Krizden alternatif çıkış

Hazırlayan: BirGün Kolektif

Kapitalist sistemin yapısal krizi ve bununla bağlantılı gıda krizi, pandeminin yarattığı sosyo-ekonomik koşullarla birlikte daha da derinleşti. Tohumların tarlaya ekilmesinden ürünlerin hasadına ve ürünlerin tüketiciye ulaştırılmasına kadar her aşama üretici için başa çıkılamaz bir hal aldı. Gıda ürünlerinde yaşanan enflasyon ise tüketicinin sağlıklı, güvenilir gıdaya erişimini kısıtladı.


Hem üretim sürecinde ortaya çıkan girdiler hem de ürünün tüketicilere ulaştırılma çabaları bakımından üreticilerin sistem içerisinde elleri kolları bağlıydı. Bununla birlikte ürünlerini pazarlara aracısız ulaştırma imkanını elde etseler bile yerel-atalık tohumlarıyla agro-ekolojik tarım yapmadıkları sürece, tohum, kimyasal zehir ve benzerleriyle şirketlere bağımlılıktan kurtulmaları mümkün değil.

Kooperatifçiliğin geçirdiği dönüşümü, günümüzdeki işlev ve sınırlılıklarını, gıda egemenliği mücadelesindeki rollerini Çiftçiler Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu’yla konuştuk.

İktisatçı Yazar Mustafa Sönmez ise tarımdaki dönüşümü ve günümüz açısından kooperatif örgütlenmelerinin önemini kaleme aldı.

***

Yemek yemek politik eylemdir: Çiftçiler Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu, “Kapitalizmden zarar görenler maddi, manevi güç olanaklarını birleştirerek bu süreçlerden en az zararla çıkmanın yollarını aramıştır. Ancak kooperatifler mevcut gıda sistemine alternatif bir mücadelenin parçası olabildiklerinde anlamlıdır” dedi.

***

İktisatçı yazar Mustafa Sönmez yazdı: Tarıma dönüş ve kooperatifleşme

"Türkiye’de inşaat rantına dönük bir üretim ve oradan sağladığı rüzgarla siyasi tırmanış denemesi yapan AKP rejiminin 18 yılın sonunda bu modeli tıkandı, tükendi. Ülkeye ağır doğa tahribatları yaşatan bu yöneliş, kentlerde yatırım amaçlı konut üretimini, kentsel altyapıyı, AVM; gökdelen türü rant yatırımlarını öne alırken, sanayinin karakterini de inşaat odaklı değiştirdi. İnşaata girdi sağlayan sanayi alt dalları ayakta kalırken, birçok sanayide gerileme yaşandı. Ama en az bunun kadar önemlisi, büyük kent, özellikle İstanbul rantına tamah eden bu ekonomik ve siyasal rota, kırları, kırların ekonomik uğraş alanı olan tarımı ve hayvancılığı ihmal etti."