Hükümet, Cenevre’de devam eden Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 105. Uluslararası Çalışma Konferansı sırasında sendikal hak ihlalleri nedeniyle Aplikasyon Komitesi gündemine alınmaktan son anda kurtuldu.

ILO’nun yıllık konferansında sendikal hakların en çok ihlal edildiği yaklaşık 25 ülke ILO denetim organlarından biri olan Standartların Uygulanması Konferans Komitesinde (Aplikasyon Komitesi) özel olarak inceleniyor. Aplikasyon Komitesi gündemine alınmak sendikal hakların yoğun biçimde ihlal edildiği anlamıma geliyor. Türkiye AKP hükümetleri döneminde yedi kez Aplikasyon Komitesi gündemine alındı. Türkiye Aplikasyon Komitesi’nde en çok incelenen ülkeler arasında yer alıyor.
2005-2015 döneminde Belarus ve Guatemala 9 kez Aplikasyon Komitesi gündemine alınırken, Türkiye, İran ve Myanmar ile birlikte 7 kez gündeme alındı. Türkiye en çok gündeme alınan veya en çok sendikal hak ihlalinin yaşandığı ilk beş ülke içindedir (Ayrıntılar için: DİSK-AR’ın Türkiye’nin ILO Karnesi raporuna bakılabilir. disk.org.tr).

Türkiye’nin bu yıl da Aplikasyon Komitesi gündemine alınması bekleniyordu. Aplikasyon Komitesi gündemine alınma konusunda daha önce hazırlanan Uzmanlar Komitesi raporu önemli bir rol oynuyor. Mart ayında hazırlanan ILO 2016 Uzmanlar Komitesi raporunda, Türkiye başta sendikal haklara ilişkin 87, 98 ve 151 sayılı sözleşmeler olmak üzere çalışma hayatında ayrımcılıkla ilgili sözleşmeler de dahil, 8 ayrı ILO sözleşmesinin ihlal edilmesi nedeniyle yer almıştı.

Uzmanlar Komitesi son yıllarda yaşanan grev ertelemelerini 87 sayılı Sendika Hakkı ve Özgürlüğünün Korunması Sözleşmesinin ihlali olarak nitelendirmişti. Türkiye uzun yıllardır sendikal hak ve özgürlüklerle ilgili 87 ve 98 sayılı sözleşmelerin ihlali nedeniyle Uzmanlar Komitesi raporunda yer alıyor. Ancak Uzmanlar Komitesi raporundaki değerlendirmelere rağmen Türkiye bu yıl Aplikasyon Komitesi gündemine alınmadı. Böylece hükümet ILO’da sendikal hak ihlallerinin hesabını vermekten kurtuldu.

Aplikasyon Komitesi’nin gündemine alınacak ülkeler konferansta işçi ve işveren grubu tarafından mutabakatla belirleniyor. Bu ülkelerin belirlenmesinde uluslararası işçi ve işveren örgütlerinin tutumu önemli rol oynuyor. Örneğin Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Türkiye’nin bu yıl Aplikasyon Komitesi gündemine alınmasını istiyordu. Ancak buna rağmen Türkiye gündeme alınmaktan kurtuldu ve böylece hükümet rahat bir nefes aldı.

Hükümetin gündeme alınmaktan nasıl kurtulduğunun kokusu çabuk çıktı. Meğer işveren örgütleri bu konuda özel bir çaba harcamış. ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow, DİSK ve KESK’e yolladığı mektupta, meselenin iç yüzünü açıkladı: “Bizim için önceliği olmasına rağmen, Türkiye’nin 87 Sayılı Sözleşme’ye ilişkin durumu işveren grubunun güçlü itirazı nedeniyle listeye alınmadı ve işçi grubu sözcüsü de listenin şu anki biçimini kabul etmek zorunda kaldı. İşçi sözcüsü açılış konuşmasında Türkiye’de sendikal hakların durumuna değindi.”

İşveren grubun güçlü itirazı veto anlamına geliyor. Anlaşılan Türkiye listeye alınırsa listenin tümüne karşı çıkma, veto etme tehdidinde bulunmuşlar. Kuşkusuz “işveren grubunun güçlü itirazı” Türkiye işverenlerinin, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, TİSK’in girişimleriyle gerçekleşti. Bunu hükümetin kiralık işçiliğin yasalaşması için gösterdiği performansa karşılık işverenlerin bir jesti olarak, bir alışveriş olarak da okumak mümkün.

Ancak mızrak çuvala sığacak gibi değil. ITUC bugün (9 Haziran’da) ILO Konferansında yıllık Uluslararası Sendikal Hak İhlalleri Raporunu açıklıyor. Türkiye, bu yılki raporda en kötü sicile sahip ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye işveren örgütlerinin teveccühü ve “güçlü itirazı” nedeniyle sendikal hak ihlallerinden ILO Aplikasyon Komitesi gündemine alınamadı. Ancak Türkiye, sendikal hak ihlalleri sıralamasındaki yüksek performansını koruyor!

İşverenler sağ olsun! Hükümet bu yıl da ILO kâbusunu atlattı!