Muhalefette tanıdık isimler bu kez de belediyeler için yarışa hazırlanıyor. İktidara karşı yerel yönetimleri de içine alacak kapsamlı bir mücadele programı bir kez daha ıskalanma tehlikesiyle karşı karşıya.

Mart bu kez ıskalanmasın
Erdoğan’ın İBB’yi kazandığı 1994 Mart yerel seçimleri bugünkü iktidar için bir manivela işlevi gördü. (Fotoğraf: Depo Photos)

Mehmet Emin KURNAZ

Yerel seçimlere dört ay gibi bir süre kaldı. Ülke siyaseti yeniden sandık üzerinde saflaşmaya doğru gidiyor. Hem iktidar cenahında hem de muhalefet cephesinde “seçime hazırlık” adaylar üzerinden yürüyor. Adaylık takviminin açıklamasıyla birlikte çok sayıda isim yerel yönetimler için adaylık açıklaması yaptı. Başvuru sayısının yoğunluğu partilere yeni kararlar da aldırdı. Örneğin CHP’de önceki gün sona ermesi beklenen Belediye Başkanlığı, Belediye ve il genel meclis üyeliği aday adaylığı başvuruları CHP Parti Meclisinin aldığı karar doğrultusunda 5 Aralık tarihine uzatıldı. Bu anlamıyla yerel seçimler öncesi CHP’ye ayrı bir başlık açmakta fayda var.

CHP NASIL HAZIRLANIYOR

Yerel seçim çalışmalarına Memnuniyet Anketleriyle başlayan CHP, ön seçim ve benzeri yöntemleri de devreye sokup buralarda öne çıkan isimleri atama yoluyla aday gösterecek. CHP Parti Meclisi üyeleri ve milletvekilleri, aralık ayında sahaya inecek, adaylarla birebir görüşmeler yapacak. CHP ayrıca yerel seçim gündemiyle Antalya’da kampa girecek. Manavgat’ta 1-3 Aralık’ta yapılacak toplantılarda, partinin yerel seçim stratejisi belirlenecek. Kamptan çıkacak kararlar ve görüşler, aday belirleme çalışmalarına destek verecek.

Örgüt iradesi, yenileşme, gençleşme, daha çok adım gibi söylemlerin duyulduğu CHP düşünüldüğünde buraya kadar ters bir şey yok. Ama iş adaylık meselesine gelince birçok başlığın kağıt üzerinde kaldığına dair his oluşuyor.

Çok sayıda eski milletvekili, partinin çeşitli kademelerinde görev yapan tanınmış isimler, birer partili gibi ekranlarda boy gösteren gazetecilerin isimlerinin ilçe belediye başkanlığı için bile anılması anlatılan fikirle çok örtüşmüyor. Buna uzun süredir aynı görevlerde olanları da eklemek mümkün.

BU İLGİ NEDEN?

CHP uzun yıllardır ülke siyasetine güçlü bir müdahalede bulunamadı. Referandumlar dışında son seçime kadar AKP’yi zorlayacak sandık başarısı da elde edemedi. Daha çok yerel seçimlerde neredeyse üzerine zimmetli il ve ilçelerin tekrar kazanılmasına odaklanan bir siyaset anlayışı hakim oldu. CHP’de siyaset yapan isimlerin önemli bölümünün bu motivasyonla çalışması da doğal bir sonuç olarak görülmeli. Ancak bu anlayışıyla genel siyasete yönelik ciddi bir iddiada bulunmak kolay değil. Genel siyasete yönelik etkili bir program ortaya koyamayan muhalefetin, siyaseti yerel seçimlerde kazanılacak başarılarla sınırlamasının kolaycılığa kaçmak olduğu, bir bakıma konfor alanlarına hapsolmak manasına geldiği söylenebilir. Koltuklara ilgi fazla olsa da ana siyasetin, ekseriyetle yerel seçim ve belediye başkanlıkları üzerinden dizayn edilmesi en başta kendi etki alanını sınırlar.

MİLLİ GÖRÜŞ NE YAPTI?

Dönemin Milli Görüş hareketinin içinde yer alan Recep Tayyip Erdoğan, 25 Mart 1994 yerel seçimlerinde rakiplerine çok az fark atarak yüzde 25 oyla İstanbul’un belediye başkanı oldu. Milli Görüş hareketi İstanbul’u almakla yetinmedi, uyguladığı politikalarla yerel seçimleri bir kaldıraç olarak kullandı ve ülke siyasetinde etkisini artırdı. Sonuç olarak genel seçimleri de kazanmayı başardı. Kısacası “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” sözünün pratiğe döküldüğü bir süreç yaşandı.

MART’IN ÖNEMİ

1980’lerden bugüne yapılan mart seçimlerinde aslında iktidarların çoğunlukla güç kaybettiği görüldü. Muhalefetin bilhassa Mart 2019 yerel seçimlerinde Ankara ve İstanbul başta olmak üzere pek çok büyükşehiri kazanması şüphesiz başarıydı. Bu başarı, 16 Nisan 2017 Rererandumu’nda ‘hayır’ kampanyası ile başlayan rüzgarın da bir yansımasıydı. Ülkede kendini güçlü hissettiren iktidar karşıtlığı, 2019 yerel seçimlerine de taşınmıştı. 23 Haziran’da tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinde ise 700 binin üzerinde farkın ortaya çıkması iktidara verilen en güçlü yanıt oldu. Ancak aynı rüzgarın 14-28 Mayıs seçimlerinde de devam edeceği beklentisi karşılık bulmadı. Bugün iktidarın karşısında ve hala iktidarın gözünü korkutan yüzde 48’lik blok var. Bunun yerel seçimlere etki etmeyeceğini söylemek zor. Bugün yerel seçimleri de içine alacak esaslı bir program ve siyaset yapma tarzı değişikliği ise en acil ihtiyaç olarak karşımızda duruyor.

∗∗∗

BAŞVURULAR SÜRÜYOR

Eski CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Kadıköy Belediye Başkanlığı için aday adaylığı başvurusunda bulundu. Kadıköy için bir başka başvuru ise CHP Kadıköy Belediye Meclis Üyesi Barış Antik oldu. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç de Sarıyer için 4. Kez aday adaylığı başvurusunda bulundu. Gazeteci Gökmen Ulu Dikili belediye başkanlığı için başvurdu. Eski Bornova Belediye Başkanı Olgun Atilla’nın adının da İzmir için geçtiği iddia ediliyor.