Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Tüm dünyanın artık huyunu suyunu öğrendiğini sandığımız yeni tip koronavirüs, Türkiye’de değişinime (mutasyona) uğrayarak “yerli ve milli” özellikler kazanmışa benziyor!

Nasıl mı?

Örneğin hijyen kurallarının uygulanmadığı fabrikalarda, madenlerde yan yana, nefes nefese çalışan işçileri görmezden gelirken, tenha bir park köşesinde tek başına oturan yaşlı adamı şıp diye yakalıyormuş bizim yerli virüs!

Maskesiz insanların doldurduğu AVM’lere, plajlara hiç uğramazken, hareketsizlikten yumuşayan kaslarını güçlendirmek için evinin önünde kaçamak birkaç adım atan kimsesiz teyzeyi hemen enseliyormuş!

En çok da 65 yaş üstü insanları seviyormuş! Onların aylarca ev hapsinde tutulmalarını keyifle izliyor, saldırmak için sokağa çıkmalarını bekliyormuş!

Bu akıllı virüs, Atatürk Anıtı’na çelenk koymak isteyen kitle örgütü temsilcisini gözünden tanırken, toplutaşım araçlarında sırt sırta yolculuk edenler için tehlike oluşturmuyormuş!

Ama “yerli ve milli” koronamızın asıl önemli özelliği, ideolojik açıdan kendisini AKP’ye çok yakın bulmasıymış!

Ulusal bayramlara gıcıklığı da bu yüzdenmiş!

Umreden dönenlere, Ayasofya’da toplu namaz kılanlara, 15 Temmuz’da şenlik yapanlara, Malazgirt’te cümbür cemaat ok atanlara, Giresun Mitingi’nde Reis’in hediyesi “keyif çayı”nı kapışanlara dokunmazken, ülkemizi kurtuluşa ve bağımsızlığa götüren 30 Ağustos’u kutlamak isteyenlere göz yummaması da bundanmış…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, her akşam tivit atıp salgınla ilgili uyarılarda bulunuyor. Ama kendi açıklamalarıyla çelişen hükümet uygulamaları karşısında sessiz kalmayı yeğliyor.

30 Ağustos etkinlikleri virüs gerekçesiyle tüm yurtta yasaklanırken, sel felaketinin yaşandığı Dereli ilçesinde ertesi gün miting düzenlenebiliyor. Erdoğan burada toplanan kalabalığa seslenirken “sosyal mesafe” kuralı kimsenin aklına gelmiyor. Çünkü bu virüs AKP yandaşlarına zarar vermiyor!

★★★

Koronavirüs için “komünist” yakıştırması yapanlar fena halde yanıldı. Bu virüsün koyu bir antikomünist olduğu, İstanbul Valiliği’nin hafta içindeki kararlarıyla kanıtlandı!

Türkiye’nin en eski partisi TKP’nin kuruluşunun 100. Yıldönümü dolayısıyla İstanbul’da düzenlenecek mitinge İstanbul Valiliği “halk sağlığı” gerekçesiyle yasak getirdi. TKP, bu durumu mizahi bir dille şöyle açıkladı:

“İstanbul Valiliği, Erdoğan’ın Giresun’da yaptığı mitingde sırra kadem basan virüsün, TKP’nin yüzüncü yılında boy göstereceği bilgisini alarak Türkiye Komünist Partisi’nin İstanbul’da yapacağı mitingi yasakladı.”

Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) İstanbul Kartal Meydanı’nda düzenleyeceği etkinlik de aynı gerekçeyle yasaklandı. Oysa bu etkinliğin açıkhavada, fiziki mesafe önlemleri alınarak ve de uygun sandalye dizilimi yapılarak gerçekleştirileceğini bildirmişti parti yöneticileri.

AKP’nin düzenlediği etkinliklerde akla gelmeyen salgın tehlikesinin hep muhalif kesimlerin eylemlerinde anımsanması garip değil mi?

Evet, ben bu virüsün AKP yandaşı olduğuna artık iyiden iyiye inanmaya başladım!

Şaka bir yana, ayırımcılığı yönetme biçimi olarak benimsemiş bu iktidar döneminde koronayı da kendimize benzettik!

★★★

HAFTANIN NOTU

SÖZ BAŞKA EYLEM BAŞKA!

Saray’ın İletişim Başkanı Fahretin Altun’un Fransa Cumhurbaşkanı’na “basın özgürlüğü dersi” verdiği gün, ülkemizde TELE 1 ekranı, iktidarın sopası haline gelen RTÜK eliyle karartıldı!

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adli Yıl açılışında, “Yargı paketiyle internet suçlarında sadece ilgili sayfaya erişimin engellenmesini mümkün hale getirerek tüm sitenin kapanmasının önüne geçtik” derken, Odatv sitesi 186 gündür kapalı!

Protesto ediyorum!