Bugün gündem çok yoğun ve de vahim!

Ekonomi hızla çöküyor.

Üstelik AKP’nin İhvan seviciliği yüzünden Mısır’ın Yunanistan’la MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) antlaşması, Doğu Akdeniz’deki haklarımızı zora sokuyor.

Emperyalist diretme Akdeniz’i ısıtıyor! Her an çatışma çıkabilir!

Anlaşılan Irak, Suriye ve Libya sonrasında gelişen denizdeki kaosun yükü, belimizi tam bükecek!

Bu gibi sorunlar diplomasi yerine hamasetle çözülemez!

Akıl ve sağduyu gerekir!

Üretmek için ekonominin sıcak paraya ihtiyacı var!

Bulunamayan para basılıyor!

Dolayısıyla enflasyon artıyor. Tablo daha da kararıyor!

Büyük tehlike ise; döviz rezervlerinin bitmiş olmasıdır!

Gerekli önlem alınmazsa Türk Lirası’nın değeri bu günden daha hızlı düşecektir!

İthalata dayalı sanayi, ekonomik zararın daha da büyümesine neden olacaktır!

Diğer yandan faizlerin artırılma beklentisiyle bankaların başta tarım yatırımları olmak üzere, ticari kredi kullandırılmasını durdurması, ekonomik çöküşü hızlandırmaktadır!

Covid-19 salgının 2. atağa geçmesiyle birlikte ülkenin eylül ve ekim aylarında hayli zorlanacağı açıktır...

Türkiye bu durumdayken CHP, önce “37. Kurultayını”, sonra “Kadın Kolları Kurultayı” yaptı. Bu 2 önemli Kurultay toplumda heyecan ve umut yaratmadı.

Dün açıklanan CHP MYK’si de hemen hemen aynı isimlerden oluştu!

Görülmektedir ki; Kılıçdaroğlu’nun bu güne kadar uyguladığı politikalar değişmeyecek!

Yani CHP tek başına iktidar olma iddiasından tamamen vazgeçmiş, Millet İttifakı’ndaki dostlarıyla iktidar olmanın peşine düşmüştür!

Nedeni mi? Çok açık!

Kılıçdaroğlu CB adayı olmaktan çekiniyor! Yani CHP’nin CB adayı yok.

Bu nedenle sağdan aday bulma peşinde!

Laik demokrasiye inanmış, hak ve özgürlüklerden yana, eşitlik ve barış isteyen yurttaşların, CHP’ye verdiği yüzde 25’lik oy, bu düşüncelerle ilişkisi olmayan, dini siyasallaştıran, yaşamı muhafazakârlaştıran herhangi sağcı birisinin cumhurbaşkanlığı için kullanılmamalıdır!

Oysa CHP Atatürk’ün kurduğu partidir.

İlkeleri vardır! CHP, devrimcidir! Halkçıdır! Devletçidir! Cumhuriyetçidir! Milliyetçidir!

Çünkü LAİKTİR!

Yani çağdaş demokrasi, insan hak ve özgürlükler, inanç ve ibadet güvencesi, sosyal devlet, yargının tarafsız ve bağımsız olması, sürekli gelişim ve adil paylaşım ancak ve yalnızca laiklik ilkesiyle var olabilir!

Tekrar etmekte fayda var.

Biat eden toplumdan, kul olan insandan düşünen ve özgürce düşüncesini ifade eden yurttaşa, demokrasiye, üreten ekonomiye ve şeffaf devlete giden tek yol; laik devlet düzenidir!

Laiklik barışın ve eşitliğin tek nedenidir!

Oysa bu gün anayasadaki laiklik ilkesi fiilen kaldırılmıştır!

Devlet din tanımlı kararlar almakta, Hadis’lere dayalı genelgeler yayınlamaktadır!

Açıkça halifelik talep edilmektedir! Hilafetin ayak sesleri duyulmaktadır.

Ayasofya Camii hilafet talebinin merkezi haline getirilmiştir.

Turban da üniforması olmuştur!

AKP Genel Başkanı her vesileyle yaptığı konuşmalarda dini ritüelleri dile getirmektedir.

Cumhuriyet tarihinde sadece faşist Cunta lideri Kenan Evren’in konuştuğu bu jargonun şimdi tekrar edilmesi anayasal suçun yanı sıra yaklaşan büyük tehlikenin de habercisidir!

Hal böyle iken ülkenin temel taşı, demokrasi ve çağdaş yaşamın varlık nedeni ve CHP’nin en önemli ilkesi olan “laiklik, tehlikede değildir” diyerek olaylara ses çıkarmayan ve laikliğe sahip çıkmayan Kılıçdaroğlu, açıkça partinin program ve tüzüğüne ters düşmektedir!

Anlaşılan o ki Kılıçdaroğlu; Türk/İslam sentezine bağlı siyaset yapan Millet ittifakındaki partilere laiklik ilkesini unutarak şirin gözükmeye çalışmaktadır!

CHP’ye yakışmayan bu politikaya güç veren tek dayanak 31 Mart seçim başarısıdır!

Özellikle Büyükşehir Belediye seçimlerindeki CHP başarısının millet ittifakından daha büyük payı ekonomi, çağdaşlık ve laik demokrasi için oy veren Kürt seçmelerindir!.

Türkiye’de Kürtlerin oy vermediği hiçbir parti bu güne kadar iktidar olmadı.

Kürtlerle birlikte olmaktan utanan, ama onların oylarını gizlice almaya talip olan bir siyaset hem etik değildir hem de kalıcı olamaz!

CHP gibi köklü bir parti her Kürt’ü PKK’li gösteren AKP’nin oyununa gelmemelidir!

Bu siyaset tamamen yanlıştır!

Ülkenin hayrına değildir!

CHP iktidar olabilecek potansiyele sahiptir.

İktidar olma iddiası olursa umut olur.

Kararlı durur, iç barışı sağlar, partililerle kucaklaşırsa, gerçek ilkelerine dönerse yani

CHP kendi değerleriyle yola çıkarsa kazanabilir!

Gerisi boş laftır!