Son günlerde iktidarın muhalefet üzerinde kurmaya çalıştığı baskı, daha çok İYİ Parti üzerinde yoğunlaşıyor. AKP-MHP bloku, Millet İttifakı’nı dağıtmak için ittifakın milliyetçi katmanına HDP üzerinden bir pres uygulamaya çalışıyor. Hükümete yakın yazarlar da her gün köşelerinden bu konuyu tartışmaya açıyor. Araştırmacı Ertan Aksoy ve BirGün yazarı Yaşar Aydın ile siyasetteki bu çalkantıyı konuştuk

İYİ Parti, Millet İttifakı’ndan ayrılır mı?

Berkant GÜLTEKİN

Türkiye’de koronavirüs sürecinde siyaset gündem sıralamasındaki başat konumunu kaybetse de partilerin önümüzdeki dönem izleyecekleri strateji konusundaki çalışmaları devam ediyor.

Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti’nin Millet İttifakı’ndan ayrılıp ayrılmayacağı ve atması muhtemel taktiksel adımlar, son günlerin en dikkat çekici tartışma başlıklarından biri. Özellikle Akşener’in HDP’yi hedef alan sözlerinin ardından, bu tartışma oldukça hararetlendi.

Konuşulanlar arasında, İYİ Parti’nin eski AKP’liler tarafından kurulan iki parti olan Gelecek ve DEVA’ya yakınlaşacağı, Saadet Partisi’nin de bu yapıya eklemlenerek 4’lü bir yeni ittifak kurulacağı senaryosu var.

Öte yandan AKP-MHP blokunun, İYİ Parti’yi Millet İttifakı’ndan koparma konusunda hayli istekli olduğu göze çarpıyor. İktidar cephesinin, İYİ Parti’yi Millet’ten çekerek, “CHP ile HDP’yi baş başa bırakma” ve sonuç olarak da karşı ittifakı dağıtmanın hesabı içerisinde olduğu dikkat çekiyor. Hükümete yakın yazarların bu konuyu işleme konusundaki hevesi de bunun bir kanıtı olarak okunabilir.

Peki, partisinin çıkarları düşünüldüğünde, Akşener’in böyle bir yola girme ihtimali ne derece ciddi? İYİ Parti’nin HDP’ye dönük sözlerinin amacı ne? Parti, Millet İttifakı’nda aradığını bulabiliyor mu? Akşener, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Temel Karamollaoğlu’yla farklı bir yapı oluşturursa siyasette dengeler ne yönde değişir?

“İYİ PARTİ’NİN MİLLET İTTİFAKI’NDA OLMASI DOĞAL”

Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz siyasal araştırmacı Ertan Aksoy, İYİ Parti’nin, ‘tek adam’a sıkışan Türkiye sağında uzun süre sonra ortaya çıkan ilk siyasi aktör olduğunu hatırlattı.

Sağ siyasetin bu denli edilgen kalmasının sınırları olduğunu ve İYİ Parti’nin çıkışının altında da bu etmenin yattığını ifade eden Aksoy, partinin yoluna devam edebilmesi için ilk aşamada kendine dayanışma alanları yarattığını, bu nedenle de Millet İttifakı’na dahil olduğunu dile getirdi. Aksoy, “Anti AKP anlayışıyla kurulan bir İYİ Parti’nin, AKP karşısındaki en büyük blokta yer alması kadar doğal bir şey olamaz” dedi.

“Millet İttifakı’nda kalmanın İYİ Parti’nin hedefleriyle uyuşup uyuşmadığı” yönündeki sorumuzu yanıtlayan Aksoy, partinin mevcut süreçte ‘alması gerekeni aldığını’ belirtti. Aksoy şunları kaydetti:

