İsrail’e karşı başlatılan Aksa Tufanı’nın ikinci gününde de çatışmalar sürdü. ‘Resmi savaş yetkisi’ alan Netanyahu hiç vakit kaybetmeden Gazze'ye ölüm yağdırmaya başladı. Hamas güçlerini takviye ederken Hizbullah ise Güney Lübnan'dan İsrail’i vurdu. İsrail ordusu ise Hizbullah’tan gelen bu saldırıya tamamen ağır silahlarla karşılık verdi. Çatışmaların tüm Ortadoğu’ya yayılmasından endişe edilirken İsrail ile Filistinli gruplar arasındaki savaşta sivillerin de hedef alınması çok sert bir şekilde kınandı.

Kan ve şiddetten besleniyorlar

Dış Haberler

Filistinli direniş örgütleri ile İsrail güçleri arasında Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan çatışmalar ikinci gününü geride bıraktı. Çatışma ve saldırılar dün de tüm şiddetiyle sürdü. İsrail ordusu Gazze Şeridi’ne yönelik topyekûn saldırıya geçerken Filistinli gruplar, İsrail ordusunun hava saldırılarına roketlerle karşılık verdi.

İsrail savaş uçakları cumartesi gününden bu yana çok sayıda hedefi vurdu. Vurulan hedefler arasından Hamas liderlerine ait binalar, kamu kurum ve kuruluşları ile basın binası da var.

'SAVAŞ YETKİSİ'

Tel Aviv yönetimin 'resmi savaş ilanı' anlamına gelen Anayasa’nın 40. maddesini yürürlüğe koydu. Gazze Şeridi’ne "Demir Kılıç Operasyonu"nu başlatan İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu, tüm askeri güçlerini kullanacaklarını belirterek sivillerin Gazze'den çıkmasını istedi. Netanyahu, "Bu kara günün intikamını en acı şekilde çıkartacağız. Hamas'ı hiç vurmadığımız şekilde vuracağız" ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi yakınındaki 24 yerleşim birimindeki sivilleri tahliye etti. Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, on binlerce İsrail askerinin bölgede olduğunu kaydetti.

HAMAS’TAN 'GÜÇ TAKVİYESİ'

Dün akşam itibariyle İsrail ordusunun Hamas'ın İsrail topraklarına sızdığı 20 noktada kontrolü yeniden sağladığı, sekiz bölgede ise çatışmaların gün boyunca sürdüğü kaydedildi. Hamas’ın planladığı yeni bir sızma harekatının ise İsrailli deniz piyadeleri tarafından engellendiği açıklandı.

Hamas'ın askeri sözcüsü ise örgütün İsrail topraklarındaki "güçlerini yenilemeyi" ve sahada savaşan askerlerine yardım sağlamayı başardıklarını söyledi.

Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesinden (FDKC) yaşananlara dair yapılan açıklamada "Filistin topraklarındaki İsrail işgali bitmeden barış gelebileceğini düşünenler yanılgı içinde" denildi.

TARAFLARDA YÜZLERCE ÖLÜ

İsrail basını dün akşam saatleri itibariyle en az 600 İsraillinin yaşamını yitirdiğini yaralı sayısının 1864 olduğunu duyurdu. Filistin Sağlık Bakanlığı ise İsrail'in Gazze'ye yönelik sürdürdüğü hava saldırılarında 400’e yakın Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 1697 kişinin de yaralandığını açıkladı. Bakanlık, 2 bine yakın da yaralı olduğunu açıkladı. İsrail ordusu, çatışmalarda ölen askerlerinin sayısının 44'e yükseldiğini duyurdu. İsrail basını, 750 kişinin kayıp olduğunu bildirdi.

İşgal altındaki Batı Şeria ile Doğu Kudüs'teki Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarına tepki için kepenk indirdi. Filistin Eğitim Bakanlığı ilköğretim ve üniversitelerde eğitime ara verildiğini bildirdi. İsrail ordusu ise kentlerin girişlerine bariyerler kurdu, abluka başlattı.

