Yaşlı nüfusla birlikte emekli sayısı da artıyor. 10 bin lira maaşla nasıl yaşanır, sosyal hayat nasıl sürdürülür? Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Ergen “Bir kafede çay içmek bile imkansız. Boş bank bulan emekli kendini şanslı sayıyor. Sosyal hayat bu” diyor.

Her bankta bir emekli

 Semra KARDEŞOĞLU

Son beş yılda yaşlılar arasına 1 milyon 556 bin 284 kişi katıldı. Günlük ortalama 1087 kişinin 65 yaş eşiğini aştığını ortaya koyuyor. Duruma böyle baktığımızda meselinin boyutu daha fazla ortaya çıkıyor. Yaşlılık sürecinin sorunları ile emeklilerin sorunları iç içe geçiyor. Her ne kadar 65 yaşın altında emekliler olsa da asıl sorun bu yaştan sonra başlıyor. Çalışmayan ve tek geliri emekli maaşı olan milyonlar için durum iç açıcı değil. Üstelik bundan sonra emekli olacaklar için durum daha da zor. Bir yandan uzun prim günleri diğer yandan düşük emekli ücretleri. Artan enflasyon karşısında maaşları sürekli eriyen emekliler son dönemde alanlara çıkan en büyük grupların başında geliyor.

Nasıl gelmesin; Son zam öncesine kadar ortalama emekli maaşının 7 bin 211 lira olduğu biliniyor.  Asıl önemlisi emeklilerin milli gelirden aldığı pay sürekli düşüyor. Emekli maaşlarının gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranında Türkiye 36 Avrupa ülkesi içinde sondan ikinci sırada yer aldı. Euronews’in ‘Eurostat’ verilerinden derleyerek hazırladığı habere göre 2021 yılında emekli/yaşlı ve dul/yetim maaşlarının GSYH’den aldığı pay Türkiye’de yüzde 6,1 olurken AB ortalaması yüzde 13 oldu.

Durum buyken emeklilerin insanca yaşam talebiyle başlattıkları hak mücadelesi genişleyerek sürüyor. Emeklilerin durumunu, Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen ile konuştuk.

Emeklilerin emekli sendikalarının bugün mücadelesi hangi talepleri içeriyor?

İki yönlü bir mücadele. İnsanca yaşam hakkı için ekonomik bir mücadele. İkincisi demokratik kazanımların güvence altına alınması ve ülkelerin demokratikleşmesi için. Demokraside olmadığı hiçbir yerde zaten güvence de olmaz, ekonomik özgürlük de olmaz.

Avrupa’da en düşük emekli maaşına sahip ülkeyiz diyorsunuz. Karşılaştırdığınızda nedir tablo?

Fransa, Almanya, İtalya'yla kıyaslayalım. Mesela 1500, 1800 avro. Şimdi avro bazında düşündüğümüzde çalışanlarla bile kıyaslanamaz. Türk lirasına çevirerek bakarsak 48-50 bin olmalı. Ancak Balkan ülkeleriyle kıyaslanabilir.

EN AZ 25-30 BİN TL

Ne oldu da, nasıl oldu da bu noktaya geldik? Emekliler her gün sokakta?

Şimdi 2000 öncesi ve sonrası diye ayıralım. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde piyasada ne para edecekse onun üzerine özelleştirme ve benzeri ataklarını yaptı. Yani eğitimi, sağlığı özelleştirdi. Onları ranta çevirdi vesaire. Aynı şeyi emekliler üzerinde de yapıldı.

Emeklilerin maaşlarını düşük tutmaya çalıştı. 2008’de emeklilere maaş bağlama oranları çok düşürüldü, çalışma süreleri uzatıldı. Maaşının yüzde 70’ini emekli maaşı olarak alırken kademe kademe azaltılarak yüzde 28’lere kadar geriledi. Yani 100 lira maaş alıyorsa emekli olunca 28 lira bağlandı. Normalde 100 lira kazanan birisinin en az 70 lira emekli maaşı olmalı. Bugün konuştuğumuz kök maaş düşüklüğünün kaynağı da bu maaş bağlama oranlarını. Bir tanesi de primlerinin güncellenmesi. Çevrilmede gayrisafi milli hasıladaki payımız yüzde 100’den 100’den 100’de 30’lara düşürüldü. Refah payı falan almıyoruz. Bunlar hep emeklilerin aleyhine gelişiyor. Yani attıkları her adım geriye götürüyor. Bugün 2000 öncesi mevcut kurallarla hareket edilse bugün en düşük emekli maaşı 25 bin ila 30 bin arası olacaktı. Bize bu yapılanı reform adı altında yutturmaya çalıştılar.

