Gazze’den hilafet çıkardılar
Ülke, tarikat ve cemaatler eliyle gericilik kuşatması altına alındı. Bilimsel eğitimi, kadın haklarını, özgür düşünceyi hedef alan gericiler, Filistin’e destek mitingini bahane ederek hilafet ve şeriat çağrısı yaptı. Tarikat ve cemaatlere ‘ne istedilerse veren’ iktidar, gerici kuşatmaya karşı laikliği savunanları hedef aldı.
Politika Servisi
Ülke iktidar ve tarikatlar eliyle her geçen gün daha karanlık bir geleceğe sürükleniyor. Laikliğin kırıntıları dahi süpürülürken iş, Filistin mitingini bahane edip hilafet bayraklarıyla şeriat çağrısı yapmaya kadar gitti. “Dini ve milli değerlerimiz” söylemini dilinden düşürmeyen gericiler karma eğitimden kadın haklarına, televizyon dizilerinden toplumsal yaşama dek her alanı kuşatma altına aldı. Tarikat ve cemaatlerin hiçbir talebini geri çevirmeyen iktidar yargıyı, RTÜK’ü, emniyet güçlerini, Valilikleri kısacası sahip olduğu tüm güç ve imkanları devreye soktu.
Tarafını çoktan belli eden devlet, gericilik kuşatmasına itiraz eden, laikliği savunan, ÇEDES projesine karşı çıkan, kadın haklarını, bilimsel düşünceyi, özgürlüğü savunan herkes hedef tahtasına koydu. Anayasal düzende suç olmasına rağmen sokakta hilafet çağrısı yapmak normalleştirildi. Kurulduğu günden bu yana tarikat ve cemaatlerle işbirliği yapan AKP, iktidarının ömrünü uzatmak adına ‘ne istedilerse vermeye’ devam etti.
Ayasofya’nın ibadete açılması: Tarikat ve cemaatlerin yıllar süren ısrarının ardından iktidar adım attı. Danıştay, 2020’nin Temmuz ayında Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Erdoğan kararı imzalarken, Ayasofya’da adeta şeriat şovu gerçekleştirildi.
Konser ve festivallere engel: Yandaş dernek ve vakıfların hedef göstermesinin ardından geçtiğimiz iki yılda onlarca konser ve festival yasaklandı. Milli ve manevi değerlere uymadığı gerekçesiyle gerçekleşen yasak kararları Valilikler tarafından alındı.
ÇEDES Projesi: Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) Projesi hayata geçirildi. “Manevi danışman” adı altında okullara imam, müezzin ve vaiz gibi din hizmetlerinde çalışan kişilerin atandı. Tarikat ve cemaatleri memnun eden projeye öğrenci velileri yurdun her yanında yaptıkları eylemlerle tepki gösterdi.
Karma eğitim hedefte: Tarikat ve cemaatler yıllardır kız ve erkek öğrencilerin ayrı okullarda okutulması için kampanyalar düzenledi. Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, karma eğitimi tartışmaya açtı. Tekin, “Veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli" dedi.
Sergiye saldırı: İBB’nin Artİstanbul Feshane’deki sergisi önünde bir araya gelen gerici grup sergideki eserlerin ‘milli ve manevi değerlere hakaret’ içerdiğini bahanesiyle saldırı girişiminde bulundu.
Kadın sporcular hedef alındı: Gerici Yeni Akit gazetesi A Milli Kadın Voleybol Takımı oyuncusu Ebrar Karakurt’u hedef aldı. Karakurt’un şampiyonluk mesajını haberleştiren gazete, Karakurt için "Milli utancımız" ifadesini kullandı.
Cuma ayarı: Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, mesai ve ders saatlerinin Cuma namazına göre ayarlanmasına ilişkin tartışma başlattı.
İçki yasağı: İstanbul’da Valilik ‘Güvenlik ve asayiş bakımından, kamu düzenini bozan ve halkın huzurunu kaçıran olaylara karışan şahısların ekseriyetle alkollü oldukları’nı ileri sürdü. Valilik, kentteki açık alanlarda alkollü içecek tüketimini yasakladı.
