CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Sadık Yurtman ile Koza Altın İşletmeleri'nin siyanürlü üçüncü atık depolama tesisi yapmak istediği Sivrihisar'ın Kaymaz Mahallesi’ni ziyaret etti. Bölgede atık deposu istemeyen mahallelilerden Şefik Aksoy, "Senede 70 kişi ölüyor, her gün mezardayız" ifadelerini kullandı.

Kaynak: ANKA
Kaymaz'da mahalleliler siyanürlü atık deposu istemiyor: Senede 70 kişi ölüyor, her gün mezardayız
Fotoğraf: ANKA

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Sadık Yurtman ile Koza Altın İşletmeleri'nin siyanürlü üçüncü atık depolama tesisi yapmak istediği Sivrihisar'ın Kaymaz Mahallesi’ni ziyaret etti.

Kaymazlılar, "Senede 70 kişi ölüyor. Her gün mezardayız. Siyanür çöplüğü olmak istemiyoruz. Bizi niye zehirliyorlar" diye tepki gösterdi. Çakırözer, “Burada altın madeni açmak zorunda değiliz. Biz Kaymaz’da başka şeyler yapabiliriz. Kaymaz’a organize sanayiyi açın o zaman. Hayvancılık gelişsin. Fabrika açın" diye konuştu.

İstihdam yaratmanın yolunun siyanür olmadığını söyleyen Çakırözer, istihdam için Sivrihisar’daki organize sanayi bölgesinin faaliyete geçirilebileceğini belirtti.

Çakırözer, "Biz işe adam alacağız diyorlar. Tabii ki hepinizin evladı istihdam sağlasın. Kimse işsiz kalmasın. Ama istihdam sağlayacağız diye bir şehrin, bir beldenin hayatını tehlikeye atmaya kimsenin hakkı yok. O insanlara iş bulalım. Burada altın madeni açmak zorunda değiliz. Biz Kaymaz’da başka şeyler yapabiliriz. Kaymaz’a organize sanayiyi açın o zaman. Hayvancılık gelişsin. Fabrika açın" şeklinde konuştu.

"YAPILACAK YER İÇME SUYUNA ÇOK YAKIN"

"Yapılacak yer içme suyuna, kullanma suyunun kaynağına çok yakın" diyen Çakırözer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu devasa baraj sızıntı yaparsa bu zehir önce Kaymazlıların, sonra Sivrihisarlıların sonra Eskişehirlilerin kullanma suyuna, içme suyuna hem insanının hem hayvanının kullandığı suya karışır. Meralar gidiyor, hayvancılık bitiyor. Orada hayvanlar otluyordu, ikinci yaptıkları yerde. Şimdi otlatamıyorlar. Burası hayvancılık yapılan, tarım yapılan bir belde. Bu ilçe kıymetli.. Birileri illa altın üretecek diye, birileri illa altından zengin olacak diye sizin hayatınızı, bizim hayatımızı tehlikeye atamazsınız, atamazlar. Hukukun yargının buna 'dur' demesi lazım. İkinci de dur demedi ama üçüncü de dur demesi lazım. Bu kabul edilemez. Bu beldemizin zehirlenmesini kabul etmiyoruz. Burada yapılacak tek şey altın madeni değil. Burada tarım, hayvancılık, organize sanayi yapılır. Yeter ki istek olsun."

Fotoğraf: ANKA

"ÇANAKKALE'DEKİ MAHKEME NİYE İPTAL ETMİŞ PROJEYİ?"

"Devlet insanı zehirler mi?" diye soran Çakırözer,  "Neden Çanakkale’den buraya geliyor o zaman? Çanakkale’deki mahkeme niye iptal etmiş projeyi? Bu zehir öldürürse hepimizi öldürür. O yüzden burada buna dur denmesi lazım artık. Dördüncü, beşinci barajlar kurulacak. Kaymaz’ın, Sivrihisar’ın kaderi zehir değildir. Olmamalıdır. Adaletin terazisi varsa bu terazi sizin canınızın lehinde tartmalıdır" diye konuştu.