∗∗∗

SOLİ ÖZEL: YAŞANANLAR GEÇMİŞTEKİNDEN ÇOK FARKLI

Hamas’ın elinde 100 asker ve sivil rehine var. İsrail belli ki havadan birçok binayı yıkacak. Hamas elindeki rehineleri bir kalkan olarak kullanacak olabilir. Hamas’ın rehinelere iyi davranacağını düşünemiyorum. Hamas o rehineleri İsrail’e karşı bir koz olarak kullanacak. Mısırlılar güya araya girmeye çalışıyor, ancak orada da 6 kişi öldürüldü. Bu parametreler içerisinde geçmişten daha farklı bir durumun yaşandığını düşünüyorum. Eskisi gibi her yeri yerle yeksan ederler, birileri arabuluculuk yapar ve ateşkes ilan edilir diyemiyorum.

1973’te de olduğu gibi çok fazla istihbarat ve işaret geliyor ancak ciddiye alınmıyor bunlar. Zaten bu savaş/kriz bir noktada bittikten sonra Netanyahu’nun siyaseten kellesinin gideceğini düşünüyorum. Çünkü bu sınır boyundaki askeri noktalarda çok az sayıda asker olmasının bir sebebi; hükümetteki ırkçı faşist bakanın körüklediği yerleşimci şiddetini askere ve polise korutuyor olmaları. Dolayısıyla askerler Batı Şeria’da konuşlanmış. Netenyahu’nun koltuğu koruma adına buna yol verdiği yönündeki komplolar geçerli değil. Hiçbir İsrailli siyasetçi bu denli büyük kayıpları göze alamaz. İki grubun güçleri eşit değil. Olayın üzerinden az bir zaman geçti. Neler tasarlandı bilemeyiz, örneğin Hizbullah yerinde durmayabilir. Hamas liderlerinin peşinden koşacaktır İsrailliler. Yılın başından beri 220 Filistinli öldürülmüş, yerleşimcilerin orada ne yaptıkları belli.

BÜYÜK BİR HESAPLAŞMA

Bölgesel hesaplaşma var ortada, İran’ın yardımcı olduğunu tahmin ediyorum. Bu zaafların ince düşünülüp, rotanın iyi çizildiği bir saldırı. Uzun süre çalışılarak yapılmış. Ayrıca bölgedeki diplomasiye, İsrail-Suudi Arabistan ilişkilerine de ket vurabilir. Arap ülkelerinin yöneticilerin umurunda olmayabilir, ancak halklar nezdinde Mısır’daki işlenen cinayet gibi bir anlam taşıyor. Sonuna kadar bu öfkeye karşı hareket edemezler. Örneğin Hamas 1 milyar dolar ödenek aldığı Katar ile sorunlar yaşıyormuş. Bölge çok karışık. Olan sivillere olacak. İsrail ve İran arasında Hizbullah ve Suriye’deki İran mevzileri üzerinden vekâleten bir savaş ortaya çıkabilir. Sivillere yapılanlardan ötürü BM Güvenlik Konseyi kararı sonrası Rusya ve Çin’den de terörist eylem söylemi ortaya çıkabilir. Nihayetinde “iki devletli” çözüm ortaya atabilirler.

Soli Özel - Öğretim Görevlisi

∗∗∗

DOÇ. DR. ALİ FAİK DEMİR: ORTADOĞU İYİCE KARIŞACAK

Çatışmaların nerede duracağı belirsiz. Kayıpların sayısı kadar krizin yayılma alanını da dikkate almak gerek. Gazze Şeridi İsrail’de mi kalacak, Suriye-Lübnan belli bir yere kayabilir mi, İran ya da Hizbullah’ın farklı şekillerde devreye girme ihtimali var mı gibi sorular sorabilir. O yüzden sivil kayıpların ne kadar olacağı, krizin ne kadar yayılacağına bağlı. Acil müdahale edilmesi gereken bir durum var. Taraflar masaya oturtulmalı. Kaybedilen her günde daha çok can kaybı olacak, özellikle sivil ölümler. Çözümün anahtarı Rusya gibi duruyor, çünkü Hamas’ın güvendiği ülke İran. Lübnan ve Suriye üzerinden çatışmaları yayabileceklerini biliyoruz, tam da bu noktada İran’ı frenleyebilecek tek ülke Rusya. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un itidal çağrısı o yüzden önemli. Ancak açıklamalar somut politikalara yansımalı. Ortadoğu’da yumuşama sinyalleri vardı. Başta Körfez ülkeleri ve İran özelinde. Bu yumuşuma süreci, Ortadoğu’daki Şii-Sünni ayrımını bile kısmen olumlu bir havaya döndürüyordu. Tabii ki Gazze Şeridi sorununu es geçemeyiz ancak bu denli büyük bir kriz beklenmiyordu. Bu artık büyük bir karmaşa yaşanacağını delalet ediyor. Ortadoğu daha da karışacak.