Kızıl Goncalar dizisi: Fox TV’nin yeni dizisi Kızıl Goncalar, iktidar çevreleri tarafından dizisi hedef tahtasına konuldu. Dizi önce İsmailağa Cemaati’ni rahatsız etti. İsmailağa Cemaati, dizinin kaldırılması için sosyal medya hesabından çağrı yaptı. Hedef gösterilmesinin ardından RTÜK de dizi hakkında inceleme başlattı. Dizinin afişine Şişli’de bulunan afişine boyalı saldırı düzenlendi. Dizinin çekim izinleri de iptal edildi.
Anıtkabir’de şeriat çağrısı: Atatürk’ün naaşının bulunduğu Anıtkabir’e giden bir kişi, cumhuriyete lanet okuyarak şeriat çağrısında bulundu. Şahısın, jandarma tarafından polis ekiplerine teslim edildiği öğrenildi. Öte yandan söz konusu görüntülere sosyal medyada da tepki yağdı.
∗∗∗
HİZB-UT TAHRİR’DEN HİLAFET İÇİN ÇAĞRI
Hizb-ut Tahrir: İstanbul’da gerici kurumların Filistin için düzenlediği yürüyüş hilafet ve şeriat propagandasına dönüştü. İstanbul’un ortasında hilafet çağrıları yaparak skandal görüntülere imza atan köktendinci Hizb ut-Tahrir’in yayın organı Köklü Değişim’den bu sefer de apaçık bir meydan okuma geldi. Söz konusu grubun önde gelen isimlerinden Yılmaz Çelik, hilafet çağrısı yaptı. Öte yandan BBC Türkçe’de yer alan habere göre Hizb-ut Tahrir, 1950’lerden bu yana küresel çapta faaliyet yürüten bir siyasal İslamcı örgüt. Faaliyetleri bazı ülkelerde yasak, bazı ülkelerde ise değil. Yaklaşık 60 yıldır Türkiye’de de faal olan ve özellikle de hilafet etkinlikleriyle gündeme gelen örgütün Türkiye’deki konumu ise kafa karışıklığı yaratıyor. Bir yanda Yargıtay’ın Hizbut Tahrir’i ‘terör örgütü’ olarak niteleyen kararları var. Diğer yanda ise Anayasa Mahkemesi’nin örgüt yargılamalarıyla ilgili verdiği bir hak ihlali kararı, örgüt tarafından "Anayasa Mahkemesi Hizbut Tahrir’i terör örgütü kabul etmedi" yorumuna neden oluyor. Örgüt üyeleri en son Eylül ayında Antalya’da yaşandığı gibi bazı yerlerde operasyonlarla tutuklanırken Ankara dahil başka birçok kentte ise faaliyetlerine açıktan devam ediyor.
∗∗∗
ERDOĞAN YİNE TOZ KONDURAMADI
Arabistan krizi: İktidar ve kuklası TFF’nin Süper Kupa’yı Suudi Arabistan’da oynatma kararı büyük bir kaosa neden oldu. Yetkililer, Atatürk tişörtlerine ve pankartlarına izin vermezken kulüpler sahaya çıkmadı ve maç iptal edildi. TFF’ye ve Başkan Mehmet Büyükekşi’ye futbolseverler, taraftarlar tarafından büyük tepki gösterildi. Suudi yetkililerin ‘‘Atatürk posteri’’, ‘‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh pankartı’’, ‘‘Atatürk tişörtü’’ ve "İstiklal Marşı"na izin vermediği öne sürüldü. Fenerbahçe-Galatasaraylı futbolcular, kulüpler ve siyasiler Atatürk paylaşımı yaparken kulüpleri geri adım atmama konusunda destekledi. Aradan 4 gün geçmesine rağmen ne TFF Başkanı istifa etti ne de Arabistan ile yapılan protokolün ayrıntıları doğru düzgün paylaşıldı. İktidar ve yandaşlar sosyal medyada “Türkiye’ye operasyon çekildiği” iddiasını ortaya attı. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da hedef gösterildi. Son olarak AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Süper Kupa finalinde yaşananlara ilişkin Suudi Arabistan’a yine toz kondurmadı. Yaşananların Türkiye’ye yönelik sinsi bir girişim olduğunu öne süren Erdoğan, ‘‘İslam düşmanlığına ve yabancı karşıtlığına varan bir furya ile karşı karşıyayız’’ dedi.