Kolon kesip kalitesiz malzeme kullananlar ya firar etti ya da tutuksuz yargılanıyor. Sorumluluğu bulunan kamu görevlileri ise korunuyor. Depremzedeler, 5 Ocak’ta adliyelerde adalet nöbetine başlıyor.

Katiller sokakta!
Fotoğraf: İHA

İsmail ARI

1999 Gölcük, 2003 Bingöl ve 2011 Van depremlerinde “bilinçli taksirle ölüme neden olmaktan” yargılanan bina sahipleri, müteahhitler, mühendisler ve fenni mesuller tüm itirazlara rağmen ya beraat ettirildi ya da ödül gibi cezalar aldı. Üzerinden yaklaşık 11 ay geçen, 50 binden fazla yurttaşın hayatını kaybettiği Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından da çok sayıda soruşturma açıldı. Kamuoyunun tepkisiyle bu soruşturmalar davaya dönüştürüldü. Yargılamalar kapsamında uzmanlarca hazırlanan çok sayıda raporda, birçok binanın yıkım nedeninin ya kolonlarının kesilmesi ya da kalitesiz malzeme kullanılması olarak gösterildi. Ayrıca müteahhitler ve bina sahiplerinin yanında denetim görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri ile belediye çalışanlarının da sorumluluğu açığa çıkarıldı. Ülke yakın tarihinin en büyük deprem felaketinin üzerinden 11 ay geçse de hâlâ davalarda önemli bir ilerleme yok. Kolon keserek insanların ölümüne neden olanlar ya firari ya da tutuksuz yargılanıyor. İçişleri Bakanlığı ile valilikler de sorumluluğu bulunan kamu görevlileri için soruşturma izni vermiyor. Ezgi Apartmanı’ndan Tekin Apartmanı’na, Ebrar Sitesi’nden Palmiye Sitesi’ne kadar birçok davada, kaybettikleri yakınları için adalet mücadelesi veren yurttaşlar, 5 Ocak’ta “adalet nöbetine” başlayacak. Afetzedeler, “Deprem davaları için bulunduğumuz şehirdeki adliyelere, adalet nöbetine çağırıyoruz” diyerek eylemlerini kamuoyuna duyurdu. Peki, gelinen aşamada 6 Şubat depremlerine ilişkin dosyalarda durum ne? BirGün, bu soruya yanıt aradı.

∗∗∗

BİR KİŞİ DAHİ TUTUKLANMADI

Antep’teki Tekin Apartmanı 6 Şubat depreminin henüz ilk saniyelerinde yerle bir oldu. Dört katlı apartmanda 16 kişi hayatını kaybetti. 16 kişiye “tabut” olan bu bina, 1990’da Yunus ve Ali Can kardeşler tarafından kaçak olarak inşa edildi. Can kardeşler 2010 yılına gelindiğinde “zemin+1 kat” olarak inşa edilen binayı AKP’li Veysi Tekin’e sattı. Tekin’in binayı satın almasından sonra yapı, “zemin+4 kata” yükseltildi. Depremin ardından İslahiye Ağır Ceza Mahkemesi’nde binanın ilk sahipleri Ali ve Yunus Can kardeşler ile binanın son sahibi AKP’li Veysi Tekin hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan dava açıldı. Dosya kapsamında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden (KTÜ) 7 akademisyen tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, binanın yıkılmasında Can kardeşler ile AKP’li Tekin’in “asli sorumlu” olduğu ve İslahiye Belediyesi’nin yapı kontrol birimi görevlilerinin de “tali kusurlu” olduğu ifade edildi.

Üç sanıktan sadece Tekin, mart ayında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Davanın 8 Aralık’ta görülen üçüncü duruşmasında ise Tekin’in tahliyesine karar verildi.

İslahiye’de Tekin’in inşa ettiği çok sayıda binanın yıkıldığı ve hasar gördüğü iddia ediliyor. Bunların arasında depremden 6 yıl önce inşa edilen apartmanların bile olduğu öne sürülüyor. Uzun süre AKP ilçe yönetiminde görev alan Tekin, 2014 seçimlerinde AKP’nin birinci sıradan İslahiye Belediye Meclis üyesi seçilmiş ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği yapmıştı.