“Bütün partilerin hedefi iktidar olabilmek. Buna diyecek bir şey yok. Siyaset sonuç alma sanatıysa, iktidar olamazsanız sizi mutlu edecek çok fazla bir şey olmaz. Fakat sosyal bilimlerde çalışan herkes şu altın kuralı bilir ki, değerlendirdiğiniz her şeyi kendi koşulları içinde ele almanız gerekir. Bu baskın bir iktidar varsa, 18 yıldır yüksek bir seçmen aidiyeti oluşturabilmişse, bir partinin kurulması, belirli bir düzeyde oy alması, milletvekilleri çıkarabilmesi azımsanacak ya da küçümsenecek bir iş değildir. Dolayısıyla eğer İYİ Parti iktidara gelmek istiyorsa da bunun temel koşullarından biri, partinin bugün sahip olduklarına sahip olabilmektir. Sonraki süreç ne getirecek, bu parti politikalarına, rakibinin yapacaklarına vs bağlı.”

‘KRİTİK ÇİZGİDE SİYASET YAPIYORLAR’

HDP, resmi bir birlikteliği olmasa da sandıkta fiilen Millet İttifakı’yla uyumlu hareket ediyor. Bu durumda İYİ Parti lideri Akşener’in “HDP’yi PKK terör örgütünün yanında konumlandırıyoruz” çıkışını nasıl okumak gerekir?

iyi-parti-millet-ittifaki-ndan-ayrilir-mi-737358-1.Aksoy’a göre İYİ Parti, ‘son derece kritik bir çizgide’ muhalefet yapıyor. Partide iki ana damar olduğunu belirten Aksoy, bunlardan birinin, milliyetçi refleksleri daha baskın olan eski MHP’liler, diğerinin de kentli, özellikle Batılı, geçmişte CHP dahil birçok partiye oy vermiş, anti-AKP’li, ortalama merkez sağ seçmeni olduğunu ifade etti. Aksoy, bu iki çizginin bir başka ortak noktasının “HDP karşıtlığı” olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

“Dolayısıyla HDP’ye dönük dile getirilen sözler, İYİ Parti kitlesinin de yöneticilerinin de siyasi düşüncelerinden farklı değil. Sadece son dönemde biraz daha sık şekilde dile getirilmeye başlandı. Parti sağda siyaset yaptığı için, seçmenini temsil etmek ve rahatlatmak için bu tür açıklamaları yapma ihtiyacı hissediyor olabilirler. Burada şaşırılacak bir şey yok. Çünkü ittifaklar asgari müştereklerde kurulurlar. Yani ittifaklarda partiler kendi kimliklerinden ve doğal fikirlerinden kopmazlar. Zaten bunu yaparlarsa da başarısız olurlar. Partilerin kendi doğal tabanlarını tutup büyütmeleri ve asgari müştereklerde buluşmaları gerekiyor. Seçmen tabanında da benzer şeyler görüyoruz. Ben birçok seçmende, ‘İYİ Parti’ye mi oy versem HDP’ye mi oy versem’ kararsızlığını gördüm. Çünkü muhalif seçmenin de bir ‘asgari müşterek’i var. Bu da AKP karşıtlığı. Şunu da eklemek lazım, Millet İttifakı’nda işler kolay değil. İYİ Parti sağ bir parti olarak, sosyal demokrat bir partiyle ortaklık kurmaya çalışıyor. Yaşananlar, zor bir işin yürütülmekte olduğunu gösteriyor.”

‘ÖNEMLİ OLAN SEÇİMLERDEKİ ORTAKLIK’

İYİ Parti’yi Millet İttifakı’ndan ayırmaya çalışan AKP-MHP blokunun bu durumdan ne umduğu konusuna ilişkin de fikrini sorduğumuz Aksoy, bu meseleye ‘erken seçim’ noktasından yaklaşmak gerektiğini savundu.

Aksoy, “Çok erken bir seçim bekleyenlerden değilim. Ekonomik durum da buna uygun değil. Hükümetle ortağı istemediği sürece erken seçimi çok olası görmüyorum. Dolayısıyla muhalefetin kısmen ayrışması şu planda çok büyük anlamlar içermeyecektir. Cumhurbaşkanlığı seçimine gidildiğinde muhtemelen 2 güçlü adayın yarıştığı bir seçim olacak. Orada tekrar uzlaşılabiliyorlar mı, ortaklıklarını koruyabiliyorlar mı, asıl mesele bu olacak” dedi.

