Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Başlıktaki sözü, yıllar önce televizyonda bir hekimin ağzından duyunca çok şaşırmıştım. Kadınların “kansere yakalanma şansı”ndan söz ediyordu sayın profesör!

Sonraki yıllarda, bu söylemin çok yaygın olarak kullanıldığına tanık oldum. Sanal ortamdaki çeşitli sağlık sitelerinde de aynı nitelemeyi sıklıkla görüyoruz. Kamusal nitelik taşıyan sağlık ortamlarında bile karşımıza çıkıyor bu şaşırtıcı söylem. Örneğin İstanbul Verem Savaş Derneği’nin bilgisunar sayfasında tüberküloz konusunda araştırma yapanlar, şöyle bir anlatımla karşılaşabilirler:

“Uzun süre kortizon ve benzeri ilaç kullananlar, ilaç ve alkol bağımlılığı olanlar ve sigara, tüberküloz hastalığına yakalanma şansını artırır.” (http://istveremsavder.org/tr/top/tueberkueloz-nedir--1/tueberkueloz-nedir-/)

Türkiye Kanserle Savaş Vakfı’nın bilgisunar sayfasında da benzer bir anlatım yer alıyor:

“Aynı genleri taşıyan tek yumurta ikizlerinin aynı tip kansere yakalanma şansı yalnızca onda birdir.” (http://www.kanservakfi.com/kanseri-onlemek-109.html)

Siz de araştırırsanız, bilgisunarda şöyle tümceler görebiliriniz:

-“Anne veya babanın gebelikten önce maruz kaldıkları bazı ajanların, çocuklarda beyin tümörü, lösemi, böbrek tümörü, karaciğer tümörü ve lenfoma gibi hastalıklara yakalanma şansını artırdığı düşünülmektedir.”

-“Çift yumurta ikizlerinde, ikinci kardeşin hastalığa yakalanma şansı yalnızca yüzde 10’dur.”

-“Hastalığı bir kere geçirmiş olan birisinin tekrar bu hastalığa yakalanma şansı var mıdır?”

-“BBC Türkçe’de yer alan habere göre, İngiltere’deki Kamu Sağlığı Merkezi’nden yapılan açıklamada, bel genişliğinin erkeklerde 102, kadınlarda 88cm olduğu kişilerde, ‘tip 2 diyabet’ hastalığına yakalanma şansı artıyor.” (http://t24.com.tr/haber/buyuk-bel-olcusu-seker-hastaligi-isareti-olabilir,266248)

•••

“Şans” sözcüğü dilimize Fransızcadan (chance) girmiştir ve rastlantısal olayların nedeni sayılan “baht, talih” anlamında kullanılır. Sözcük, yalın biçimiyle kullanıldığında olumlu anlam içerir. Örneğin, “Onu tanımak benim için büyük bir şanstı” ya da “Şans eseri ölümden kurtuldum” tümcelerinde olduğu gibi…

Siz hiç, “Ne mutlu bana ki kanser oldum!” diyen birine rastladınız mı?

Durum böyleyken, ölümcül bir sayrılık, nasıl oluyor da sağlık kurumlarınca “şans” olarak nitelendirilebiliyor?

Kansere yakalanmak, bir kimse için şans değil, şanssızlıktır.

•••

Bir de kimi televizyon sunucularının “şans” sözcüğünü kullanış biçimi var ki, evlere şenlik! Bir örnek verelim:

CNN Türk Televizyonu’nun canlı yayınında Ahu Özyurt, İstanbul Sultanahmet’teki patlamadan söz ederken şöyle diyor (12 Ocak 2016):

-“Patlamada on ölü, on beş yaralı olduğunu söyleme şansımız var!”

Ölü ve yaralı sayısını bildirmek nasıl bir “şans”tır, bizim aklımız almıyor!

Bu sunucular Türkçeyi Amerika’da mı öğrendiler?

Sözün özü: Kansere yakalanma ve ölüm haberleri verme “şansı” hepimizden ırak olsun!

•••

Şimdi reklamlar!

Düzeltme iminin (^) kullanımı konusunda olağanüstü bir özensizlik içindeyiz! Yediden yetmişe, “hala” ile “hâlâ”nın, “ama” ile “âmâ”nın, “nar” ile “nâr”ın, “kar” ile “kâr”ın farklı yazılması gerektiğini öğrenemedik henüz. Neyse ki PETLAS firması bugünlerde “Hem karlı hem kârlı” lastik kampanyası başlatarak bu konuda farkındalık yaratmaya çalışıyor. Türkçenin inceliklerini ve yazım kurallarını pek umursamayanlar için hayli uyarıcı ve düşündürücü değil mi?Savruk yazarlara örtülü bir gönderme içerdiğini düşünüyorum bu reklamın. Üstelik Bilal’e anlatır gibi anlatıyor düzeltme iminin önemini!

Şimdi bu moda tutarsa, önümüzdeki günlerde şöyle reklam sloganlarıyla karşılaşmamız olası:

-“Bir maniniz yoksa, size ‘Helal Müzik Yapım’dan bir mâni dinletebilir miyiz?”

-“Siz hâlâ halanızın cep telefonunu mu kullanıyorsunuz?”

-“Hem karınızı hem kârınızı düşünüyorsanız, bankamızda hemen bir hesap açtırın!”

Türkçeyi okullarda öğretemiyoruz, belki bu tür reklamların yararı olur!