Attila Aşut

yazievi@yahoo.com
Kurum ve kuruluş adlarını kısaltırken uyulması gereken kurallara daha önce bu köşede kısaca değinmiştik. Ne var ki, kitle iletişim araçlarında hemen her gün karşılaştığımız yanlış örnekler, sorunun zaman zaman yeniden ele alınmasını gerektiriyor. Üstelik yalnız kısaltmalar değil, kısaltmaların alacağı ekler konusunda da belirgin bir karışıklık yaşanıyor.

     CHP’den “Ce-Ha-Pe” ya da “Ce-Aş-Pe” diye söz eden yorumcuları şaşkınlıkla izliyoruz! 

      Konu, CHP ile sınırlı değil. Adı yanlış seslendirilen partilerden biri de MHP… Kimi yazarların, siyasetçilerin, bu partinin adını ekranlarda sıklıkla “Me-Ha-Pe” diye söylediğine tanık oluyoruz.

     Evet, AKP’den “A-Ka-Pe” diye söz eden yazarlar…

     TSK’yi “Te-Se Ka” diye seslendiren sunucular…

     MKYK’yi  “Me-Ka-Ye-Ka” diye dillendiren haberciler…

     Demek ki bunların hiçbiri, Türkçenin yazım kurallarını ve söylem (telaffuz) özelliklerini bilmiyor…

     Türkçede her sesin karşılığı bir harfle gösterilmiştir. “H”, “K”, “L”, “M”, “R”, “S”, “T”  gibi sessiz harfler, önüne “e” sesi konularak okunur. O yüzden “H”nin “Ha” ya da  “Aş” diye okunması yanlıştır, özentidir. “K”nin söylenişi ise “Ka” değil “Ke”dir. Gelin görün ki, yıllardır yazılıp çizildiği halde, topluma örnek olması gereken kimi aydınlar, bu yalın gerçeği hâlâ kavrayabilmiş değiller.

 

    “HE” VE “KE” DEMEYİ ÖĞRENEMEDİLER!

     CNN Türk’teki “Medya Mahallesi” izlencesinde Yalçın Doğan (18 Nisan 2012), üstüne basa basa “A-Ka-Pe” diyor!

     Kanal D Ana Haber’de Mehmet Ali Birand, her zamanki pişkinliği ile “Ce-Ha-Pe” diyor!

     Cumhuriyet’ten Bekir Coşkun, Yüksek Seçim Kurulu ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun kısaltmasını, “Ye-Se-Ka” ve “He-Se-Ye-Ka” diye yazıyor.

     Bol ödüllü romancımız Oya Baydar bile “Medya Mahallesi”nde Ayşenur Arslan’la söyleşirken, inatla “A-Ka-Pe” diyor!

     Cumhuriyet’in kıdemli köşe yazarı Cüneyt Arcayürek ise bir başka uçta! O, AKP kısaltmasındaki heceleri uzatarak “Aaa Kaa Pee” diye yazıyor. Arcayürek, Başbakan’ın “AK Parti demeyenler edepsizdir!” sözüne tepki gösterirken, “Partinin adını isteyen dilediği biçimde kısaltabilir” diyor ve “AKP’nin yerleşik anlatımı Aaa Kaa Pee’dir” diye ekliyor (Cumhuriyet, 5 Haziran 2009). Kısaltmaların öyle “keyfekeder” biçimde yapılamayacağını, Arcayürek gibi meslek kıdemi yarım yüzyılı aşkın bir yazarın bilmesi gerekir. Türkçenin yazım kuralları bellidir, bu kuralları aklımıza estiği gibi değiştiremeyiz. Hiç kimse AKP’yi “AK Parti” yapamayacağı gibi, “Aaa Kaa Pee!” diye de seslendiremez.

       “AKP” kısaltmasının yazımı ve söylenişi konusunda kafalar bu denli karışıkken, kuyuya bir taş da İsmet Özel attı! Kocaeli Anakent Belediyesi’nin düzenlediği Kitap Fuarı’nda ‘Direniş ve Atılım’ konulu bir konferans veren eski devrimci, yeni Türkçü-İslamcı İsmet Özel, AKP’nin “A Ke Pe” diye seslendirilmesinin “Pe Ke Ke”yi çağrıştırdığını öne sürerek şöyle demiş: “AK Parti kendisine A Ke Pe denmesini istemiyor. Ben de o siyasi kuruluşa A Ka Pe diyorum. Tıpkı PKK’ya Pe Ke Ke demediğimiz gibi.”

       Hani, insanın Can Yücel’i anımsayarak, “Bi sen eksiktin ayışığı!” diyesi geliyor.