YIKIMA NEDEN OLANLAR YAKALANMADI

Maraş’ın Onikişubat ilçesinde bulunan 10 katlı Ezgi Apartmanı da yerle bir olan binalardan. Bu apartmanda yaşayan 35 kişinin yaşamı çalındı. Yine yargılama kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda müteahhit ile binaya tadilat yapan Kervan Pastanesi’nin asli kusurlu olduklarına işaret edildi. Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel hakkında “olası kastla kasten öldürme ve yaralama” suçlarından 876 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi. Fakat Kervancıoğlu ve Pekel hâlâ yakalanmadı.

Kervancıoğlu ve Pekel

AKP’ye yakınlığıyla bilinen ve hakkında yakalama kararı çıkarılan Kervancıoğlu ve Pekel’in avukatlığını ise kamuoyunun yakından tanıdığı ve son seçimde Cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini açıklayan Prof. Dr. Ersan Şen’in üstlendi. Av. Şen, depremin dördüncü gününde katıldığı bir televizyon programında, yıkılan Ezgi Apartmanı’nda yaşayan müvekkili Ayça Zeynep Bildirici ve ailesi için yardım çağrısında bulunmuştu. Ardından Bildirici’nin de yaşamını yitiren 35 kişi arasında yer aldığı öğrenilmişti.

8 SANİYEDE YERLE BİR OLDU

Maraş’taki Said Bey Sitesi’nin iki bloku 6 Şubat’ta yıkılan binlerce binadan birisiydi. Bu binalarda yaşayan 43 kişi yaşamını yitirdi. Üstelik bir çocuk hâlâ kayıp… Sitenin müteahhidi Hasan Çam iktidara yakınlığıyla biliniyordu. Çam ile şantiye şefi Halil İbrahim Us, statik proje ve uygulama denetim görevlisi Yavuz Kaygısız, yapı denetim şirketi yetkilisi Halil Yıldız tutuklandı. Ancak yapı denetim şirketinin kontrol elemanı Melike Yıldız, adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Dulkadiroğlu Belediyesi yetkililerinin “tali kusurlu” olduğu ifade edilse de, AKP’li belediyenin yetkileri yargılamaya dahil edilmedi.

Said Bey Sitesi’ne ilişkin hazırlanan iddianamede, sorumlulukların yerine getirilmediğine vurgu yapıldı. Yıkılan sitede babası Hasan, annesi Hatice, kardeşi Sudenaz ve dedesi Ökkeş Çayırcı’yı kaybeden Tuba Erdemoğlu, BirGün’e yaptığı açıklamada, “Kentsel dönüşüm kapsamında yapıldı. ‘Sağlam bina yapacağız’ dediler ama bina 8 saniyede yıkıldı” ifadelerini kullandı. Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikincisi duruşması 19 Ocak’ta yapılacak.

DAVA BİLE AÇILMADI

Maraş’ın Onikişubat İlçesindeki Palmiye Sitesi de deprem felaketinde yıkıldı. 6 bloklu sitenin 3 bloku yerle bir oldu. Yıkılan üç blokta 150 kişinin hayatını kaybetti, üç kişi ise hâlâ kayıp. Palmiye Sitesi için bilirkişi raporu hâlâ hazırlanmadığı için dava da açılmadı. Sitede annesi, babası ve kardeşini kaybeden İrem Türkmener Karslı, “Müteahhit Ali Babaoğlu ise firari. Hakkında yakalama ve yurtdışına çıkış yasağı kondu ancak tutuklanmadı” dedi.

Fotoğraf: BirGün

BİNALARDA HEP ONUN İMZASI VAR

6 Şubat depremlerinde sadece Maraş’ta yaklaşık 50 bin bina ya yıkıldı ya da ağır hasar aldı. Bu binaların büyük bir kısmında da şimdi İstanbul Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü koltuğunda oturan fakat uzun yıllar Kahramanmaraş Belediyesi’nde üst düzey bürokratlık yapan Hacı Mehmet Güner’in onayı yer alıyor. Yargılanmasına izin verilmeyen Güner şimdi de İstanbul’da “Yüzyılın dönüşümü”nde başrolde olacak.

