1975 yılında esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolan ABD’li sendika lideri Jimmy Hoffa’nın yıllardır bulunamayan cesedinin General Motors (GM) şirketinin Detroit kentindeki gökdeleninin temeline, ıslak betona gömüldüğü ileri sürüldü. İddia, Hoffa’nın ortadan kaybolmasından 36 yıl sonra şoförlüğünü yapan Marvin Elkind tarafından dile getirdi.

Jimmy Hoffa ABD sendikal hareketinin en tartışmalı liderlerinden biriydi. Hoffa organizatör olarak katıldığı Teamsters  Sendikasında (Kamyoncular ve Sürücüler Sendikası) genel başkanlığa kadar yükselmiş ve sendikayı ABD’nin en büyük sendikalarından biri haline getirmişti. 1960’larda rüşvet, yolsuzluk ve organize suç örgütleri (mafya) ilişkileri nedeniyle yargılanmış ve 13 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Daha sonra Richard Nixon ile yaptığı bir af anlaşması karşılığında serbest bırakılan Hoffa en son 1975 yılında mafya liderleri ile bir buluşmaya giderken görülmüş bir daha kendinden haber alınamamıştı.

Hoffa hırslı ve başarılı bir sendikacıdır.  Kullandığı sert ve “ikna edici” yöntemlerle işverenleri pes ettirir ve üyelerine oldukça iyi koşullar sağlar. Bu nedenle de kamyoncular arasında pek sevilir. Hoffa başarılı olmak için her şeyi yapar, mafya ile işbirliği dahil. Mafya, Hoffa’nın yükselmesine yardım eder ve önündeki pek çok engeli ayıklar.  Çünkü taşımacılık sektörü mafya için kritik bir alandır. Hem Hoffa hem de mafya kazanır. Bir kazan-kazan öyküsü.

Hoffa hızla yükselir ama organize suç örgütleriyle girdiği ilişkiler peşini bırakmaz. Hoffa’nın ortadan kaybolmasının nedenleri tam olarak bilinmemekle beraber mafya ile girdiği karanlık ilişkilerin bedeli olduğunu söylemek mümkün. Mafya Hoffa’yı daha fazla taşımak istemediği için ıslak betona gömmüş ve ondan kurtulmuş olabilir.

Hoffa’nın öyküsü tek adam sendikacılığın, dahası gangster sendikacılığın tipik örneklerinden biri olarak da okunabilir. “Kahraman” bir sendikacı tipinin arkasındaki karmaşık ve karanlık ilişkiler ağının örneklerinden biridir Hoffa. Hırslı, gücünü kutsayan, gücün şımarttığı ve gücün yoldan çıkarttığı sendikacı tipinin trajedisi. Hoffa’nın trajedisi, onun “gangster” sendikacılık anlayışının üzerini örtmemeli. Hoffa, işçi haklarını savunduğu için mafya tarafından ortadan kaldırılan bir sendikacı değil, mafya ile ilişkilerine kurban giden bir sendikacı olarak hatırlanmalı.

Sendikal hareketin Hoffa’ları hep olmuştur. Hepsi Jimmy Hoffa gibi ıslak betona gömülmüyor. Bazı Hoffa’lar sessizliğe gömülüyor, bazıları ölü taklidi yapıyor, bazıları arka bahçede gömülü ama yaşadığını sanıyor.

En kudretli sendikacılarından biriyken, sendikasında büstü, adı yazılı ışıklı tabelaları, sendikanın her bir santiminde adı ve resmi varken ve herkes karşısında titrerken bir gün bir suç örgütü ile ilişkisi olduğu iddiasıyla tutuklanır. Sorgusuz sualsiz yatarken bir gün aniden tahliye edilir. Sonrası adeta bir Hoffa öyküsü. Islak betona değil ama büyük bir sessizliğe gömülür. O kudretli sendikacı artık yoktur. Adeta tarihten silinmiştir. Tıpkı Orwell’in 1984’ünde olduğu gibi arşivlerden kayıtlardan adı çıkarılır. Konuşmaz. Çünkü kendisine konuşmaması, torunlarını sevmesi telkin edilir. Artık izine rastlanmaz. O görkem, o ihtişam yer ile yeksan olmuştur.

Bir gün Hoffa gibi onun da bir başka GM temeline gömülüp gömülmediğini öğreniriz belki. Hoffa için 36 yıl beklemek gerekti. Hangi ilişkiler, hangi vaatler, hangi anlaşmalar yaşandı ve ne bedel ödendi ortaya çıkar belki.

Hoffa öyküleri bitmez. Ölü taklidi yaparak sessizliğe gömülen Hoffa’lar da bulunur. Varlıklarını hissetmezsiniz. Zaten onlar da hissedilsin istemezler. Bedenlerini görürsünüz ama ruhları çoktan arka bahçeye gömülmüştür.

Hoffa’lar bitmez. Jimmy gibi hırslı ve sert olanlarını da görürsünüz. Arkada akıp giden öyküyü bilmediğiniz için surete aldanırsınız. Bu kez siz sessizliğe gömülürsünüz.

Arka bahçede gömülü Hoffa’lara seslerini verenler ise ayrı hazin bir öyküdür. Onlar kendi seslerinin tınısını, maharetini ve marifetini ölü Hoffa’lara vererek yaşıyor taklidi yapmalarını sağlarlar.

Sahi sen neredesin Hoffa? Sen nasıl gömüldün, nereye gömüldün?