Artan gerici dalga karşısında suskunluğunu koruyan muhalefet AKP iktidarının önünü açıyor. CHP laikliği ağzına almazken muhafazakâr seçmen anlayışı ile izlenen politikalar halkın güvenini kazanmaktan çok uzak.

Muhalefetin tavrı gericilere yarıyor
Fotoğraf: Depo Photos

Politika Servisi

Ülkenin dört bir yanında gericilik dalgası yayılırken seçimlerin ardından hayata geçirilmeye çalışılan bir dizi gerici uygulamaya karşı muhalefet suskun. Son olarak yaşanan ‘karma eğitim’ tartışmaları ve ‘İstanbul valiliğinin halka açık yerlerde alkol tüketimini yasaklayan’ genelgesine karşı muhalefetten sadece birkaç açıklama geldi. Bu açıklamalarda laiklik kelimesinin adı dahi anılmadı.

14-28 Mayıs süreci boyunca muhafazakâr seçmen hassasiyeti ile izlediği politikalar sonrası seçimlerden yenik ayrılan CHP’de bir taraftan değişim tartışmaları devam etse de diğer taraftan yapılan açıklamalar, izlenen politikalar ‘ne değişecek?’ sorusunu sordurdu.

Önceki gün internet medyasının temsilcileri ile Ahlatlıbel’de akşam yemeğinde bir araya gelen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin soruları üzerine yaklaşan yerel seçimlere ve ittifak tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Partisinde değişim tartışmaları süren ve seçimlerden sonra yeterince özeleştiri gerçekleştiremediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, halkın yenilgi şokunu atlattığını öne sürerken, muhalefetin ise paramparça görüntüsünün olmadığını iddia etti.

Geçtiğimiz gün Serbesiyet’te Oral Çalışlara konuşan Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarındaki yenilgiyi “İktidardan ayrılma eğiliminde olan muhafazakâr seçmen grubu sonucu belirledi. Bu aday listelerine karşı gösterilen aşırı tepkiler, bu seçmen grubunu olumsuz yönde etkiledi. Kararsız muhafazakârlar, 'Ulusalcılar iktidara gelirse eski günlere dönebiliriz' endişesiyle oylarını dönüp tekrar Erdoğan'a verdiler” sözleri ile açıklayan Kılıçdaroğlu, CHP sağa kayıyor eleştirilerini reddetse de yeni dönem için de aynı anlayışı gözeteceğinin işaretini verdi. 

“HÜDAPAR DÜŞMAN DEĞİL” ÇIKIŞI

Gazetecilerle yaptığı görüşmede ise Yeşil Sol Parti’nin yerel seçimlerde ne yapacağını bilmiyoruz’ diyen Kılıçdaroğlu iş birliklerinin olmadığını vurguladı. Devamında ise uzun bir süredir karma eğitim tartışmalarını alevlendiren, kadınların sosyal hayatta yer almasına karşı olan gerici Hüda Par hakkında “Düşman olamayız, saygılıyız” dedi. Bütün gerici saldırılara rağmen laiklik kelimesini ağzına almayan Kılıçdaroğlu, “HÜDAPAR’ın dünya görüşüne katılmayız ama onu düşmanlaştırmak gibi bir düşüncemiz yok. Seçilmişler, parlamentoya gelmişler. Dünya görüşü bizimle taban tabana zıt ama görüşlerine katılmıyoruz diye düşman ilan etmek demokraside olmaz” ifadelerine yer verdi.

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da önceki gün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, "AKP'nin izlediği politikaların insanların inançlarını etkilediğini" söyleyerek, gençlerin deist ve ateistliği seçmek 'zorunda kaldığını' söyledi. “Neden insanlar bu kadar dinden soğudu? Neden bugün milyonlarca deist ve ateist? Pırıl pırıl çocuklarımız böyle bir tercihte bulundu? İşte dini sürekli siz anlattığınız için siz böyle bir yaşam ortaya koyduğunuz için şu tarikatları gördüğü için insanlar üzülerek söylüyorum ki dinden soğudu" diye konuştu.

Başarır’ın bu çıkışı ise CHP’nin muhafazakâr seçmen anlayışının sonucu olarak ortaya çıktı. AKP iktidarına eleştiri görüntüsü altında yapılan bu açıklama laikliğin unutulduğunu bir kez daha gösterdi. Bu açıklamalar, ‘Dindar nesil’ projeleri ile bugüne gelen, tarikat ve cemaatleri eğitim sisteminin bir halkası yapan, uygulamaya koydukları ÇEDES gibi projelerle laikliği tasfiye eden AKP iktidarına karşı  bir mücadele hattı kurmaktan çok uzak. Verilen mesaj ise yine muhafazakârlara, biz daha iyiyiz mesajı.

İzlenilen bu politikaların sorgulanmaması, gericiliğe karşı etkin bir mücadele yürütülememesi hem AKP iktidarının işini kolaylaştırıyor hem de AKP’nin arka bahçesi haline gelen cemaat ve tarikatlara alan açmaktan başka bir işe yaramıyor. Seçim sürecinde de CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından başlatılan ‘kadınların türban takmasını anayasal bir düzende güvence altına alalım’ çıkışı bunun örneklerinden biri. Geçen 3 ayın sonunda Kılıçdaroğlu’nun muhafazakâr seçmene şirin gözükme çabası bugün gelinen noktada AKP iktidarına alan açmış, başlayan anayasa tartışmalarında türbana güvence altında kamuda ‘burka’ giymek bile gündeme gelmişti.

Toplumda hayal kırıklığı yaratan, yenilgi dalgasına sebep olan CHP’de bu politikaların devam etmesi ise halkın güveninin kırılmasına yol açmaya devam ediyor. Değişim tartışmalarının içe sıkışmışlığı, toplumun talep ve sorunlarının görmezden gelindiği bir noktada gerici saldırılara da sağ anlayış sebebi ile cevap veremeyen CHP’de aynı hatalar şu an için devam edecek görünüyor.