       A benim eski yoldaşım, PKK’ye “Pe Ke Ke” demekle insan PKK yandaşı olmaz! Olsa olsa, “doğru Türkçe”den yana tutum almış olur…

 

       KISALTMALARIN OKUNUŞU

      Sessiz harflerin yanlış söylenişi konusunda örnekler o kadar çok ki… Sözgelimi, şu belgi bir televizyon reklamından:

     “Bankacılığı senfoniye dönüştüren Te Se Ka …”

     Hayır, söz konusu olan, Türk Silahlı Kuvvetleri değil, Türkiye Sanayi ve Kalkınma Bankası... Hani, “senfoni” diyorlar ya… Böyle bir senfoni, olsa olsa “kakofonik senfoni” olabilir ancak!

     Medya dünyasının önde gelen yazarları, yorumcuları, sunucuları, reklamcıları, ilkokul bebelerinin bile iyi bildiği “H” ve “K” harflerini doğru seslendirmeyi ne zaman öğrenecekler acaba?

     KISALTMALARDAN SONRA GELEN EKLER

     Kısaltmalardan sonraki ekler de çoğu zaman yanlış yazılıp söyleniyor. Dil Derneği’nin Yazım Kılavuzu, kuralı şöyle açıklıyor:

     “Kısaltmalara gelen ekler, kısaltmanın okunuşuna uyar, kesme imiyle ayrılır.”

      Kısaltmalar, sondaki harfin okunuşuna göre kalın ya da ince ek alır. Sözgelimi, Türk Ceza Kanunu’nun kısaltması TCK, Terörle Mücadele Kanunu’nun kısaltması TMK’dir. Burada kısaltmayı oluşturan sözcüğün baş harfi yerine sözcüğün bütünü okunarak ek takılırsa uygulama yanlış olur. TOBB ve YÖK gibi örneklerde ise, kısaltmalar tek hece olarak okunur ve hecenin ses uyumuna göre takı alır. TMMOB’nin okunuşu ise daha değişiktir. Yani buradaki ek, kısaltmanın son harfine uygun olmalıdır.

     Bu konudaki taze bir örneği BirGün gazetesinden vereyim: 2 Mart 2012 günlü gazetenin manşetinde yer alan haberin altbaşlığında şöyle deniyor: “…Bakan, suyun özelleştirilmesine karşı çıkan KESK ve TMMOB’a facianın sorumluluğunu yükledi”.

     Gazetedeki arkadaşlar bu kısaltmayı nasıl okumuşlar bilmiyorum ama doğru okuma “Te-Me-Me-O-Be” biçiminde olmalıydı. Böyle olunca da kesme iminden sonra “a” değil “ye” takısının gelmesi gerekirdi.

     Örnekleri çoğaltalım. Sözgelimi, TMO’yu seslendirirken de “Te-Mo” değil, “Te-Me-O” diyoruz.

     ÖSS’yi de “ÖS” diye seslendirmiyor, “Ö-Se-Se” diye okuyoruz. RTÜK’ü ise “Re-Tük” diye okuyoruz. Alacağı takı değişmese de, bu kısaltmayı “Rütük” biçiminde seslendirmek yanlıştır.

 

     “TSK” KISALTMASI HANGİ EKİ ALIR?

     4 Mayıs 2012 günlü gazetelerde TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri) haberlerine çokça yer verilmişti. Ben o gün dört gazeteye bakabildim ve “TSK” kısaltmasından sonra kullanılan eklerde aykırılıklar gördüm.

     Aydınlık’ın birinci sayfa manşet üstünde, büyük harflerle boydan boya şöyle yazılmıştı:

     “TSK’DA YÜZLERCE İSTİFA”.

     Radikal’in kapağında, “TSK’dan açıklama” spotu vardı. Bu haberin  2. sayfadaki başlığı ise “TSK’dan bildirili uyarı geldi” biçimindeydi.

      Bu iki gazete de TSK kısaltmasını yanlış seslendirerek kesme iminden sonra yazım kuralına aykırı ek kullanmıştı.

     Aynı günkü Cumhuriyet’in 6. sayfasında yer alan TSK haberiyle ilgili başlık ise şöyleydi:

     “Genelkurmay’dan sert açıklama: TSK’yi tahrik ediyorlar”.

     Görüldüğü gibi, Cumhuriyet gazetesindeki başlık, Türkçenin yazım kuralına uygun olarak düzenlenmişti. Ama beni asıl sevindiren, pek çok gazete TSK kısaltmasında yanılgıya düşerken, BirGün’ün bu kez doğru başlık kullanmasıydı. Gazetemizde bu haber 8. sayfada, “TSK’den köşe yazarlarına müdahale” başlığıyla verilmişti.

       Unutmamak gerekir ki, kitle iletişim araçlarında Türkçenin yazım kurallarına gösterilen özen, o yayınların niteliğinin de bir göstergesidir.