Savaşta ailelerini, arkadaşlarını, evlerini kaybedenler siren seslerine alıştı. Daye, “Yıkılan kentlerde yaşayan hayaletleriz. Acıyı gözle gördük” diyor.

En acil ihtiyaç: Özlenen barış


İsmail DAYE

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının başından beri Zaporijya’da yaşayan ve savaşa doğrudan tanıklık eden İsmail Daye BirGün’e konuştu.
Ülkede bir yıldır korku ve endişenin hâkim olduğunu söyleyen Daye, "Özellikle Zaporijya, nükleer santral bölgesi olduğu için buradaki endişe daha yüksek. Herkesin hafızasına ve yaşamına teshir eden bu ruh hali tam bir yıldır, yıkılan kentlerde hayalet gibi dolanmamıza neden oluyor" dedi.


8 milyon Ukraynalının evini, okulunu, arkadaşlarını geride bırakarak sığınmacı olduğunu hatırlatan Daye, "Yaşadığım on bin nüfuslu Bilenke köyünden çok sayıda, tanıdığım, bildiğim insanın yüzünü artık köyde göremiyorum. Daha güvenli bölgelere göç ettiler ya da sığınmacı oldular. Bazıları da sıcak çatışmaların olduğu bölgelerden buraya sığındı" ifadelerini kullandı.

ACIYI GÖZLE GÖRMEK

Rusya’nın altyapılara yönelik saldırılarına değinen Daye sözlerini şöyle sürdürdü, "Saldırılar sonucu burada epey bir elektrik sıkıntısı ve berabarinde de iletişim, aydınlanma ve enerji sorunu yaşandı.

Karanlık ve soğuk geçen kış, acıyı daha görünür kılıyor. Son günlerde benim yaşadığım bu bölgede bu sorun çözüldü. Hepimiz bir nebze de olsa rahatladık. Nadir olarak elektrikler kesiliyor. Belli başlı kentlerde de böyle olduğunu okudum. Ancak zorluklar bununla da bitmiyor ki… Siren seslerine alıştık, elektriği çözdük diyelim artan fiyatlar çöken ekonomi, belirsizlik ve süren savaş üzerimizdeki korku bulutunu asla kaldırmıyor."

SAVAŞTAKİ ÇOCUKLAR

Korku, endişe, yoksulluk ve siren sesleri altında büyüyen çocuklar olduğuna dikkat çeken Daye, "Akaryakıtın iki katına çıktığı bölgede bütün ürünlerde inanılmaz artışlar oldu. Sadece birkaç örnek verecek olursam; önceleri kilosu 4 grivna olan soğan şu sıralar 40 grivnanın üzerinde satılıyor, tanesi 2 grivna olan yumurta da 7 grivna oldu. Bunlar yoksul halkın en temel ihtiyaç ürünleri. Halkın yoksullaşmasını her alanda görmek mümkün. Uluslararası yardımlar geliyor ama ne kadar yerini bulduğu tartışmalı. Ayrıca buradaki rüşvet ve yolsuzluk dolayısıyla bu yardımların yerini bulmadığı halktaki genel kanı. Gün geçmiyor ki bu konuda haber çıkmasın" diye konuştu.

Öte yandan birçok insan işinden oldu. Evleri başlarına yıkılan işsiz kalan halkın yüksek fiyatlarla boğuştuğu dönemde bir de çocuklar var tabii. Okullar hâlâ kapalı" diye konuştu.

Daye, "Halk bu savaş ile ilgili ne düşünüyor ya da ne istiyor sorusuna gelince; bunu yanıtlamak çok zor. Çünkü savaş ortamında insanların düşüncelerini özgürce ifade edebildiklerini söylemem çok zor. Bunu nereden mi biliyorum? Halk arasında yaşanan gerilimde gözlemlemek mümkün. Birbirlerini Rus yanlısı olarak suçladıkları ve bunun suçlamanın ötesine geçip sert tartışmaların olduğu hatta sıcak kavgaların olduğu bir ortamda nasıl özgür, rahat bir tartışma olabilir ki? Güvenlik güçleri sık sık kimlik ve telefon, sosyal medya kontrolleri yapıyor. İçlerinde Rus yanlısı, hain arıyorlar. Zaman zaman da bu hainleri tespit ettiklerini okuyorum. İnsanlar birbirlerini gizli ya da açık bir biçimde mimlemiş durumda. Kendi aralarında bile konuşmaktan çekiniyorlar. Daha doğrusu çok iyi tanımadıkları, güvenmedikleri insanlarla konuşmuyorlar" ifadelerini kullandı.

SIRADAKİ BEN MİYİM?

Binlerce sivilin öldüğünü ve halkın "Sıradaki ben miyim?" endişesi aşıdığını söyeyen Daye şu ifaleri kullandı, "Bugünlerde Ukraynalı yetkililerin de açıkladıkları ve kabul ettikleri gibi Rusya’nın yeniden büyük bir saldırıda bulunacağı yönünde bir beklenti var. Zaman zaman yaşadığım kent Zaporijya’ya Rusya yoğun roket saldırılarında bulunuyor. Rusya kendisine hedef seçtiği noktaları vuruyor. Bu saldırı noktalarının nereler olduğunu çoğu zaman öğrenemiyoruz. Bu saldırı sırasında yaşanan sarsıntı ile insanlar evlerinde korku ve endişeyle bekliyor. Yeni bir saldırının nelere, hangi yıkımlara yol açacağını şimdiden söylemek ya da tahmin etmek mümkün değil."

Rusya’ya karşı büyük bir hayal kırıklığı, kızgınlık ve öfke var olduğunu anlatan Daye, "Rus kültürüne karşı bu öfkeyi görmek mümkün fakat burası uzun yıllar Rus kültürel etkinliği altında kaldığından dolayı bir türlü de Rus kültüründen, dilinden vazgeçemiyorlar" dedi.

"Bir yıldır neredeyse hiç dinmeyen siren sesleri başlangıçta büyük bir tedirginlik yaratırken şimdilerde alışılır olduk" diyen Daye sözlerini şöyle noktaladı, "Halk bu savaşın bitmesini istiyor. Bölgedeki en acil ihtiyaç ve beklenti gelecek olan barış..."