TÜİK son verilere ilişkin 2 şey yapmalı. Birincisi ocak ayı istihdamındaki 822 bin kişilik artışın makul bir izahını yapmalı. İkincisi aylık ayrıntılı verileri gecikmeden yayımlanmalı.

İşsizlik verileri açıklandı: Tebrikler TÜİK, sorular TÜİK!

TÜİK 10 Mart 2021 günü açıkladığı Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) ile büyük bir yeniliğe imza attı ve yıllardır ısrarla görmek istemediği Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) alternatif işsizlik hesaplama yöntemlerine uygun olarak 4 ayrı işsizlik türünü kamuoyuna açıkladı. Böylece DİSK-AR tarafından 10 yılı aşkın süredir, çok sayıda iktisatçı tarafından ise son yıllarda hesaplanan ve kamuoyunda geniş tanımlı işsizlik olarak bilinen işsizliği TÜİK ilk kez açıklayarak bülteninde yer verdi. TÜİK’e göre mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik yüzde 12,2 iken TÜİK’in atıl işgücü olarak adlandırdığı ve kamuoyunda geniş tanımlı işsizlik olarak bilinen oran yüzde 29,1 oldu.

TÜİK özerk olmalıdır

Kuşkusuz bu TÜİK açısından çok ciddi bir adım. Yıllardır TÜİK’in dar tanımlı işsizlikteki ısrarını eleştirmiş ve alternatif işsizlik oranlarını hesaplaması gerektiğini yazmıştım. Bu yöndeki yazılarım BirGün arşivinde duruyor. Son zamanlarda TÜİK’in dar tanımlı işsizlik verileri kurumun güvenilirliğini ciddi biçimde aşındırmıştı. TÜİK’in geç de olsa eleştirilere kulak vermesi ve uluslararası standartlara göre farklı işsizlik verilerini hesaplamaya başlaması sevindirici. TÜİK yeni işsizlik serileri geçmişte bu konuda hata yapıldığının da örtük olarak kabul edilmesi anlamına geliyor. Hatanın neresinden dönülse iyidir. Bu durum 1926 yılında Merkezi İstatistik Müdüriyet-i Umumiyesi adıyla çalışmalarına başlayan 95 yıllık TÜİK’in özerk bir yapıda olması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. TÜİK’in siyasal müdahaleden uzak, özerk bir kamu veri toplama kurumu olarak çalışması gerekir.

TÜİK’in yeni işgücü metodolojisini kullanmasında Ocak 2021’de kurulan İşgücü Piyasası Danışma Kurulu’nun etkisi olduğu sır değil. Şubat ayında Fiyat İstatistikleri Danışma Kurulu da kurulmuştu. Bileşimleri tartışmalı olmakla birlikte -örneğin sendika temsilcilerine yer verilmemişti- bu tür bilimsel danışma kurulların oluşturulması önemliydi. Ancak TÜİK yeni metodolojiye göre işsizlik verilerini açıkladığı gün bağımsız danışma kurullarının lağvedildiği duyuruldu. Umarız kurulların lağvedilmesinin ardından TÜİK’in yeni metodolojiden vazgeçmesi de gelmez. TÜİK’in işgücü verileri konusunda doğru yönde atılmış bu adımdan dolayı tebrik ediyorum. Umarım sıra enflasyon istatistiklerine gelir ve orada da farklı gelir gruplarına yönelik ayrı enflasyon hesaplamaları açıklanır.

Pandemide 822 bin istihdam artışı!

TÜİK’in yeni metodolojisi son derece önemli olmakla birlikte bir dizi soruyu ve tartışmayı da beraberinde getirdi. Şimdi gelelim TÜİK’in 10 Mart 2021’de açıkladığı verilerde yer alan önemli bir soruna ve diğer sorulara. TÜİK’e göre Ocak 2021’de istihdam bir önceki aya göre 822 bin kişi arttı. Bu artışın 366 bini tarımda gerçekleşirken 451 bini ise hizmetler sektöründe gerçekleşti. Kış aylarında ve pandemi koşullarında sadece bir ayda yaşanan 822 bin kişilik istihdam artışı hayatın olağan artışına aykırı ve izaha muhtaç. TÜİK yöntem değişikliğinin yarattığı olumlu etki nedeniyle bu tartışmalı konu gölgede kaldı. Önceki aylarda önceki yılların kış aylarında görülmeyen bu astronomik artışta başka tuhaflıklar da var. Örneğin 366 bin kişilik istihdam artışının 318 bini kadın iken, hizmet sektöründe erkek istihdamı 453 bin arttı kadın istihdamı ise 3 bin geriledi.

