İşçi ‘kod’lama sopası!
İşçilerin, kolaylıkla işsiz kalmasına neden olan işten çıkarılma kodlarının hukuksuz uygulaması sürüyor. İş hukukçusu Özveri’ye göre yasal düzenleme şart.
Oğulcan AYDIN
Pandemi döneminde iktidarın yasal boşluk bırakmasıyla işverenlerin işçilere ‘gözdağı’ vermesine neden olan kodlar, hâlâ kullanılıyor. Çok sayıda işçi hakları dahi verilmeden patronlar tarafından iş çıkış kodları gerekçe gösterilerek işten çıkartılıyor.
İşçilere yönelik hak ihlalleri sürerken asıl gerekçe ise ‘sendikal örgütlenme’. Anayasal hak olan sendikal örgütlenmelerini tehdit olarak gören işverenler, sendika üyesi emekçileri ‘hatalı’ kod bildirimleri ile işten çıkartıyor. İSİG Meclisi verilerine göre pandemi döneminde 177 bin işçi Kod-29 ile işten çıkarıldı. Söz konusu uygulama hız kesmeden devam ederken ‘hatalı kod bildirimi’ yapıldığı gerekçesiyle Yargıtay’ın bir kararı da bulunuyor. Bir işçinin başvurusunu değerlendiren Yargıtay, 2022’de verdiği kararında, işçiyi haklı buldu. Kararda, “…davacının işten çıkış kodunun değiştirilmesi talebinde güncel hukuki yararı bulunmaktadır” ifadeleri kullanıldı. Agrobay’da işverenin niyetini kötüye kullanma ve hırsızlık anlamına gelen Kod-46 ile Trendyol İşçileri ise işsizlik maaşının ve yeni bir işe başlamaya engel olan Kod-26 gerekçe gösterilerek işten çıkarılan işçilerin direnişi ise sürüyor.
İKİ DUDAĞININ ARASINDA
Tabloyu değerlendiren iş hukukçusu Dr. Murat Özveri’ye göre işçilerin kaderi işverenin iki dudağının arasında bırakılıyor. İşyerlerinin denetlenmediğine dikkat çeken Özveri, yapısal soruna dikkat çekti.
Sistemin baştan sona yanlış kurgulandığına değinen Özveri şunları dile getirdi: “Bu sorunu işverenin iki dudağının arasına bıraktık. İşveren haklı bir fesih uydurduğu zaman, işçinin böyle bir neden olmadığını mahkemede kanıtlaması 4 yıl sürüyor. İŞKUR, işsizlik sigortası üzerine bir denetim yapmalı. Ancak net bir hukuksuzluk görülmezse, işverenin beyanını esas alarak işlem yapıyor. Yargılama maliyeti de çok arttı. İşçi risk almak zorunda kalıyor. İşçiler mahkeme harçları ile birlikte, en küçük hakkını aramak için 25 bin lirayı aşan bir gideri göze almak zorunda. İşçiden yargılama ve harç alınmamalı. 10 bin liralık kıdem tazminatı için 25 bin liralık bir yargılama gideri riskine girmek zorunda bırakılıyorlar. Bu hak arama özgürlüğünün sınırlandırılmasıdır.” İşverenin haksız işten çıkarmayı kendine hak gördüğünü aktaran Özveri, “Kıdem tazminatı belirli süreyi dolduran her bir işçiye verilecektir, maddesi geri getirilmeli. Bu haliyle işverenin keyfiliğini ortadan kaldırmak için kuvvetli haklı fesih gerekçelerini iş mahkemesine sunup işçinin dava açtığında hak edeceği tutarı da teminat olarak göstereceği bir sisteme dönmeli. Mevcut durum sendikasızlığa yasal dayanak hazırlayan bir sistem. Yeni bir sendikalar ve toplu sözleşmeler yasası gerekiyor.”
ADI DEĞİŞTİ AMA…
İşverenlerin, işten çıkarma kodlarını ‘keyfi’ kullanmasına kamuoyundan ve işçilerden büyük tepki geldi. Tepkiler üzerine SGK Genel Müdürlüğü, 1 Nisan 2021 tarihli genelgesinde Kod 29’u kaldırdı. Ancak bu gelişme, tazminatsız işten çıkartmaların önüne geçmedi, ‘ahlaksızlık yapıldığını’ iddia eden Kod 29 yerine Kod 42-43-44-45-46-47-48-49 getirildi. Sendikal örgütlenmelerin önündeki engel de sürüyor.