‘Muhalefet’ten vazgeçtiler

Oğulcan AYDIN

İktidar toplumun temel taleplerini dahi karşılamazken muhalefet, siyasi ajandasını bu kez de yerel seçimler olarak belirledi. Yaşanan ekonomik kriz, artan hayat pahalılığı ve iktidarın toplum üzerinde kurduğu baskıyla sol bir programa ihtiyaç varken muhalefet buna kulaklarını tıkıyor.

Mart ayında gerçekleşecek olan yerel seçimler öncesinde dağılan Millet ile diğer ittifakların bileşeni olan ve düzen muhalefetini oluşturan siyasi partiler pazarlık masalarına oturdu. Yerel yönetimlere ilişkin pazarlık masalarında anlaşamayan partiler, birbirlerine basın aracılığı ile salvolarda bulundu.

Tartışmaların son örnek Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin CHP’ye yüklenmesi oldu. İnce CHP ile ayrı dünyaların insanlarıyız açıklamasında bulundu. Öte yandan Millet İttifakı bileşeni İYİ Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener’in İstanbul’da aday olarak Buğra Kavuncu’yu koyması Ekrem İmamoğlu’na karşı bir hamle olarak yorumlandı. Yandaş Yeni Şafak Gazetesi’nin dünkü haberinde hem İnce’nin açıklamalarını hem de Akşener’in hamlesini destekler nitelikte haber yapması da bu yorumları güçlendirdi.

SİYASET SINIFININ GÜNDEMİ RANT

Maltepe Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Cangül Örnek BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. Örnek muhalefetin yurttaşın dayatmaları ile gündeme dayalı hareket ettiğini ve toplumun itici gücüyle pozisyon alındığı ifade etti. Siyaset ile toplum arasındaki bağın hiç olmadığı kadar koptuğunu vurgulayan Örnek şunları söyledi: “Bir tür siyaset parodisi izliyoruz. Toplum var olan muhalefetin ilerisinde oldu. Bir şekilde siyaset sınıfını daha atak politika izlemeye zorlamaya çalıştı. Öte yandan yerel seçim gündeminde netleşen şey şu oldu: Siyasetçi sınıfı halkın politik gündemlerinden apayrı hesaplarla hareket ediyor. Aday belirleme süreci yalnızca isim belirleme süreci değildir, aynı zamanda politika belirleme sürecidir. Şu an politika arka plana atıldı ve birtakım isimler üzerinden tartışmalar dönüyor. Bu tartışmaları da politik bir gündem gibi gösteriyorlar. Esas olarak bu gibi yapay tartışmalarla yerel seçime giden düzen muhalefeti görüyoruz. Sol – Sosyalist çizgideki partileri buna dahil etmiyorum. Bu dönemin muhalefet partileri kadar güven kaybedenler olduğunu hatırlamıyorum.”

Yeni bir muhalefet örgütlenmesi yaratılabileceğini ifade eden Örnek şöyle devam etti: “Ekrem İmamoğlu karşıtı bir cephe olduğunu görüyoruz. Bu cephe bir şekilde iktidarla fiziksel bir temas içerisinde olabilir. Türkiye siyasetinde muhalefeti bir araya getiren gündem, Erdoğan iktidarının geriletilmesiydi. Hedef iktidara karşı olmaktı, şu an ise değil. Bu kadar farklı siyasetin bir araya gelmesi, kavganın hangi başlıklar üzerinden verileceği üzerinden bir kafa karışıklığı yaratıyordu. Örneğin Memleket Partisi’nin aldığı tavır CHP için olumsuz olabilir son kertede, ancak Türkiye için olumsuz olmayabilir. Yüklerden arınarak gerçek bir AKP karşıtı ve toplumun dertlerini esas olarak ifade edecek bir politikanın yolu açılabilir.  Bu olanak kullanılırsa AKP iktidarının gerileyeceği bir siyaset ile yola devam edilebilir. Bu partiler ideolojik sapma yaratıyorlar ve pazarlık gündemi açıyorlardı. Dolayısıyla bu pazarlıkçılık ve koltuk üzerinden yaratılan gündemler ortadan kalkarsa hayırlı olacaktır. Siyasi çekişmelerden ana hat örülmesini engelleyen sağ sapmalardan kurtulmak büyük bir olanak sağlayabilir.”

KUTUPLAŞMA KISIR DÖNGÜ YARATIYOR

Bulgu Araştırma Kurucusu Semih Turan ise ülkenin sola ihtiyacı olduğunu vurguladı.

28 Şubat’ın ardından ÖDP’nin “Ne Refah-Yol ne de hazır ol” sloganını hatırlatan Turan şöyle devam etti: “Üçüncü yol arayışı anlamında bir sol çıkıştı bu. Dönemin siyasi iklimi buna izin vermedi. İktidar ve muhalefet diye taraflar yaratıldı. Uzun yıllardır muhalefet olmuş partiler görüyoruz. Sol bir seçenek güçlü şekilde ortaya çıkarılmadı ve sorunun esası bu. Mevcut kutuplaşmadan muhalefet de iktidar da şikâyetçi değil. Çünkü birileri merkez iktidarı alıyor, birileri de yerel iktidarı alıyor. Bunun sebebi de toplumsal muhalefetin yaratılamaması. İnsanlar mevcut politikalardan sıkılmış durumda. Gündelik yaşam pratikleri değişiyor ve kent yoksulluğu artıyor. Ama kültürel değişim anlamında oy verme gibi ideoloji değişimleri daha fazla zaman alıyor. Orada olacak değişime de güvenmiyor vatandaş. Ve iki alternatif arasında salınıp duruyor.”

Siyasi partilerin bir lider etrafından kümelendiğine dikkat çeken Turan şöyle devam etti: “Bu lider kültü bizim kültürümüzde ve batı ile doğru arasında sıkışmış ülkelerde oldukça önemli. O anlamda bir lider arayışı var. Bu arayışın karşılığı son dönemde Ekrem İmamoğlu. Bundan ötürü onun etrafında birleşilmesi siyasetin doğasına uygun. Ancak mevcut muhalefet partileri özellikle de Altılı Masa bileşenlerinden İYİ Parti, 2024 seçimlerinden sonra merkez sağda siyasi bir alternatif olabilme adına CHP’nin başarı göstermesini istemiyor. Başka bir siyasi harita çiziyor kendisine.”