Kış aylarında böyle bir istihdam artışı yakın tarihte görülmedi. Ekim 2020’de 81 bin, Kasım 2020’de sadece 11 bin artan istihdam Aralık 2020’de 173 bin azalırken Ocak 2021’de nasıl oldu da 822 bin arttı? Üstelik TÜİK 2014’ye yenilediği yeni seriye baktığımızda da ekonomik daha istikrarlı olduğu dönemlerde dahi bu derece devasa bir artış yaşanmadı. 2015’te ocak ayında 87 bin, 2016’da 237 bin, 2017’de 61 bin ve 2018’de 171 bin kişi istihdam artışı yaşanırken, 2019 ocak ayında istihdam 500 bin, 2020 ocak ayında ise 475 bin azalmıştı. Şimdi Ocak 2021’de tarihi bir rekor kırarak kış ayında ve pandemi döneminde istihdam 822 bin kişi arttı. Geçmişte hiçbir zaman yüzde 1’in üzerine çıkmayan ocak ayı istihdam artışı yüzde 3,1’e ulaştı, geçmişte en fazla yüzde 0,5 artan kadın istihdamı ise yüzde 4’e yakın artış göstermiş oldu. Ocak 2021’de yaşanan istihdam artışı yaz ayları ile bile boy ölçüşecek nitelikte. 2014’ten bu yana 2020 haziran ayı hariç en yüksek aylık artış Ocak 2021’de gerçekleşti. Tam kış ortasında ne oldu da insanlar birdenbire çalışmaya başladı ve milyona yakın istihdam artışı oldu?

Nasıl oldu da insanlar tam kış ortasında tarımda 366 bin kişilik yeni iş buldular. Yoksa pandemi ve kış ortasında Erinç Yeldan hocanın da tebessümle vurguladığı gibi aileleriyle birlikte yaklaşık 1 milyon kişi köylerine mi göçtü! Öte yandan 453 bin erkeğin yeni iş bulduğu hizmet sektöründe nasıl oldu da tek bir kadın yeni iş bulmadı? Bu artış metodoloji değişikliğin kaynaklanabilir mi? 822 bin kişilik bir sayı metodoloji değişikliğiyle izah edilemez. Eğer varsa bunun gerekçeleri de tatmin edici biçimde açıklanmalı.

Sosyal bilimlerde hayatın olağan akışına aykırı ani ve büyük değişikliklerin mutla bir izahı olmalıdır. Aksi halde bunun bir ölçüm hatası olup olmadığı sorusu ortaya çıkacaktır. Metodoloji değişikliği TÜİK’in bu konudaki kitapçığında da vurguladığı gibi daha dar bir istihdam tanımı yapıyor. O halde istihdamın daralması beklenirken bu devasa artış nasıl gerçekleşti.

Dahası aralık ayından ocak ayına kayıt dışı istihdam 3,6 puan azalarak yüzde 28,0 olarak gerçekleşti. Aynı şekilde tarımda da kayıt dışı istihdam düştü. Tarımda kayıt dışı kadın istihdam oranı da düştü. Diğer bir ifadeyle bu artışın kayıtlı sektörde yaşandığı anlaşılıyor. Kayıtlı sektörde bu denli büyük bir artışın yaşanması hayatın olağan akışına aykırı. Üstelik SGK istatistikleri de bu derece büyük bir artışı doğrulamıyor. Örneğin aralık ayında sigortalı sayısı 21 bin düştü. Soru şudur: SGK’nin sigortalı sayıları azalırken TÜİK’e göre büyük ölçüde kayıtlı olduğu anlaşılan 822 bin kişilik istihdam artışının kaynağı nedir?

Detaylı veriler aylık olarak açıklanmalıdır

TÜİK’in yeni işsizlik verileri tebriki hak ederken istihdam verileri ise soru işaretleri yaratıyor. TÜİK detaylı işgücü verilerini açıklamaması istihdam verilerinin çeşitli çapraz hesaplamalarla kontrolünü de güçleştiriyor. TÜİK daha önce aylık olarak açıkladığı işgücüne katılmama sebeplerini, fiilen çalışılan süre, iş başında olanlar ve olmayanlar ile diğer ayrıntılı verileri açıklamadı. Sözlü olarak bu verilerin üç aylık olarak açıklanacağı belirtildi.

TÜİK’in bu yeni veri açıklama politikasının hiçbir gerekçesi olamaz. Atıl işgücünü, geniş işgücünü aylık açıklayan TÜİK buralarda kullanılan detaylı verileri neden açıklamıyor? TÜİK elinde aylık olarak zamana bağlı eksik istihdam serisi olmadan atıl işgücünü hesaplayamaz. Aynı şekilde ümitsiz işsizlere ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanlara ilişkin veriler olmadan da atıl işgücü (geniş tanımlı işsizlik) hesaplanamaz. TÜİK de bu veriler aylık olarak var. O halde neden açıklanmıyor? TÜİK veri açıklama politikasındaki bu anlamsız değişikliğe son verip geçmişte olduğu gibi aylık olarak işgücü piyasalarına ilişkin detaylı verileri açıklamalıdır. Aksi halde yeni metodolojinin bir anlamı olmayacaktır. Detaylı verilerin aylık olarak açıklanmaması TÜİK’in yeni işsizlik hesaplama yönteminin kontrolüne de imkân vermeyecektir.

TÜİK yeni metodolojinin sağladığı olumlu havayı sürdürmek için acil olarak iki şey yapmalıdır: Birincisi ocak ayı istihdamındaki 822 bin kişilik artışın makul bir izahını yapmalı. İkincisi aylık ayrıntılı verileri gecikmeden yayımlanmalıdır. TÜİK’in teknik kapasitesinin bunları yapacak güçte olduğuna şüphe yok. Bekliyoruz.