Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9 büyüdü. Emeğin büyüme içindeki payı 2,1 puan geriledi, sermayenin payı 3 puan arttı. Ekonomi büyürken gelir dağılımında bozulma sürdü, emekçi yoksullaşmaya devam etti. Politikalarının sonuç verdiğini ve iç talebin yavaşlayacağını belirten Şimşek, sermayeye “Dış pazar arayın” dedi. Ekonomistler, “Emek sömürüsü ve yüksek enflasyonla kışkırtılmış, yoksullaştıran bir büyüme” değerlendirmesi yaptı.

Halkın sırtından sermayeyi büyüttüler
Fotoğraf: Depo Photos

Ekonomi Servisi

Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde beklentileri aşarak yıllık bazda yüzde 5,9 büyüdü. Büyümeye en büyük katkıyı yüzde 7,7 ile hane halkı tüketimi sağladı. Üçüncü çeyrek itibarıyla kişi başı milli gelir 12 bin 449 dolar oldu. Gayrisafi katma değer içinde emeğin payı bir önceki çeyreğe göre 2,1 puan azaldı. Buna karşın sermayenin payında 3 puanlık artış yaşandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı üçüncü çeyrek gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) verilerini açıkladı.Türkiye ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 5,9 büyüdü. Türkiye ekonomisinin dönemsel bazda büyümesi ise yüzde 0,3 oldu. Bu arada yılın ilk çeyrek büyümesi yüzde 3,9'dan yüzde 4'e, ikinci çeyrek büyümesi yüzde 3,8'den yüzde 3,9'a revize edildi. TÜİK verilerine göre, yüzde 5,9'luk büyümeye hane halkı tüketimi 7,7 puan, kamu 0,7 ve yatırımlar 3,4 puan katkı yaptı. Reuters anketinde, üçüncü çeyrekte yıllık büyüme beklentisi yüzde 5,6 olmuştu.

Büyümeyi net ihracat 2,6 puan ve stok değişimi 3,2 puan aşağı çekti. Üretim yöntemiyle GSYİH tahmini, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 79,8 artarak 7 trilyon 681 milyar 432 milyon TL oldu. GSYİH'nin üçüncü çeyrek değeri, cari fiyatlarla ABD doları bazında 295 milyar 815 milyon olarak gerçekleşti.

SANAYİ YÜZDE 5,7 BÜYÜDÜ

Verilere göre, üçüncü çeyrekte üretim tarım sektöründe yüzde 0,30, sanayi sektöründe yüzde 5,70, imalat sanayisinde yüzde 5,70,inşaat sektöründe yüzde 8,10, hizmetler sektöründe yüzde 4,30, bilgi-iletişim sektöründe yüzde 1,70, finans, sigorta sektöründe yüzde 5,10, gayrimenkul sektöründe yüzde 2,70, kamu yönetiminde yüzde 3,60, diğer hizmet yüzde 2,20, vergi-sübvansiyon yüzde 16,50 arttı. İdari destek hizmet sektörü ise 2,50 geriledi.

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 11,2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 14,7 arttı. Mal ve hizmet ithalatı, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 14,5, ihracatı ise yüzde 1,1 arttı.

TÜİK verilerine göre, üçüncü çeyrek itibarıyla kişi başı milli gelir 12 bin 449 dolar oldu. Ekonomideki büyümeye karşın verilere göre emeğin milli gelirden aldığı pay da düşmeye devam etti. TÜİK verilerine göre; emeğin payı, 2023'ün ikinci çeyreğinde yüzde 34,3 seviyesindeyken üçüncü çeyrekte yüzde 32,2'ye geriledi. Sermayenin milli gelirden aldığı pay ise ikinci çeyrekte yüzde 43,8 iken bu oran üçüncü çeyrekte yüzde 47'e yükseldi. Böylece emeğin payı üçüncü çeyrekte 2,1 puan azalırken sermayenin payında 3 puanın üzerinde bir artış yaşandı.