Maraş’ta 1989’dan 2012 yılına kadar Kahramanmaraş Belediyesi’nde görev yapan Güner, İmar Müdürlüğünde Müdür Yardımcılığı, Fen İşleri Müdürlüğü, Etüt Plan Proje Müdürlüğü ile İmar ve Şehircilik Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Depremde yakınlarını kaybedenlerin verdiği hukuk mücadelesinde de Güner’in adı ön plana çıkıyor. Uzmanlar tarafından hazırlanan bilirkişi raporlarında, yıkılan binaların yapı ruhsatı olmak üzere birçok iznini Güner’in verdiği ifade ediliyor.

Hatta 22 bloktan oluşan ve bin 400 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi’nde de Güner’in imzası yer alıyor. Ancak İstanbul Valiliği Güner’in yargılanmasına izin vermedi.

AKP’Lİ İSİM ÜÇ AYDA SERBEST

Malatya Büyükşehir Belediyespor takımından 11 voleybolcu ile 4 ampute futbolcu, konakladıkları Kırçuval Otel’in depremde yıkılmasıyla enkaz altına kalarak hayatını kaybetti. Otel işletmecisi ve Battalgazi Belediye Başkan Yardımcısı olan AKP’li Zafer Kırçuval çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.

Ancak Malatya 2. Sulh Ceza Mahkemesi, geçen yılın mayıs ayında Kırçuval hakkında “sabit ikametgâh sahibi olması,” “soruşturmanın geldiği aşama”, “bu süreçten sonra delil karartmanın mümkün olmaması” gerekçeleriyle tahliye kararı aldı.

TUTUKLU SANIK DAHİ YOK

Adana Çukurova’daki Tutar Yapı Sitesi’nin C Bloku da depremde yıkıldı. 63 kişinin yaşamanı yitirdiği binada birçok yakınını kaybeden Avukat Gülsüm Özdoğru, davada tek bir tutuklu sanığın dahi olmamasına isyan ediyor. BirGün’e konuşan Av. Özdoğru, “Yakınlarımız yattıkları yerde rahat uyusun istiyoruz” diyor ve ekliyor: “Enkazlar apar topar kaldırıldı. Neden hiçbir belediye suçlu değil? Neden kamu görevlileri için soruşturma izni verilmiyor?” Av. Özdoğru, adalet sisteminin olması gerektiği gibi işlemediğinden yakınıyor. Av. Özdoğru, şunları ifade ediyor: “Dört bloktan oluşan Tutar Yapı Sitesi’nin sadece bir bloku yıkıldı. Aynı zeminde yer alan dört binadan üçü hasar bile almadı ve insanlar için yaşamaya devam ediyor. Aynı zemine aynı mühendisler tarafından yapıldı bu binalar. 2020 başında C blokun girişinde bir tadilat yapılıyor. İnsanlar bu tadilattan rahatsız oluyor belediyeye şikâyet ediyorlar. ‘Hilti sesinden duramıyoruz’ diyorlar. Çıkan molozları görüyorlar…” “Bakkaldan sakız çalsanız ifadeniz alınır. Ancak bu binada 63 kişi öldü ancak tek bir tutuklu dahi yok” diyen Av. Özdoğru sözlerini şöyle tamamlıyor: “Sanık koltuğu o kadar boş ki duruşmada yakınlarını kaybedenleri oturttular. Kamu görevlileri için soruşturma izni verilmiyor. Davada tek sanık inşaatın mühendisi olan Cüneyt Akkaya ama o da firari.”

EN FAZLA 22 YIL CEZA İSTENİYOR

Adıyaman’da yıkılan, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Oteli’ne ilişkin 5’i tutuklu 11 sanık, bugün hâkim karşısına çıkacak. Kuzey Kıbrıs’tan sporcu, öğretmen ve tur rehberinin de bulunduğu 72 kişinin yaşamını yitirdiği otele ilişin hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor. Davaya hayatlarını kaybeden Kıbrıslı öğrencilerin aileleri de katılacak.

Fotoğraf: BirGün