At izi iti izine karıştı çoktan… Eğer memleket hislerini yitirmiş olmasa, Manisa’da askerler zehirlenirken çoktan isyan eder, ayağa kalkardı… Ama nerde… Bencillik, liberallik, adam sendecilikle zehirlenmişiz çoktan… Düşman olsa buncasını yapamazdı. Memetlerden biri diyor ki; “Biz şimdi derdimizi anlattık ya, dönünce kışlaya dövecekler…” Yaşadığımız günleri özetliyor… Eğer bu memlekette hak arıyorsan, derdini söylüyorsan döverler arkadaş… Memetlerin zehirlenmesi hepimiz için geçerli…

Memetlerine sahip çıkamayanlar, ülkeye nasıl sahip çıkacak bana biri anlatsın!

Manisa’da olan biten eğer doğru dürüst açığa çıkmazsa, bundan böyle bu ülkede kimse evladını askere göndermek istemez. Manisa’da askerlik yapan bir Memetin babası aradı, “Çocuğum yemekhaneye inmek istemiyor, bütün askerler korku içinde” dedi. Akitçileri ziyaret etmekten başını kaldırıp da babaların sesini duyar mı acaba Hulusi Bey? Sanmam… Eğer bir düşman sizi çökertmek istese başka ne yapabilir acaba? Yahu askerin zehirleniyor, ötesi var mı?

Öteden beri bir söylencedir sürüp gider. Askerlik mesleği kutsaldır denir. Doğru anlamak lazım… Halk; çocuklarını döven, kibirli, ruh hali karmaşık astsubayları niye sevsin? Ya da çocuklarına hizmetçilik yaptıran general eşlerine niye katlansın? Her konuda en iyiyi bildiğini sanan, küçük dünyaları ben yarattım diyen albaylara niye saygı duysun? Eğlenceden, dinlenceye, yaşam alanlarından, yemekhaneye kadar ayrıştıran generallere niye eyvallah etsin? İnsanlar Memetleri seviyor, evlatlarını… Gözü gibi baktığı kınalı kuzularını emanet ettiği, peygamber ocağı diye kutsal saydığı orduda yaşanan bu rezalet karşısında sessiz kalanları niye sevsin?

Yeri geldiğinde Memetler ölüme gözünü kırpmadan gidiyor, can veriyorlar, aileler bağrına taş basıp “vatan sağ olsun” diyor. Hemen hepsi yoksul aile çocukları. Bir siyasal iktidar yandaş tacirler serpilsin diye herkesi esir almış. Yahu hani askerlik mesleği mertlik isterdi. O halde biriniz çıkıp da, ‘burada bir yanlış var’ niye diyemiyorsunuz? Bir değil iki değil bu! Açık bir saldırı söz konusu… Eğer biri bu işi kasıtlı yapıyorsa, suçluyu açığa çıkarmak göreviniz değil mi? Sizin bir emrinizle tankın topun üstüne yürüyecek bu Memetlerin hakkını korumak sizin sorumluluğunuz da değil mi? Gece yarısı türbe aşırıp, bunun halkla ilişkilerini yapmakla mı meşgulsünüz sadece?

Memetlerine sahip çıkamayanlar, ülkeye nasıl sahip çıkacak bana biri anlatsın!

‘Adalet’ için yürüyenlerle ilgili çeşitli sorular geliyor. Temel mesele şudur; kimse ‘adalet’ için yürüyor diye suçlanamaz, lâkin kimseye de kefil olacak halim yok. Yürüyüşe gidip, gözlemlerimi yazacağım. Şunu unutmamak gerekir, toplumsal meseleler her zaman farklı siyasal grupların yönlendirmek isteyeceği koşulları doğurur. Bunu Gezi sürecinde de gördük. Gezi kadar barışçı, kendiliğinden gelişen direnişe zor rastlanır. Toplumsal, siyasal olaylar birbirini etkiler, ancak biriciktir, unutmayalım. AKP genel başkanı RTE’nin Gezi’yi unutamamış olması neden sizce? Yenildi çünkü o çocuklara…
Gezi’de öldürülen çocuklar da Memetti.
Adalet istiyoruz Memetlerimiz için.