BU TÜR KRİZLER SAĞ HÜKÜMETLERİ BESLER

İsrail’deki en sağcı siyasetin işbaşında olduğunu da unutmamak gerek, muhalefet de bir geçiş hükümeti kurulsun çağrısında bulunuyor. Ve bunu destek için yapıyorlar. Bunu ulusal bir sorun olarak algıladılar. En sağ hükümete dahi ‘birlikte hareket edelim’ diyorlar. Bu yumuşamanın sonu demek. Öte yandan Hizbullah ve Hamas benzeri örgütler İsrail’e karşı harekete geçecekler. Unutmayalım sağcı hükümetleri, bu tür krizler daha çok güçlendirir. İsrail’in geçirdiği hükümet krizlerini de düşünürsek, iktidarın politikalarına meşru bir zemin kazandıracak bu gelişmeler. Yanlış strateji ve enformasyonlar sonucu olarak bu yaşandı. Elbette zamanı gelince nasıl bu duruma gelindiğinin hesabı sorulacaktır fakat bu bugünün konusu değil. Bilanço seçim zamanı ortaya çıkacaktır. Şu an olayların sıcaklığı ile güçlü bir portre çizmeye çalışıyorlar. Burada önemli aktörler olarak Rusya veya Türkiye arabulucu olma konusunda etkin rol oynamalı. Türkiye Suriye-İsrail arasından da arabulucu olmuştu. Düzelen Türkiye-İsrail ilişkileri ve Türkiye’nin tüm aktörler ile geliştirdiği ilişkiler önemli. Ölümleri engellemek açısından çok önemli. Türkiye İsrail karşıtı bir açıklama da yapmadı. Çözüm odaklılık burada kilit. Küresel ölçekte bunun görev olarak verilmesi gerekir. Zaten şu an arabulucu kabul edilecek bir süreç henüz yok İsrail için.

BU SAVAŞTA EŞİT MÜCADELE YOK

Denge yok İsrail ve Filistin arasında, çatışmalar o yüzden bitmeli. Bu Filistin için daha önemli. Bu savaşta eşit bir mücadele yok. Hamas’ın tek gücü elindeki rehineler. Sivil kalkan olarak kullanabilirler, ancak İsrail daha da sertleşebilir. Bire bin ölüm diyebilir. Buna boyun eğmeyeceklerdir. Dünyanın zaman geçsin deme lüksü yok. Bunun Mısır’a, Suriye’ye yayılması, çok başka bir kaotik ortam yaratır.

Doç. Dr. Ali Faik Demİr - Öğretim Üyesi

∗∗∗

SİVİLLERE DOKUNMAK İNSANLIK SUÇUDUR

İsrail ordusu ile Hamas ve Filistinli gruplar arasındaki çatışmaların bedelini her zamanki gibi siviller ödüyor. Hamas militanlarının sivillere yönelik şiddet ve saldırıları büyük tepki çekerken İsrail güvenlik güçlerinin de benzer şekilde Filistinli sivillere şiddet uygulaması ve hedef gözetmeksizin bombalar yağdırması infial yarattı.

Hamas'ın rehin aldığı onlarca İsrailli asker ve sivilin akıbeti ise bilinmiyor. Hamas, İsrail ordusundan kıdemli askerlerin de aralarında olduğu 53 "savaş esirinin" alıkonulduğunu açıkladı. İsrail ordusu rehineleri doğruladı ancak net bir sayı vermedi. İsrail'in ABD Büyükelçiliği rehin sayısını 100 olarak duyurdu. Ancak bu sayı resmi kanallardan doğrulanmadı.

İNSANLAR EVLERİNDEN ÇIKAMIYOR, ELEKTRİK VE SU YOK

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) Sözcüsü Adnan Ebu Hasne, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 bin 200 Filistinlinin Gazze Şeridi'ndeki okullarına sığındığını duyurdu. Hasne, bu sayının daha da artacağını söyledi. Gazze’de insanlar evlerinden çıkmıyor, devamlı patlama sesleri duyuluyor. İsrail, Gazze'ye elektriği kestiği için çoğu bölgede elektrik yok.