∗∗∗

3. ÇEYREKTE SEKTÖREL BÜYÜME ORANLARI

∗∗∗

ÜCRETLİLERİN EKONOMİDEN ALDIĞI PAY 3. ÇEYREKTE YÜZDE 32,2 OLDU

Üçüncü çeyrekler itibariyle işgücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içerisindeki payı (%):

∗∗∗

BÜYÜMEYİ TÜKETİM SÜRÜKLEDİ (%)

∗∗∗

BÜYÜMENİN ARKA PLANINDA AÇLIK VAR 

Akademisyen Özgür Müftüoğlu: İktidarın özellikle son yıllarda artırdığı emek sömürüsü, doğanın sermayeye daha fazla peşkeş çekilmesi, borçlanmadan dolayı kaynak yaratma çabaları ve halkın üzerinde uygulanan ekonomi politikaları, bir büyüme yarattı. Büyümenin bedeli ise emekçi kesimler ve doğa açısından ele alındığında günün sonunda tüm insanlara çıkmış oluyor. Yani emeğin payı giderek azalırken, halk giderek yoksullaşırken enflasyon git gide artmaya devam ediyor. Bu çıkan sonuçta hayatın içerisinde tam da şu an sıkça tartışılan asgari ücret açlık sınırının ne kadar yukarısında olmalı gibi bir tartışmaya evriliyor. Dolayısıyla bu büyümenin arka planında Türkiye’de önemli bir kesimin açlığa nasıl mahkum edildiğini görmek mümkün.

"İktidarın bilinçli bir şekilde uyguladığı bu politikalar karşısında bu büyüme nasıl oldu? Kimler bedelini ödedi? Büyüme oranları toplum içerisinde nasıl paylaşıldı?" sorularını sormak ve cevap vermek gerekli. Bu soruların cevabında da göreceğimiz ilk durum, gelir eşitsizliğinin çok daha fazla bozulması. Öte yandan Mehmet Şimşek’in büyüme rakamları için politikalarımızın sonucu yaklaşımı da kendi adına doğruluk içeriyor. Çünkü Şimşek tam da bu tarz bir ekonominin devamlılığını savunan birisi. Daha önceki bakanlık dönemlerinde de sermayenin temel çıkarları ile hareket eden, kapitalizmin uluslararası çıkarlarını savunan ve ülkenin yönünü buraya çeviren biri. Bu açıdan da siyasi iktidara yakın olan bir grubun toplumun geniş kesimleri açısından nelere mal olduğunu görmemiz gerekiyor. ‘Ekonomi düzeliyor, iyiye gidiyoruz’ denilen senaryoda toplumdaki hangi çıkar gruplarını nasıl etkilediğine bakmamız lazım.

YOKSULLAŞTIRAN TABLO

Ekonomist Mustafa Sönmez: Görünüşte bir büyüme var ama sağlıklı bir büyüme değil. Yüksek enflasyon telaşıyla kışkırtılmış bir taleple büyüme gerçekleşti. Çünkü yüksek enflasyonla birlikte yurttaşlar mal almaya yöneldi. Bu artan talebin sonucunda bu rakamlar ortaya çıktı. Ancak bu talep kışkırtması beraberinde yüzde 70'lik bir enflasyonu ortaya çıkardı. Türkiye ekonomisinin yapısal özelliği nedeniyle ekonomi büyüdükçe döviz ihtiyacı artıyor. Çünkü ekonomi büyüten üretim ithalat ile sağlanıyor ve bu da döviz açığını artırıyor. Ve sonuç itibariyle bu ‘büyüme’ tablosu, ‘paylaşma’ sürecine geldiğinde, milli gelirden emeğin payı sürekli düşerken, sermayenin payı yükselmeye devam ediyor. Bu durum yükseltilmiş ücretlere rağmen gerçekleşiyor ve yoksullaştıran büyüme tablosu ortaya çıkıyor.

Ekonomist Mahfi Eğilmez: GSYH Üçüncü Çeyrekte % 5,9, ilk 9 ayda yüzde 4,6 büyüdü. Bu dönemde ortalama enflasyon % 50,3 olduğu için bu büyüme, gelirini enflasyon oranında artıramayanlar için bir anlam ifade etmiyor.