Dün, Başbakan ile 4 Bakan TV’leri saatlerce işgal etti. Yeni bir “iş güvenliği paketini” açıkladılar.

Dün, Başbakan ile 4 Bakan TV’leri saatlerce işgal etti. Yeni bir “iş güvenliği paketini” açıkladılar. Ciddi bir hava içinde son günlerin en can alıcı sorununu çözmeye kararlı olduklarını tekrarladılar... Yeni bir hükümet gibiymişçesine, ülkeyi kurtarmaya hazırlanıyorlardı. Bu ülkenin insanlarını köle yapma doğrultusunda bilinçli ve sağlam adımlar atan bir anlayışın temsilcisi olduklarını adeta unutmuşlardı... Ancak emekçiler onları o kadar iyi tanıyor ki ne yapsalar fayda etmez!..

Önceki gün CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Komisyon’un duvarına Bakan Faruk Çelik’in karnesini asarak gerçekleri suratına vurmuştu... 2007-2009 ile 2011- 2014’ün ilk 10 ayı itibariyle Faruk Çelik’in Bakan olduğu dönemde 8504 işçi ölümü yaşanmıştı... 2002’den bugüne kadar AKP’nin iktidarında toplam 14718 işçi ölmüştü...

AKP’nin sömürü düzeninde Türkiye’de işçi ölümleri, adeta” taammüden cinayete” dönüştü!... Sermayeden yana olan, emekçiyi horlayan, vahşi kapitalistlere uşaklık yapan bu düzeni yaratanlar, şimdi timsah gözyaşlarıyla işçiyi kurtarmaya soyunmuşlar!.. AKP, insanı yok sayan gerçek duruşunu bu güne kadar başarıyla sakladı... Öyle ki, ölüme mahkûm edilen işçilerin aileleri bile bu zorba emek düşmanlarına oy vermekten geri durmadı!.. Bu yaman çelişkiyi çözmek gerekir!..

Muhalefetin bu resimde önemli sorumluluğu vardır. Ancak görev yapanları da genelden ayırmak lazım... 12 yıldır emeğe karşı yapılanları bilen ve şimdi de TBMM de mücadele eden eski DİSK Eski Başkanı İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi; “İş cinayetleri hız kesmeden devam ederken, hükümet bu ölümleri engelleyecek önlemler almaktan uzaktır” diyerek halkı uyarmaya çalışıyor...

O kadar çok facia  ve o kadar çok can güvenliğinden uzak olay yaşanıyor ki, söylenecek söz kalmadı!.. Çadırda yanarak,Soma’da gazla,Ermenek’te boğularak,Torunlar inşaatta asansörden düşerek ölen işçileri artık kanıksar hale geldik... Çünkü algı yönetmekte usta olan İktidar, her olay sonrasında, sanki onlar sorumlu değillermiş ve facianın nedenlerini ararmış gibi görünüp  suçu başkalarına yıkmayı âdet haline getirdi. Yani, önlem almadıkları, böylece iş güvenliğini sağlamakla görevli sermayeyi kayırdıkları ortaya çıkınca, hemen olayların peşinden bir yasa paketi ortaya atarak işçi katliamlarının üzerini kapatmaya çalışıyorlar... Dünkü açıklanan “iş güvenliği paketi de” aynı amacı taşıyor!.

İsterseniz 2003’ten bugüne kadar AKP iktidarının işçiyi yok eden ,çalışma hayatını sermayenin eline veren,iş güvenliğini düşünmeyen sömürü düzenini kalıcı hale getiren bazı yasalarını şöyle hatırlayalım..

• İşverenlerin görüşü doğrultusunda hazırlanan 4857 sayılı yasa ile baştan sona işçi hakları geriletilmiştir. Bu yasa,  “emeği korumaz” işletmenin güvenliğini sağlar. Ayrıca “İşverenin yükünü” azaltmak adına “işsizlik parasına” el konulmuş, İş Güvencesi Askıya Alınmıştır..

• 2821 sayılı yasada yapılan değişikliklerle sendikaların ve örgütlülüğün güçlenmesinin önü açılmamış, onlarca sendika kapatılmıştır.

• SSK hastaneleri tasfiye edilmiş, sağlık hizmetine ulaşmak daha da zorlaşmıştır.

• Sosyal güvenlik kurumu kurulmasına rağmen sosyal güvenlik kurumları tek çatı altında birleştirilememiştir.

• ”Avrupa Sosyal Şartı’na” konulan çekinceler hâlâ kaldırılmamıştır.

-5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu ile işçilerin prim yükü ve sağlık giderleri artırılmış ve yıpranma hakkı kaldırılmıştır.

• Kiralık işçi düzeni kurulmuştur.

• İşsizlik sigortası fonunun amacı dışında kullanılmasına izin verilmiştir.

• İş sağlığı ve güvenliği kanunu  ile taşeronlaşma teşvik edilmiştir.

Bu yasalar  Türkiye’de işçi katliamlarını bitirmedi aksine işçi cinayetlerini daha da arttırdı!. Vahim durum ise, AKP’nin yönettiği bu insanlık dışı çalışma hayatı sonucunda  Türkiye’de işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluğun artmış olmasıdır!.. Türkiye’de Her iki Kişiden Biri Aç ve Yoksuldur!..

Halkın yüzde doksanın tek geliri emeği iken, milli hasılanın yüzde doksanının  10 milyon kişi tarafından paylaşılması AKP adaletsizliğinin en vahşisidir!.. Hakkımızı gasp edenlere ne zaman dur diyeceğiz?..