Gazze'deki İçişleri Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında evlerin de hedef alındığını kaydetti. Hamas saldırısının ardından kayıp yakınlarını arayanlar İsrailliler ise DNA testi için polis karakollarına başvuruyor.

∗∗∗

HİZBULLAH DA CEPHEDE

Hamas'ın ardından Lübnan Hizbullahı da İsrail'e ateş açtı. Güney Lübnan’dan İsrail askeri gözlem noktasına yapılan roketli saldırılara İsrail ordusu ağır silahlarla karşılık verdi. İsrail topçu birliklerinin, Lübnan'ın Kefr Şuba Çiftlikleri ve Kefr Şuba Tepeleri'ni topçu atışları ile vurduğu ifade edildi. İsrailli yetkililer Hizbullah'ı "savaşa dahil olmamaları" yönünde uyardı. Hizbullah İsrail sınırındaki askeri noktaya yapılan saldırıyı üstlendi. Haartez gazetesinden geçilen haberde, İsrail'in kuzeydeki Lübnan sınırı yakınında bulunan Safed kentinde Patriot Hava Savunma Sistemi'ni aktif hale getirip ateşlediği kaydedildi. Lübnan Hizbullahı liderlerinden Haşim Safiyuddin, İsrail'e yönelik operasyonda "tarafsız olmadıklarını" söyledi. Safiyuddin, Beyrut'un Dahiye bölgesinde Filistinli gruplara destek için düzenlenen eylemde konuştu ve "İsrail istihbaratının çöküşünün Filistin direnişinin birçok seviyede üstünlük sağladığı anlamına geldiğini" söyledi.

BM’DEN İSRAİL VE LÜBNAN’A İTİDAL ÇAĞRISI

Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL), Lübnan ile İsrail sınırında yaşanan gerginliğin daha da artmaması için taraflara itidal çağrısı yaptı. Lübnan ve İsrail arasındaki "Mavi Hat" olarak tanımlanan sınırı denetlemekle görevi UNIFIL, Lübnan topraklarından İsrail’e fırlatılan roketler ve ardından İsrail’in buna karşılık vermesiyle başlayan gerginliğe ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

Gerginliğin daha ciddi bir boyuta ulaşmaması için her iki tarafla temas halinde olduklarını aktaran UNIFIL, güçlerinin görevlerinin başında kalmaya devam edeceğini belirtti. Açıklamada, her iki tarafa da güvenlik durumunun daha da kötüleşmemesi için itidalli davranma çağrısında bulunuldu.

∗∗∗

FİLİSTİN HALKINI VE HAKKINI SAVUNUYORUZ

İspanya Komünist Partisi (PCE) ve İspanya Genç Komünistler Birliği (UJCE) Filistin halkına ve direnme hakkına olan desteklerini açıkladı. Açıklamada "Yaşanan olaylar, Filistin'in 75 yıldır yaşadığı acıları bir kez daha hatırlatmaktadır. Uygulanabilir tek çözüm 194/48 sayılı BM kararının uygulanması. Filistin halkıyla dayanışma içindeyiz. Yaşasın özgür Filistin!" denildi.

YAŞANANLARIN SORUMLUSU İSRAİL’İN İŞGAL POLİTİKASIDIR

İsrail-Filistin hattındaki çatışmalara dair açıklama yapan İsrail Komünist Partisi (MAKİ) ve sol partilerin oluşturduğu Barış ve Eşitlik için Demokratik Cephe (Hadash), “aşırı sağcı Netanyahu hükümetinin canice işgal politikasının" bölgede yaşananlardan sorumlu olduğu belirtildi. Açıklamada, “Faşist, sağcı hükümetin, işgali sürdürmek adına işlediği suçlar, önüne geçilmesi gereken bölge çapında bir savaşa yol açıyor. Böylesi zor günlerde dahi masum sivillere gelebilecek her türlü zararı tümüyle kınadığımızı, sivillerin akan kandan uzak tutulması gerekliliğini bir kez daha dile getiriyoruz. İşgalin, Arap ve Yahudi tüm kurbanlarının ailelerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz” denildi.

İsrail Komünist Partisi, tüm sorumlunun Netanyahu hükümeti olduğuna dikkat çekti.