal güvenlik hizmetlerinden faydalanamıyorlar. İşyerinde uğradıkları haksızlıklarla ilgili yasal itiraz kanallarını kullanamıyorlar.

Filistin Sendikalar Genel Federasyonu PGFTU Genel Sekreteri Shaher Saed Filistin’de çalışma koşullarını şöyle özetliyor: "Filistinli işçilerin sorunlarından mı bahsedeceğiz? Sabahları evden çıkıp işyerimize gidemiyoruz! Biz gitsek hammadde gelemiyor, gün sonunda ürettiğimiz ürünler dükkânlara ulaşmıyor. Tarımsal ürünler veya mesleki araç gereçler ablukaya takılıyor. Biz sadaka değil iş istiyoruz.”

EMEK DE İŞGAL ALTINDA

Yoksulluğun başkenti Gazze’de ekonomiyi ve istihdamı yıllardır devam eden abluka belirliyor. Karadan, havadan ve denizden abluka altında olan bölge 2 milyon kişilik bir hapishaneye dönmüş durumda. Yakınlarını kaybetmiş, evi yıkılmış aileler, tahrip edilmiş hastaneler ve okullar, gıda ve su sıkıntısı, işsizlik ve yoksulluk Gazze’nin yazgısı olarak kabul ediliyor. Gazze, dünya genelinde işsizliğin en yüksek olduğu bölge: %42. İşsizlik, gençler arasında %60’a, kadınlar arasında %65’e varıyor.

İsrail Yönetimi, Batı Şeria’da da iş imkânlarının bulunduğu bölgeleri kontrol ediyor. Filistinlilere yasak olan yollar, arama noktaları, yerleşim bölgeleri, askeri üsler, emekçilerin seyahat ve hareket özgürlüğünü kısıtlıyor. Bu engellemeler Batı Şeria’daki ekonominin gelişmesini engelliyor. Somut sonuçlardan biri %20’ye varan işsizlik olarak karşımıza çıkıyor. İşsizlik ve kötü çalışma koşulları Filistinlileri İsrail bölgelerinde veya İsrail yerleşimlerinde çalışmak zorunda bırakıyor. Buralardaki istihdam hesaplanmazsa B. Şeria’daki işsizlik %35’e yaklaşıyor.

25 bin kişi Batı Şeria’daki ‘yerleşim yerlerinde’ yasadışı şekilde çalışıyor. İnşaat, tarım, turizm ve sanayi bölgelerini kapsayan bu istihdam alanlarında iş kanunu uygulanmıyor. Batı Şeria’da İsrail yönetimi tarafından kurulan 14 sanayi bölgesi bulunuyor. Bu sanayi bölgeleri ucuz işgücü sömürüsü üzerinde yükseliyor.

İşgal uygulamaları, baskılar, duvarlar ve kontrol noktaları Filistinlilerin tarım alanlarına erişimini engelliyor. Pek çok Filistinli çiftçi kendi tarlasına ve bahçesine hasat veya bakım için ulaşmakta güçlük çekiyor. Bakımsızlık zeytin ağaçlarının verimini düşürüyor. Oysa Filistin zeytinin anavatanı!

İsrailli yerleşimcilere ait tarım alanlarında çok sayıda Filistinli çalışıyor. Kavurucu sıcak altında hastalıklarla ve iş kazalarıyla boğuşuyorlar. Sağlık sigortaları olmadığı gibi tedavi için Filistin hastanelerine gitmeleri gerekiyor. Tatil hakları yok, aracılara yüksek komisyonlar ödüyorlar. Çalışmaya giderken kontrol noktalarında kötü muamele görüyorlar. İşgal güçleri köylüleri mülksüzleştiriyor ve ardından toprak sahibi çiftçileri ucuz işgücü olarak çalıştırıyor.

Balıkçılık, Gazze için önemli bir gelir kaynağı olmasına rağmen ambargo ve askeri operasyonlar balıkçılığı imkânsız hale getiriyor. Balıkların ihracı yasak, av ve bakım malzemeleri temin edilemiyor. Balıkçılar sıklıkla tutuklanıyor. Balıkçılar yoksullaştıkça bu meslek yok olmaya yüz tutuyor ve gıda sıkıntısı büyüyor.

HİÇBİR HAKLARI YOK

Yaklaşık 50 bin Filistinlinin İsrail’den alınmış çalışma izni bulunuyor. Saatlerce bekletildikleri uzun kuyruklarda insanlık dışı muamelelere maruz kaldıktan sonra kontrol noktalarından geçip işlerine gidebiliyorlar. Bu işçilerin önemli bir bölümü inşaatlarda çalışıyor. Aracılara %40’a varan komisyonlar ödüyorlar. İsrail İş Kanunu’na tabi olmalarına rağmen asgari ücret bile almıyorlar. İsrail sendikalarına aidat ödüyorlar ama ne burada temsil ediyorlar ne de üyelik imkânlarından faydalanıyorlar.

Çalışma izni olanların yanı sıra yaklaşık 30 bin Filistinli büyük riskleri göze alarak, bazen duvarlardan atlayarak, bazen kazılmış tünellerden geçerek, bazen de araçların bagajına saklanarak İsrail bölgelerine geçip iş arıyorlar, bulurlarsa çalışıyorlar. Bu kesim daha düşük ücretlerle ve daha kötü koşullarda çalışıyor.

Dünyanın geri kalanında Filistin bir savaş haberi olsa da Filistin’de sınıf savaşı her gün devam ediyor. En yüksek işsizlik, en derin yoksulluk, kanunsuzluk ve güvencesizlik… Ekmek kavgasında hiç ateşkes yaşanmıyor.