Niye ses çıkaramadı o dönem emekliler, bu kadar vahim bir sonuç getiriyorsa eğer?

O dönem emekli örgütlenmesi çok zayıftı, çok cılızdı. Ama çalışanların sendikaları da bu işi toplumsal bir harekete dönüştürüp bunun önüne barikat oluşturamadı. Çünkü bu emeklilerin değil emekli olacakların da sorunuydu. Bugün son zamla 10 bin lira en düşük maaş. Ve en az 6 milyon emeklinin bu maaşı aldığı düşünülüyor. Çünkü tam açıklanmadığı için bilemiyoruz 6-9 milyon arası olduğu söyleniyor.

UCUZ İŞGÜCÜ MUAMELESİ

Bir yandan da dünyanın en erken emekli olunan ülkesiyiz…

İşte bu da seçim politikası. EYT yapıldı. Ama iyi mi? 45 yaşında emekli olmak avantaj gibi gözükse de 5 yıl sonra bu kişilerin durumu ne olacak görme imkanınız var mı bugünden? Prim gününe bakın;  Biri 9 bin, diğeri 5 bin 400 gün ödemiş. Bunların hepsi en düşük emekli maaşını alıyor. Bir de koşullara bakalım Avrupa'daki bir adam 75-80 yaşında dünyayı dolaşıyor. Ama bizde emekli olsa da çalışmak zorunda. 2008 sonrası işe başlayan 65’inde emekli olacak. Yani emeklinin sorunu seçime endeksli gidiyor. Yani emeklilik hakkını ve primlerini gelirlerini seçimle doğru orantılı olarak kullanan bir iktidardan bahsediyoruz. Bir hak olarak değil de “Ben bu seçimi nasıl kazanırım” üzerinden. Şimdi EYT ile emekli olanların bir bölümü kayıt dışı çalışmaya başladı. Senin sosyal güvencen var seni sigortalı da yapmıyorum diyor. Zaten iş bulmak zor ne yapacak.

Emekli birinin çalışması değil mesele çalışmaya ve kendi düzeyinin altında çalışmaya mahkum edilmesi, ucuz iş gücü olarak görülmesi. Fen öğretmeni arkadaşım inşaat bekçiliği yapıyor mesela. Kahvehanede çaycılık yapıyor.

Bundan sonraki mücadeleniz nasıl şekillenecek?

Ya bir tanesi bizim sendikal güvencemiz. Yani sendikalarımıza sürekli engeller çıkarılıyor ve sürekli kapatma davaları açılıyor. Bunun çözülmesi lazım. Yani örgütlenme özgürlüğünü de kendilerinin kaldırılması lazım. Temel sorunlarımızdan biri sağlık. Hastaneye erişimi, tetkiklerin yapılması bir hassasiyet gerekiyor. Devlet hastanelerinde günler sonraya randevu veriliyor. Özeli karşılamak imkansız. Katkı paylarının da alınmaması gerekiyor. Bir diğeri yerel yönetimlerin tıpkı kreş açması gibi bakımevi, huzurevi açması gerekiyor. Bir de tüm bunları yeniden vurgulamalı. Hani bu bir lütuf değil. Bu insanlar yıllarca bunun karşılığını almadan peşin ödediler. Şimdi yaşlıların kaliteli bir şekilde yaşlanmasını sağlayıcı düzenlemeler gerekli.

Sosyalleşmelerini nasıl sağlanacak tüm bunlar içinde?

Bugün yaşlılık demek evde olmak demek çünkü. Avrupa'da 80 yaşında dünyayı geziyor bizde 60 yaşında evden adım atamıyor. Emeklilik eşittir evde kapalı kalmak. Şimdi parklara bir bakın. Her bankta bir yaşlı.

∗∗∗

47 ÜLKEDEN 44’ÜNCÜ OLDU

Mercer’in her yıl gerçekleştirdiği küresel emeklilik endeksi sonuçlarına göre Hollanda, emeklilik endeksinin ilk sırasına yerleşirken Türkiye listenin 44’üncü sırasında yer aldı. Dünya nüfusunun yüzde 64’ünü kapsayan 47 emeklilik sisteminin karşılaştırıldığı raporda, 50’den fazla gösterge değerlendirildi.

Döneminde bireysel emeklilik birikiminin belirli bir bölümün aylık maaş olarak alınmasının zorunlu kılınması tavsiyeleri yer alıyor” açıklamalarında bulundu.

∗∗∗

Yarın: Yaşlıların sosyal hakları neler?