Kravata iyi hâl demek adalet değil

Dilara ŞİMŞEK

Hayatta kalmak için yoğun mücadele vermemiz gereken bir ülkede yaşıyoruz. Kadın cinayetlerine toplumun tüm kesimlerinden tepki yağsa da 2021’de yine kadınlar korunamadı, katledildi. Medyaya yansıyan haberlere göre bu yıl erkekler en az 285 kadını öldürdü.

AKP iktidarının kadın düşmanı politikaları ve cezasızlık, şiddet faillerini daha da cesaretlendiriyor. Buna karşın şiddete maruz bırakılan kadınlar yılmadan adalet mücadelesini sürdürüyor.

Aysel Perkgün ve Öznur Gülbaş… Erkek şiddeti nedeniyle ölümden dönmüş iki kadın. İsimleri farklı olsa da dertleri ortak. Kendilerine şiddet uygulayan, canlarına kasteden erkeklerin hak ettikleri cezayı almasını istiyorlar. “Sadece kendimiz için değil, tüm kadınlar için mücadele ediyoruz” diyorlar.

KABULLENEMİYORUM

İzmir'in Buca ilçesinde yaşayan 29 yaşındaki Aysel Perkgün, Fevzi Duran adlı erkek tarafından geçen ağustos ayında 104 yerinden bıçaklandı. Hastanede tedavi altına alınan Perkgün, yaşam mücadelesini kazandı; şimdi failin gerekli cezayı alması için mücadele ediyor. Perkgün, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “İlk önce yaşam mücadelesi verdim, kazandım. Şimdiki mücadelem ise hukuk mücadelesi. Gereken cezayı fazlasıyla almasını istiyorum. İlk istenen ceza 13-20 yıl arasıydı, benim bundan sonra savaşım bu cezanın artırılması. Yüzümün 4 yerinde kesik var. 29 yaşımdayım ve bu izleri ömür boyu taşıyacağım. Ama o 13 yıl ceza alıp, indirim alıp, hemen cezaevinden çıkacak, bunu kabullenemiyorum.”

Fevzi Duran’ın cezaevinden çıktığında yarım bıraktığı işi tamamlamaya çalışacağını belirten Perkgün, “Beni öldürmeye çalışacak, biliyorum. Başka bir kadınla evlense onun da canını yakacak. Her güne kadın cinayetleriyle uyanıyoruz. Buna rağmen sürekli kadınlar suçlanıyor. Erkek mahkemede bir pantolon giyiyor, kravat takıyor, iyi halden cezası iniyor. Bu adalet mi? Ben buna ‘adalet’ demem” diyor.

Bu süreçte kadınlardan gördüğü desteğin kendisini daha da güçlendirdiğini kaydeden Perkgün, şöyle devam ediyor: “Tek isteğim bu desteğin devam etmesi. 2 Aralık’ta duruşmamız var, kadınların beni yalnız bırakmamasını istiyorum.”

Perkgün, erkek şiddetine karşı yalnızca kadınları değil, devleti ve yasaları da yanında görmek istediğini söylüyor ve ekliyor: “İstanbul Sözleşmesi’nin geri gelmesini istiyorum. Çünkü bize en büyük destek o sözleşmeydi. Onu kaldırdılar, erkekler daha çok güçlendi, cesaret buldu.”

MÜCADELEYE DEVAM

Eskişehir’de yaşayan Öznur Gülbaş ise iki yıl önce boşanma aşamasında olduğu Harun Sazlar tarafından 16 yerinden yaralandı. Şmdi failin gerekli cezayı alması için uğraşıyor. Yalnızca kendisi için değil, tüm kadınlar için mücadele ettiğini altını çiziyor.

Gülbaş, failin son duruşmada tahliye edilmesi nedeniyle tedirgin; “Elektronik kelepçe takıldı. Her seferinde ‘cihaz arızalandı’ deniliyor. Hiçbir şekilde kendimi güvende hissetmiyorum” diye konuşuyor.

Kadın cinayeti davalarında dahi erkeklerden çok kadınların yargılandığını belirten Gülbaş, “Ölen kadınları suçluyorlar. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığından beri durum daha da kötüleşti. Sözleşmeden vazgeçmememiz, birbirimize sahip çıkmamız gerekiyor” diyor.