Emine Erdoğan sini aldırdı, Devlet Bahçeli otağ kurdurdu

Ramazan şov başladı! İki fotoğraf, Cumhurbaşkanlığı resmi Twitter hesabından birer gün arayla servis edildi. Fotoğrafların hem ortak hem de ayrı noktaları oldukça fazla. Eskiden alaturka denirdi. Bu tonun olduğu muhakkak. Ayrıca her ikisi de karmaşayı yansıtmaları açısından arabesk, olarak nitelendirilebilir.

İKİ FOTOĞRAF

Biri yerde, diğeri çadırda. Her ikisine de Mercedes ve büyük konvoylar ile gidildi. Ruh göçebe ama beden yerleşik olmak istiyor. Arasındaki denge problemi belki de yüzyıllardır sırıtıyor. Fotoğraflar yan yana konunca, ilk bakışta iki iftar arasındaki uçurum ortaya çıkıyor. Detaylar ise daha fazlasını anlatıyor.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan’ın ikinci günü iftarını Ankara’nın Mamak ilçesinde oturan bir ailenin evinde eşi Emine Erdoğan ile beraber yaptı. Üç çocuklu bir ailenin seçilmesi tesadüf değildi; ailenin yoksul olması gibi! Emine Erdoğan ön planda olmayı da kendisine değer atfedilmesini de seviyor.

Bu, resmi Twitter hesabından bile belli. Kendisini bu tür bir sosyal mecrada bile, ‘Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin resmî hesabıdır’ diye lanse ediyor. Hesap, Emine Erdoğan’ın hiçbir kurumsal görevi olmamasına rağmen Türkiye Cumhurbaşkanlığı sitesine bağlanıyor ve kendisinin, devlet insanı gibi yaptığı yurtiçi ve yurtdışı temasları ile etkinliklerini gösteriyor.

Emine Erdoğan iftar gibi organizasyonların da düzenleyicisi. Erdoğanlar, geçtiğimiz yıl, yine Ramazan’ın ilk günlerinde bir ailenin evine iftara gitmiş, yer sofrasında yemek yemeyi tercih etmişti. Ancak fotoğrafa kenardan giren yemek masası, iftarın bir mizansen olduğunu ortaya koymuştu.

KÜÇÜK BİR AİLEDE, 3 BÜYÜK SİNİ: ERDOĞAN AİLESİNİN GELECEĞİ MALUM MU OLDU?

Emine Erdoğan’ın bu sefer, detayları atlamadığı düşünülebilir. Oysa yer sofrasının yine bir mizansen olduğuna ilişkin tutarsızlıklar var. Yoksul ve çekirdek bir aile aynı boyda 3 büyük siniyi evinde neden tutar ki; Erdoğan ailesinin geleceği malum olduğu için mi? Emine Erdoğan tarafından tasarlanmış ama bir kez daha pek başarılı olamamış senaryo!

SARAYLARDAN SARAY BEĞEN

Bir sonraki günkü iftara ise MHP’li Devlet Bahçeli’nin elinin değdiği hissediliyor. Belki de dünyada kullandığı saray sayısı en fazla olan lider Cumhurbaşkanı Erdoğan. Ankara Beştepe dışında, saraylar da kullanılıyor. Dolmabahçe, Yıldız, Beylerbeyi Sarayları, Vahdettin, Huber, Florya, Çankaya köşkleri ve Aynalıkavak ile Beykoz’daki kasırlar var.

Böylece Beştepe ile birlikte saray sayısı 10’a çıkıyor. Ancak inşaatları süren Bitlis Ahlat’taki kışlık ve Marmaris Otluk’taki yazlık saraylar ile birlikte sayı 12 oluyor. Lokasyon açısından ya da henüz uygun olmadığı için diğer saraylar uygun bulunmamış olabilir. Ancak Erdoğan ve Bahçeli’nin iftar programında Ak Saray’da klasik bölümler de tercih edilmedi.

NEDİR BU OTAĞ?

Cumhur İttifakı’nın 2 liderinin, iftar için bir araya geldiği, ‘Özbek Otağı’ olarak adlandırılan bölüm, saray külliyesinde yer almıyor. Herhangi bir tanıtımı da yok! Özel bir anlam ifade ettiği için ilave edildiği belli olan otağın maliyeti, akla takılanlar arasında. Otağın; Türk, Altay ve Moğol kültüründe anlamı büyük.

BİLGE KOCA VE ULU HAKAN ROLÜ!

Osmanlı’da padişah çadırlarına da ‘otağ’ deniyordu. Şölenler, din adamları, yüksek ya da düşük rütbeli devlet adamları, ‘bilge kocalar’ ve ‘ulu hakanlar’ için kurulan otağlar var. Ak Saray’daki Özbek otağı, sekizgen biçimli ve ahşap oymalı. Bir hayli masraf yapıldığı belli. ‘Bilge koca’ ve ‘Ulu hakan’ konseptine uygun!

DEVLET İÇİNDE DEVLET

Onca yer varken, Saray içinde bir otağ, aynı zamanda devlet içinde ‘devlet’ çağrışımı yapıyor. Uygulama fikri veya tercihinin Bahçeli’den gelmesinin muhtemel olduğunu vurgulamakta yarar var. Halkın mal varlıkları konusunda hesap vermesi gerekenler, ‘ulu hakan’ ve ‘bilge koca’ rolünü oynayıp, ‘devleti birlikte sorunsuz yönetiyoruz’ mesajı veriyorlar.

Oysa, bu türden, ‘devlet içinde devleti çağrıştıran’ bir seçim bile, güç paylaşımı ile ilgili sorunlara delil oluyor. Dönelim; iki gün ara ile iki ayrı iftar. Birinde eş, diğerinde ise ortak ayarı. İftarları ayrıştıran başka önemli bir detay daha var. Belki de temel mesele budur!

İlkinde gelenekselleşen yoksulluk, ikincisinde artarak süren zenginlik gözümüze sokuluyor. Ortası yok! Tıpkı ‘Yeni Türkiye’ gibi. Önce halkın sofrasına çöküp manzara veriyor, sonra saray mutfağından beslenip, besliyorlar. 2 fotoğrafta tek kare; samimiyetsizliğin, yozlaşmanın, gücü paylaşmaya çalışırken halkları kandırmanın resmi! Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun, yer misiniz?

Dip not: 128 Milyar Dolar nerede?