KAYMAZ’DAN FAY HATTI GEÇİYOR

Kaymaz’dan fay hattının geçtiğini ve olası bir depremde siyanürün sızıntı yapabileceğine dikkate çeken Çakırözer, "Kaymaz, Sivrihisar deprem hattı var. Burada bir deprem olduğunda burası fay hattı. Siz fay hattına nasıl bir zehir barajı kurarsınız? Orta büyüklükte bir deprem olsa bu siyanür toprağa, suya sızacak. Şimdi de sızıyor. Gün gün nefes aldıkça soluyorsunuz. Sıcak havada buharlaşıyor. O havayı sizler, hayvanlarınız soluyor. Yavaş yavaş vücuda giriyor. Deprem anında suya sızacak. Tarım hayvancılık bitiyor. Burası sonsuza dek zehir merkezi olamaz" dedi.

"HER GÜN MEZARDAYIZ"

"Senede 70 kişi ölüyor. Her gün mezardayız" diyen Kaymaz sakini Şefik Aksoy, “Kuşlar, hayvanlar ölüyor. 68 yaşındayım. Herkes çocuğum çalışıyor, diyor. Kimseye anlatamıyoruz derdimizi. Kuzularımız, buzağılarımız öldü. Senede 70 kişi adam ölüyor. Her gün mezardayız. Herkes madenci oldu burada" dedi.

Siyanür çöplüğü olmak istemediklerini söyleyen İbrahim Acar, "Ölenler kanserden ölüyor. Kanser ölümleri çok oldu. Dışardan gelen madenleri asla kabul etmiyoruz. Siyanür çöplüğü olmak istemiyoruz. Bizim su hakkımızdan alıyorlar. Tarla sularken suyumuzu alıyorlar. Tarla sularken bizim suyu çekiyorlar. Bizim parayla aldığımız suyu madene basıyorlar. Hastalık çoğaldı. Siyanür demek zehir demek" diye konuştu.

"BİZİ NİYE ZEHİRLİYORLAR?"

Kaymaz halkının yüzde 90’ının akciğer kanseri olduğunu belirten Raif Ünal, "Karşıyız ama biz dinleyen eden yok. Devleti de arkalarına alıyorlar her şeyi yapıyorlar. Vatandaşı düşünen yok. Sağlığımızı düşünen yok. Yüzde 80-90 akciğer kanseri buranın halkı. Gelsin yapsınlar. Denetleme yapsınlar. Soruşturma yapsınlar. Bahçemiz, ağaçlarımız var. Zarar görüyor. Meyve bahçeleri zarar görüyor. Doğru düzgün ceviz alamıyoruz ağaçtan, meyve alamıyoruz. Her türlü zararı var. Çanakkale neresi, Kaymaz’daki altın madeni neresi? Çanakkale’de yapsınlar yapacaklarını. Çıkarmasınlar. Bizi niye zehirliyorlar" ifadelerini kullandı.

"EŞİM 2 SENE MADENDE ÇALIŞTI"

Bir sene önce 54 yaşındaki eşi Yasemin Başkır’ı kolon kanserinden kaybeden Hüseyin Başkır (55), 6 yıl Kaymaz’daki madende çalıştığını anlattı. Eşinin de 2 yıl madende çalıştığını söyleyen Hüseyin Başkır, eşinin aniden kanser olduğunu ve vefat ettiğini belirtti.

Başkır, şunları söyledi:

"Bu barajlar köyümüze çok yakın olduğu için zarar verecek. Ağaçlarımız da çok kötü belki bundan oldu. Eşimi kanserden kaybettim. Kolon kanseri. 13 yıldır Kaymaz’da yaşıyoruz. 15 ay öncesine kadar bir şeyi yoktu. Eşim 2 sene kadar madende çalıştı. Ben de 6 yıl çalıştım. Zerdali ağacımın yaprakları tamamen dökük, vişne ağacım var sap sarı. Köye yakın olmadığı sürece yapılmasına karşı değilim ama ikinci baraj zarar verdi. Bu üçüncü baraj da zarar verecek. Çok kısa mesafede köye. Devamı da gelecek diye kafamızda soru işaretleri var. Başka yerden geliyor. Bunun zararını da tamamen biz çekeceğiz. Dördüncü, beşinci barajı yaparlarsa giderim buradan. Bayağı kanser vakası var köyde. Şu an bir kişi hastanede yoğun bakımda. Ölmek üzere."