2019 Mayıs’ta açıklanan ‘Yargı Reformu Strateji Planı’nda çalışmaların bittiği ve programın ‘İnsan Hakları Eylem Planı’na dönüştüğü duyuruldu.

GÜL VE DİKEN

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan plana, ‘çiçek ve diken’ benzetmesi yaparak şerh düştü: “Her çiçeğe su vermeyeceğiz. Çiçek ve dikeni ayıracağız!” Benzer tanımlama da AKP Sözcüsü Ömer Çelik’ten geldi. AKP’yi inandırıcı bulmayanların tepkileri ve “Laf çok icraat yok” eleştirilerini bağlamından kopardı: “İnsan hakları adı altında başka şeyler peşinde koşanların rahatsız olması normaldir”

Anlatılmak istenen açık. Erdoğan bir süredir, muhalefetin yapısının değişmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Anlaşılan program; Kürtleri, muhalifleri, iktidarı eleştirenleri ve insan hakları neyi gerektiriyorsa onun uygulanmasını isteyenleri kapsamayacak.

AKP KRİTERLERİ!

Erdoğan, dikensiz gül bahçesi dese daha samimi olurdu. Çünkü mesele insan hakları değil. Amaç hiza muhalefeti, sahipsiz kamuoyu, gazetecisiz gazete, biatkâr dernek, içi boş üniversite yaratmak. AKP, “İnsan haklarını bizim kriterlerimize göre konuşabiliriz” ya da “Demokrasi ancak bize kadar var” diyor.

1 HAFTADA KUSURSUZ UYGULANDI!

Paketin ortaya çıktığı gün, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP ile ilgili inceleme başlattı. Yine aynı gün, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birli ve Kültür Derneği’ne (MEBYA-DER) baskın yapıldı. 71 yaşındaki Hatun Aslan ve 79 yaşındaki Meryem Soylu kronik rahatsızlıklarına rağmen tutuklandı.

Ayrıca Meclis’e dokunulmazlıkların kaldırılması için 33 fezleke gönderildi. 28’i, HDP’lilere, Kobane eylemleri gerekçesi ile hazırlanmıştı. Birine, Boğaziçi eylemleri de sıkıştırıldı. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç’un üniversite kapısına takılan kelepçeye, sosyal medyadan yaptığı; “Ancak kapıya kelepçe takabilirsiniz, öğrencilerin beyinlerine değil” yorumu suç sayıldı.

‘ANAYASA’YA UYMADIK’ İTİRAFI

HDP Van İl Binası'na polis ablukası ve Gazeteci Alican Uludağ’a, ‘gazetecilerin tutuklanmasını eleştirdiği için soruşturma başlatılması’, paketin açıklanmasından sonraki güncel uygulamalardan bazıları.

İnsan Hakları Eylem Planı gerçekte iktidarın nobran bir itirafı. 19 yıldır iktidardaki AKP, pakette yer alan maddelerin uygulanacağını söyleyerek, aslında Türkiye’nin bugüne kadar antidemokratik ve hukuk dışı koşullar altında olduğunu da beyan etmiş oldu.

PAKETE NE GEREK VAR, 26 VE 90’INCI MADDELERİ YETER!

Anayasa’nın 26. Maddesi; “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar” diyor.

90’ıncı madde ise; “Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devlet ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir” açıklaması getiriyor.

Şimdiye kadar bu 2 madde uygulansa bile başka içeriğe gerek kalmayacaktı. 2 maddeyi somutlaştırmak mümkün! İnsan hakları savunucusu Avukat Kerem Altıparmak henüz 1 yıl önce, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaretten’ 100 binden fazla kişiye soruşturma, 30 binin üzerinde kişiye de dava açıldığını kaydetmişti.

HDP’li Selahattin Demirtaş 4 ve iş insanı Osman Kavala 3 yıldır cezaevinde siyasi saikler ile rehin tutuluyor. Uluslararası mahkemelerin, bağlayıcı kararlarına rağmen serbest bırakılmıyorlar. Paket üzerinde soyut olarak tartışmak yerine, Türkiye’nin taraf olduğu anlaşmalara uymak gerçek bir eylem planı olabilir.

OYALAMA TAKTİĞİ

Kamuoyu, siyasetçi ve hukukçular planın, uluslararası alanda bir oyalama taktiği olduğu konusunda hemfikir. 9 amaç başlığında, 50 hedef ve 393 faaliyeti kapsayan 128 sayfalık belgede, nihai duraktan ise yeni Anayasa olarak söz ediliyor. Böylece iç kamuoyu için de ‘bir iknanın yol haritası’ hazırlandığına ilişkin ipucu ortaya çıkıyor.

ZAMANLAMASI MANİDAR

‘Paketin’ zamanlaması da manidar. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 9-11 Mart’ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasının takibini görüşecek. Konsey, Türkiye’ye insan hakları çalışmaları için 1.2 milyon Avro destek vermişti.

19 YILLLIK PRATİK, “MÜMKÜN DEĞİL” DİYOR

18 aylık çalışma süresi de 1 Mart’ta doldu. Zaten paket de 1 gün sonra açıklandı. Türkiye’nin insan hakları gibi bir konuda, para ile iş yaptırılmaya çalışan ülke konumuna düşürülmesi ne kadar utanç verici. Dahası, AKP’yi parayı iç edip binayı yapmayan müteahhite benzetmek mümkün.

Bol bol tekrarlanan, “Yapacağız”, “Değerlendireceğiz”, “Hayata geçecek” ifadeleri aldatıcı. Tersini düşünen, AKP’nin 19 yıllık pratiğine, bir partili kadın milletvekilinin, belgelere, beyanlara rağmen “Çıplak arama yoktur” ifadelerine ve “Kadınlar cezaevinde talimatla hamile kalıyorlar” açıklamalarına bakabilir.