İzmir’in Kurtuluşu ülkenin kurtuluşunun müjdesi olacak!

Öncelikle İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’e teşekkür ederek yazıya başlamak istiyorum. İzmir’in Kurtuluşu’nun 100’üncü Yılı’nı muhteşem bir törenle kutladı. Bize duygu ve düşünce dolu bir yüz yıl serüveni yaşattı. Türkiye Cumhuriyeti’nin “kurtuluş ve kuruluşundaki” bağımsızlık özlemini kararlılık, cesaret, akıl ve halkla her şeyin başarılabileceği inancını bir kez daha hatırlattı. Hatta emperyalistlere koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nu teslim eden “gaflet, delalet ve hıyanet” içinde olanları tekraren teşhir etti. Öyle bir konuşma yaptı ki, yanıt vermeye çalışan tescilli Atatürk düşmanlarının, şimdi de “Kurtuluş Savaşı’nı” reddettikleri ortaya çıktı! Bu zavallılar, Atatürk ve silah arkadaşları emperyalistlere karşı zafer kazanmasalardı, doğmayacaklardı bile!

***

100’üncü yılına girerken genç Cumhuriyet’in tüm değerlerini yok saymaya çalışan bir işbirlikçi güruh, “siyasal İslam” örtüsü altında vatanı emperyalist anlayışa teslim etme hedeflerini artık saklayamayacak noktaya getirdi. Kuzey Kıbrıs’ta toprak vermeye hazır olduklarını söylemekten Ege Denizi’ndeki 18 adanın silahlanmasına göz yummaya, ortağı olduğumuz ve 2,5 milyar dolar vererek alacağımız F-35’lerdeki hakkımızın yok edilmesinden Doğu Akdeniz’deki enerji sahalarını teslim etmeye varana dek birçok konuyu, kendi koltuklarını korumak adına yürüttüklerini biliyoruz! Çünkü kendilerini bu ülkeye ait hissetmiyorlar!

***

Haydi “ABD; Erdoğan ailesinin ‘mal varlığını’ araştırma tehdidini sürdürüyor. Rıza Sarraf’tan sonra Sezgin Baran Korkmaz’ın da AKP iktidarının yaptığı usulsüzleri açıklayacak korkusunu salıyor” diyelim. Rusya’dan 2,5 milyar dolara alınan S-400’ler neden bugüne kadar aktif hale getirilmedi? Peki, bunun açıklaması ne? Anlaşılan “yeni kapitülasyonlar” biçim değiştirilerek sürdürülüyor. İki emperyal güce sığınmayı ve şirin gözükmeyi diplomatik deha (!) olarak gösteren iktidar, halkı kandırmaya devam ediyor.

***

Bu halin gerekçesi nedir? 20 yılı aşkın bir süredir “laik, demokratik, sosyal, hukuk devletini” yok etmeye çalışanlara niye müsaade ediliyor? Nedeni belli! Eğitimsiz, bilgisiz bir toplum haline dönüştürülme çabalarının sonucu… Bazı verilere göz atalım:

TÜİK’in resmi internet sitesine göre, 2020 yılı itibari ile Türkiye’nin eğitim durumu şöyle:

1. Okuma yazma bilmeyenler 2 milyon 24 bin 979 kişi. (Nüfusun yüzde 3’ü)

2. 5 yıllık ilkokul mezunu 17 milyon 579 bin 747 kişi. (Nüfusun yüzde 21’i)

3. Okuma yazma bilip, okul mezunu olmayan 7 milyon 782 bin 603 kişi (Nüfusun yüzde 9’u)

4. Diplomasız ilköğretim mezunu (8 yıllık) 5 milyon 678 bin 694 kişi. (Nüfusun yüzde 7’si)

5. Diplomalı ortaokul ve dengi meslek okul mezunu:
13 milyon 365 bin 564 kişi. (Nüfusun yüzde 17’si)

6. Diplomalı bilinmeyen kişi: 620 bin 860 kişi.
(Nüfusun yüzde 1’i)

7. Lise ve dengi okul mezunu: 15 milyon 426 bin 19 kişi. (Nüfusun yüzde 21’i)

8. Yüksekokul/fakülte mezunu: 10 milyon 257 bin 791 (Nüfusun yüzde 14’ü)

9. Yüksek lisans ve 5/6 yıllık okul mezunu: 1 milyon 83 bin 331 kişi. (Nüfusun yüzde 1,5’i)

10. Doktora yapmış: 211 bin 581 kişi. (Nüfusun yüzde 0,5’i)

***

2020 yılında nüfusumuz 82 milyondu. Bu durumda yukarıda TÜİK’in sıraladığı ilk 6 guruba giren kişi sayısı 47 milyon 52 bin 447‘dir. 6 yaş grubu olan 8 milyon nüfusu da eklersek, 55 milyon insanımızın eğitimsiz olduğunu görürüz! Yani TÜİK’e göre nüfusumuzun yüzde 68’i eğitimsizdir! Dahası, 2021 tarihli Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) raporuna göre, Türkiye’de eğitimin durumu, 42 OECD ülkesi içinde sonuncudur! Türkiye’de lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim alan yetişkin oranlarının OECD ortalamasının oldukça gerisinde kaldığı görülmektedir. Özellikle yüksek lisans kademesinde... Türkiye’de bu oran yüzde 2 iken, OECD ortalamasında yüzde 13,5’tir.

***

Bir başka acı gerçek ise “2021 QS World University Ranking’in” yayınladığı Üniversiteler Listesi’nde… İlk 500’de Türkiye’den sadece 1 üniversite yer alırken, ilk binde sadece 9 üniversite yer bulabilmiştir. Son 20 yılda, ODTÜ 801’inci sıraya, İTÜ 150’nci sıradan 850’nci sıraya, Boğaziçi Üniversitesi 137’nci sıradan 650’nci sıraya düşmüştür. AKP, her ilde üniversite açtığıyla övünüyor. Oysa üniversiteler tarladan toplanmıyor (!) Bu icraat bile eğitim düzeyimizin perişanlığını gösteriyor.

***

AKP iktidarının hedefi eğitimsiz bir toplum oluşturmak… Aydınlık Türkiye’yi karanlık duruma düşürmek… “Taliban’la farklı düşünmüyoruz” anlayışının başında bilime dayalı eğitimin yok edilmesi ve kadının toplum içinden çıkarılması geliyor. Hatırlayın, “Cahiller bize oy veriyor” diyen kişi, eğitim planlaması (!) yapmak için YÖK’e atanmıştı!

***

Dün 2022-2023 eğitim öğretim yılı başladı. İlk ve ortaöğretim kurumlarındaki 19 milyon öğrenci ve 1,2 milyon öğretmene yeni ders yılının başarılı geçmesini diliyorum. Ama biliyorum ki, çağdaşlık ve moderniteyle çatışması olan, bilimsel değil, dine dayalı bir eğitimi isteyen, dindar ve kindar nesil yetiştirmeye çalışan AKP, bir ülke için en önemli yatırım olan “insan yatırımı”na değer vermeyecek!

***

Biliyorum ki; laik, demokratik Cumhuriyet’e sahip çıkan, eğitimsiz bırakılarak açlığa mahkûm edilen, çocuğuna defter, kalem, kitap alamayacak kadar fakirleşen yurttaşlar, sandıkta AKP’ye oy vermeyerek cezalandıracaklar!