Muhalefeti yalnız bırakma çabası
Bir yandan tabanı konsolide etmeye çalışan iktidar bir taraftan muhalefeti yalnızlaştırmaya çalışıyor. Asker cenazeleri ve Filistin’de yaşanan katliam üzerinden milliyetçi, muhafazakar cephe genişletilmek isteniyor.
Politika Servisi
İktidar bloku asker cenazeleri ve Filistin’de yaşanan katliamlar üzerinden tabanı konsolide etmeye çalışırken muhafazakar cephe inşa ediliyor. 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde ana muhalefet partisinin ittifak kurduğu İYİ Parti’yi yanına çeken iktidar, CHP’yi yalnızlaştırma gayreti içinde. İktidar bloku bir yandan kara propaganda ile ana muhalefet partisini ‘terör’le ilişkilendirmeye çalışırken diğer yandan da kendisine muhalif unsurları bilindik ezberlerle hizaya sokmayı başarıyor.
Son bir ayda yaşanan gelişmeleri hatırlatalım:
Geçtiğimiz aralık ayında 12 askerin hayatını kaybettiği saldırıda AKP, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi ortak bildiride bir araya geldi. CHP ise “İktidarın arkasına dizilmeyeceğiz” diyerek kendi bildirisini çıkardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta 9 askerin hayatını kaybettiği saldırının ardından MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin yanı sıra İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i de telefonla arayıp bilgi verdi.
Bilecik Belediye Başkanı Semih Şahin’in rüşvet operasyonu sonucu görevinden uzaklaştırılmasının ardından önceki gün seçim yapıldı. İlk turda kazananın olmadığı seçimin ikinci turunda AKP’nin adayı yarıştan çekildi. İYİ Parti’den istifa ederek seçime bağımsız giren Mustafa Sadık Kaya, CHP’nin adayı Melek Mızrak Subaşı’na karşı AKP, MHP ve İYİ Parti’nin oylarıyla Bilecik Belediyesi’nin yeni başkanı seçildi. CHP, yerel seçimler öncesi Bilecik Belediyesi’ni kaybetmiş oldu.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da Kars ve Iğdır’da DEM Parti’nin kazanmasının önüne geçmek için Cumhur İttifakı’nın adayını destekleyeceklerini açıkladı. Özdağ, "Benzer tavrı Iğdır’da da alacağımızı duyurmuştuk. Şaşırtıcı bazı adımları önümüzdeki günlerde tekrar açıklayacağız” dedi.
Bir süre önce gündeme getirilip şimdilik rafa kaldırılan yeni Anayasa tartışmasında CHP listelerinden Meclis’e giren Gelecek, DEVA ve Saadet Partileri’nin alacağı tutum da merak konusu. Kimi zaman yapılan açıklamalarda yeşil ışık yakılabileceği de ifade ediliyor.
AYNI SEÇMENE HİTAP EDİYORLAR
Yaşananları BirGün’e değerlendiren Siyasal İletişim Uzmanı Suat Özçelebi, “Muhalefetin 14-28 Mayıs seçimlerini kaybetmesinden itibaren yaşadığı bölünme ve özellikle İYİ Partinin ‘hür-müstakil’ diye nitelediği politika bir ayrışmaya işaret ediyordu. Bu ayrışma özellikle CHP-HDP yakınlaşması ya da seçimde olası işbirlikleri ortaya çıkınca sağ partiler ve Cumhur İttifakı arasında seçimleri hedefleyen işbirliği politikasına dönüştü. Aynı seçmen havuzuna hitap etmeye başlayan partiler bir ideolojik cephe kurmaktan çok seçmen gözünde en sağcı görünme, pragmatik biçimde oy tabanını koruma, yaşama çabasına dönüşmüş durumda. İktidar açısından özellikle DEM Parti ile kritik yarış eşiği yaşanan seçim bölgelerinde oldukça elverişli bir sürece dönüştü” ifadelerini kullandı.
“CHP belli ölçülerde Saadet, Gelecek, Deva ve DP ile sınırlı da olsa İmamoğlu’nun geliştirdiği İstanbul İttifakı gibi tabanda iş birliklerini zorlayacak” diyen Özçelebi değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Birçok büyükşehirde bu kritik önemde. Ancak aday belirleme sürecinin daha fazla uzatılmadan, seçmende daha fazla soru işaretleri yaratılmadan bir kampanya sürecine girilmeli. İYİ partinin gerileyen oyları daha sınırlı bir etki yaratsa da DEM Parti’nin bazı kritik illerde adaylaşması CHP’nin ve muhalefetin adaylarının işini oldukça zorlaştırabilir.
Terör ve şehitler, sağ partiler arasında belli işbirliklerini daha fazla dayatmaya başladı, iktidar daha önce de olduğu gibi seçim sürecine bu başlıkları dahil edecektir. Çok istismara açık bir alan. Süreç aslına her muhalefet partisini yeni işbirliği modelleri dayatıyor. Artık her koyunun kendi bacağından asılacağı bir aşamaya geçildi. İktidar da aynı sorunu Yeniden Refah Partisi ile yaşıyor, İstanbul için bu işbirliğindeki gelişmeler muhalefet için de hayati önemde.”
