Hiç bitmiyor. İlkesiz, sevimsiz bir yolculuk, boş efelik, hamaset…
Erdoğan konuşuyor…
“Dünya 5’ten büyüktür, Türkiye’nin değil, Batı’nın Türkiye’ye ihtiyacı var.”
KJ öyle kalsın; Reis 5’e ayar veriyor, dik duruyor! Mağdur edebiyatı, yeri gelince tehdide dönüşüyor. Suriyeliler de kullanışlı: “Daha ileri giderseniz kapıları açarız!”
• • •
İşler böyle yürümüyor ama… Sadece modern dünyanın dikenleri batmıyor, artık AKP’nin güllerinin dalları, yaprakları da ayrı oynuyor. Biri, ‘tecavüzü meşrulaştırma’ tasarısı diğeri ekonomi… Bir haftada iki çatlak geleceğin de ‘nasıııl’ yaşanacağı konusunda biraz fikir veriyor.
• • •
Dolar… 3 dakikalık metrobüs yolculuğunda fakirleşir mi insan? İndin bindin, değerin azalıyor.
Ama sorarsan… Yahu bize ne; “Ekmeği dolarla mı satın alıyoruz; şimdi onlar düşünsün!”
Yoksa bunlar bizimle eğleniyor mu? Hiç kendi koltuğunu, kendi arkasından çekip alan bakan gördünüz mü? AB Bakanı Çelik, AP’nin kararını değerlendiriyor: “Yok hükmünde!”

AKP’nin ilk yıllarında, Avrupa Birliği heyecanıyla gündüz vakti Ankara’da ‘maytap geçip’ havai fişekleri kentin semalarına saçanlar şimdi kükrüyor: Höytt Avrupa!
• • •
Fakat yüzlerine baksan öyle değil!
Başbakan Binali Yıldırım mesela… Ne diyor: “Ayakta kalmaya çalışacağız…”
Meali açık: “Kriz bizi teğet öpecek!”
AKP, kendi kazdığı kuyuya düşüyor, AKP arka arkaya kendi ayağına sıkıyor. AKP… Bir akrebin kendi yaktığı ateşte, kendini çembere alarak yol alışına benziyor.
• • •
Akıl, fikir, izan bitmiş durumda.
İçeride dışarıda savaş, kriz, baskı, OHAL…
“Gözaltına alındılar, tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildiler, tutuklandılar, bomba patladı; ölü ve yaralılar var, Suriye’de askerimize saldırı, dolardan yeni, tarihi rekor…”
Ülke gündemi felakete sıkıştı, bunlardan başka laf yok!
• • •
Demokrasi… Sadece kırıntısı vardı zaten. Ancak tamamen tükenirse her şeyin biteceği de görülüyor. Yolla, inşaatla kanlı Suud sermayesiyle buraya kadar.
Basit bir bağlantı var…
Ahmet Türk’ü rehin alıp 40 yıllık barış umudunun fişini tamamen çekersen…
Binlerce öğretmeni FETÖ bahanesiyle işinden gücünden edersen…
Aydını, gazeteciyi, iddianamesiz tecrit mahkûmu yaparsan…
Şarkıları tutuklamaya kalkar, halayları sürgün edersen…
2000 yılında kolu devlet tarafından koparılan, tazminatı elinden alınan Veli Saçılık’ın 6 bin TL’sine göz koyup üstüne bir de yerlerde sürüklersen…
Ülkeyi yönetemezsin!
• • •
Siyasal İslamcı’nın aklı almıyor. Ülkeye, insana kıymak umurunda değil de bilmiyor ki kendini de yaktı yakıyor.
Akrebin yolculuğunda bir ülke… Dibin, dibinin dibine doğru…
Dönüp dolaşıp büyük insanlara, müthiş şairlere geliyoruz… Can Yücel misal:
...Ne kadar rezil olursak o kadar iyi…
...Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi…

***

AKP’li Özdağ: Ceza az demedim men etmeye karşı çıktım

Geçen hafta; hem Sri Lanka konusundaki sözleri hem de ‘hayvan istismarı’ ile ilgili tartışmalar nedeniyle AKP Manisa Vekili Selçuk Özdağ’ı yazımıza taşımıştık. İlk kez bir AKP Vekili’nin bizi arayarak bilgi vermesine tanık olup şaşırdık. Özdağ; ‘elbette yadırgadığımız bir biçimde’ Darbe Komisyonu’nda tartışılan Sri Lanka modeli ile ilgili sözlerinin arkasında durduğunu söyledi. Ne var ki; kamuoyuna yansıyan hayvan istismarı ile ilgili konunun çarpıtıldığından söz etti. Beyan esas olduğu için Özdağ’ın bu konudaki ifadelerini kısaca aktarıyoruz:
“’Hayvan tecavüzcüsüne 6 ay cezayı az buluyorum’, demedim, hayvanlarını her anlamda istismar edenler cezalarını çektikten sonra hayvan sahibi olmaktan men edilmesinler dedim.”
AKP Vekil’i Özdağ şu açıklamada bulundu: “Hayvan Hakları Kanunu’nu gündeme getirdim. Bunun da alt komisyon başkanlığını yaptım. 2 ay sürdü. Bu sürede ne kadar hayvan haklarıyla ilgilenen kişi varsa çağırdım. Hayvanlarına kötü muamelede bulunan, tecavüz ve istismar eden kişiler Kabahatler Kanunu’na göre cezalandırılır. ‘Biz bunu Kabahatler Kanunu’ndan kaldıralım, Türk Ceza Kanunu’na koyalım’ dedik. CHP tarafından cezanın 6 ay ile 2 sene olması önerildi. Ben 6 ay ile 4 yıl yapalım dedim. Hayvan tecavüzcülerine 6 ay cezayı çok buluyorum diye bir cümlem yok.”
‘Men etmeye
karşı çıktım’
Özdağ şöyle devam etti: “CHP’liler; hayvanlara kötü muamele eden, işkence eden hayvanlarını döven ve tecavüz edenleri de hayvan edinmesinden men edelim dedi. Ben ise köylüleri düşünerek men etmeyi uygun bulmadığımı söyledim. Koyun güden var, geçimini hayvancılıktan sağlayan var, onları düşünerek cezasını çektikten sonra yeniden hayvan sahibi olabilsin dedim.” Aynen aktardık, yorumu bırakıyoruz.