İktidarın sadık kalemlerinden Mehmet Barlas, deprem felaketini rant odaklı dönüşüme karşı çıkan muhaliflere yıktı. Hatay’da kızını kaybeden sanatçı Orhan Aydın’ı bile yaşananlardan sorumlu tutmaya teşebbüs eden Barlas, hükümete toz kondurmamak için yoğun bir uğraş sergiledi.

Mehmet Barlas, felaketin sorumluluğunu kızını depremde kaybeden Orhan Aydın’a yıktı!

MEDYA SERVİSİ

Türkiye’de yaşanan deprem felaketinin ardından iktidar ve yandaş medya, sorumluluğu “kentsel dönüşüm karşıtlığı” üzerinden muhalefete yüklemeye çalışıyor.

İktidarın kontrolündeki Sabah gazetesinin başyazarı Mehmet Barlas, bugünkü “Deprem pişkinleri” başlıklı yazısında deprem felaketinden muhalifleri sorumlu tutmaya çalıştı.

Barlas, hükümete hiç toz kondurmazken, rantsal dönüşüme karşı çıkan muhalif aktörlerin deprem felaketinin sorumlusu olduğunu öne sürdü. Yandaş kalem, bu konuda deprem felaketinin yaşandığı kentlerden Hatay’da kızı Eylem Şafak Aydın’ı kaybeden sanatçı Orhan Aydın’ı bile olan bitenden sorumlu tutmaya teşebbüs etti.

Rant odaklı dönüşüme karşı olan mitingleri hedef alan Barlas, “Bugün deprem konusunda en fazla sesi çıkan TİP'li Barış Atay ve tiyatrocu Orhan Aydın da hasarlı binaların yenilenmesine karşı çıkanların başını çekmiş” ifadelerini kullandı.

Orhan Aydın ve depremde yaşamını yitiren kızı Eylem Şafak Aydın.Orhan Aydın ve depremde yaşamını yitiren kızı Eylem Şafak Aydın.

Barlas, Ekrem İmamoğlu ve Tunç Soyer gibi CHP’li belediye başkanlarına da yüklenerek, “Kentsel dönüşüm karşıtlığı konusunda CHP, İyi Parti ve HDP'nin ittifak yaptığını görüyoruz. Beykoz Tokatköy'de depremde yıkılacak kaçak binaların yenilenmesi için yapılan projeye hep birlikte karşı çıkmışlar. Bunu yaparken vatandaşı ayaklandırmaktan da çekinmemişler” dedi.

MEDYA VE YARGIDA DA SORUMLULUK BULDU!

İktidar dışında herkesi suçlayan Barlas, son olarak medyaya ve yargıya da sorumluluk yükleyerek yazısını şöyle bitirdi:

“Muhalif medyaya gelince... Bugün asrın felaketi konusunda tüm sorumluluğu iktidara yükleyen bazı medya kuruluşları, depreme dayanıksız mahallelerdeki kentsel dönüşüme her zaman takoz koymuşlar (…) Yargının kentsel dönüşüm davalarında "kamu yararı" meselesini yanlış yorumladığını düşünüyorum. Halkı depreme dayanıksız binalarda yaşamaya mahkûm eden, onları enkaz altında kalmasına neden olan muhalifler bu felaketten ne kadar sorumluysa bu yargı kararlarına jet hızıyla imza atan mahkemeler de o kadar sorumludur. "Biz karar veririz, sonuçları bizi ilgilendirmez" diyerek sorumluluktan kurtulamazlar.”