Aksoy, İYİ Parti’nin Gelecek, DEVA ve Saadet gibi partilerle bir araya gelme ihtimalini şöyle değerlendirdi:

“Olasılık olarak değerlendirmek için bir kulis bilgisine sahip olmak gerekir. Bu bilgiye sahip değilim. Ama siyasetin doğal akışında bu olabilir mi derseniz, şöyle diyebilirim. Doğrudan sağ partilerle hareket etmek, İYİ Parti’nin sağ seçmene erişimini daha da kolaylaştırabilir. Bunu çok küçük bir ihtimal olarak görmüyorum. Eğer seçim iki turlu olursa benim kişisel beklentim, AKP-MHP ittifakı, İYİ-Gelecek-DEVA-Saadet ittifakı ile CHP ve HDP’nin ayrı ayrı seçime girmesidir. Bu durum bana göre daha gerçekçi görünüyor.

‘İKTİDAR, HDP ÜZERİNDEN YÜKLENECEK’

BirGün yazarlarından Yaşar Aydın ise Erdoğan ve çevresindekilerin, 16 Nisan 2017’deki referandumdan bu yana devam eden Millet İttifakı’nın bir kez daha ortak şekilde seçime girmesini istemediğini belirtti.

“Üstelik bu seçimde Gelecek Partisi ve Deva Partisi de çok büyük olasılıkla cephe içerisinde yer alacak” diyen Aydın, mevcut denklemi şöyle analiz etti:

“Geçen hafta yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre Cumhur İttifakı’nın kararsızlar dağıtıldıktan sonra toplam oyu yüzde 45 civarında. Millet İttifakı ise (Gelecek ve Deva eklenerek) yüzde 40’a dayanmış dudumda. Ortada HDP oylarıyla yüzde 15 oranında bir seçmen kalmış. Erdoğan ismi hâlâ Cumhur İttifakı’nın bir iki puan önünde görünüyor.

iyi-parti-millet-ittifaki-ndan-ayrilir-mi-737359-1.Muhtemelen bu ve benzeri anketler AKP’nin de masasında. Dolayısıyla çözüm üretmek zorunda olan Erdoğan ve ekibi gözüküyor. Anket sonuçları ile ilgili görüşlerini sorduğumuz AKP’liler hâlâ çok avantajlı olduğunu düşünüyorlar. Onlara göre Erdoğan’ın rakibi yok. Başkanlık sisteminde partilerin bir iki puanlık düşüşün önemli olmadığını söylediler.

İYİ Parti üzerinde yaşanan tartışma esas olarak bu tabloyla ilgili. Milet Cephesi’nin lideri ve taşıyıcısı kuşkusuz ki CHP’dir. Ama cephenin sağ seçmenle buluşasını sağlayan ana unsuru da İyi Parti. Bu nedenle Akşener ve partisinin olmadığı bir Millet Cephesi’nin ayakta kalması çok zor. İktidar cenahından bundan sonra da İYİ Parti tabanını zorlayacak hamleler gelmeye devam edecektir. Özelikle HDP üzerinden yüklenilecektir. İktidara seçim yaklaştıkça Millet İttifakı’na verilen desteği doğru bulmayan HDP içinden de destek gelecektir.

İYİ Parti şimdilik esnemiyor. Onu cezbedecek tek şey başarılı olacak yeni bir sağ ittifakın hayata geçme ihtimali. Davutoğlu ve Babacan gibi hırslı isimlerle bunu yapmak çok kolay değil. Sonuç ne olursa olsun İYİ Parti daha bir kıymete bindi. CHP ile pazarlık gücünü de artırdı. Bahçeli’nin Erdoğan’a yaptığını seçim öncesi Akşener, Kılıçdaroğlu’na yapacaktır. Önümüzdeki iki ay partilerin pozisyonları daha net ortaya çıkacaktır. İktidar vekilleri bile seçim için 2021 yılının ilk yarısını işaret ediyorsa partiler çok da beklemez.”