Ekonomik krizin en görünür olduğu yerlerden olan okul kantinlerindeki mevcut tablo, yoksulluğa ayna tuttu. İşletmeciler kiraları ödemekte zorlanırken, öğrenciler her gün karınlarını doyurmanın zor olduğunu söylüyor.

Okul kantinleri krize ayna tutuyor
Fotoğraf: DHA

Mustafa BİLDİRCİN

Türkiye’de iktidar eliyle yaratılan ekonomik krizin en çok görünür olduğu yerlerden biri olan okul kantinlerindeki tablo, giderek derinleşen yoksulluğun ulaştığı boyutu gözler önüne seriyor. Kantin işletmecileri yüksek kiralardan ve iş yapamamaktan şikayet ederken öğrenciler ürünlerin pahalılığı nedeniyle karınlarını doyuramadığını belirtiyor. BirGün’e konuşan kantin işletmecileri ve öğrencilerin anlattıkları, Türkiye’deki yoksulluğa ayna tutuyor. Anlatılanlar, AKP’nin ekonomi politikasının belirli bir kesim dışında kimseyi mutlu etmediğini ortaya koyuyor.

Kantindeki ücretler özellikle büyükşehirlerde can yakıyor. İstanbul Kantinciler Esnaf Odası’nın belirlediği ücrete göre, İstanbul’daki kantinlerde tost 30 TL’den, ayran ise 10 TL’den satılıyor. Tost ve ayran üzerinden yapılan hesap ile iki çocuklu bir ailenin kantin gideri bin 760 TL’yi buluyor.

Benzer bir tablo Ankara ve İzmir’de de yaşanıyor. Ankara Kantinciler Odası’nın açıklamasına göre, sadece tost ve ayranla bir öğrencinin gideri günlük 35 TL’ye, aylık ise bin 540 TL’ye ulaşıyor.

İzmir’de de iki çocuklu bir ailenin kantin masrafı bin 760 TL olarak kayıtlara geçiyor.

İstanbul Sultangazi ilçesindeki bir okulda kantin işleten Salih Çalışkan, işletme kirasında yüzde 400’e ulaşan artışlar yapıldığını söyledi.

ALIŞVERİŞ YAPAMIYORLAR

Kantin işletmecilerinin tamamına yakınının kiralarını ödemekte zorlandığını belirten Çalışkan, “Kirasını ödeyemeyen arkadaşlarımıza, ‘Bırakın’ deniliyor. Bıktırmaya yönelik bir sistem işletiliyor” diye konuştu. Satışların giderek azaldığını, öğrencilerin 30 TL’lik tostu alırken dahi iki kere düşünmek zorunda olduğunu belirten Çalışkan, “Alım gücü düştüğü için öğrencilerin yüzde 5’i ya da yüzde 10'u alışveriş yapabiliyor” ifadesini kullandı.

TABLO KÖTÜLEŞİYOR

Ankara'nın sosyoekonomik açıdan görece dezavantajlı bölgelerinden Mamak’taki bir okulda kantin işleten ve ismini vermek istemediğini belirten bir kantinci ise şunları kaydetti:

“Yıllardır bu işi yapıyorum, tablo giderek daha da vahim hale geliyor. İşlerimiz dörtte üç oranında düştü. Çocuklar, kantinden bir şey alamayacakları için evlerinden yiyecek getiriyor. İşletme ücretleri ve gıda maliyetlerindeki artışları satış fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyoruz. Hal böyle olunca çok sayıda ürün, öğrenciler için gerçekten ulaşılamaz duruma geliyor. Bir öğrenci, 30 TL’lik tost alırken bile iki kere düşünüyor.”

ÇEŞMEDEN SU İÇİYORUZ

Ailesinin ekonomik durumu nedeniyle dersleri aç karnına dinlemek zorunda kalan öğrenciler ise şunları anlattı:

“Okulda bir şeyler yiyebilmek için yanımızda en az 50 TL ile gelmemiz gerekiyor. Anne babamızdan harçlık isterken utanıyoruz. Birçok arkadaşımızın su alacak parası bile yok. Tuvalet çeşmelerinden su içmek zorunda kalıyoruz. Her gün evden bir şeyler getirmek de mümkün olmuyor. Eskiden hiç değilse abur cuburla karnımızı doyurmaya çalışıyorduk. Şimdi en kötü bisküvi 15 TL’den satılıyor. Tost, köfte ekmek gibi ürünleri zaten haftada belki bir kere alabiliyoruz.”

20 TL BİLE VEREMİYORUM

Çocuğuna harçlık veremeyen bir annenin anlattıkları ise dikkati çekti. Bazı günler çocuğunun cebinde hiç para olmadan okula gittiğini anlatan anne, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben istemez miyim çocuğum kantinden dilediğini alsın. Fakat şartlar o kadar kötüleşti ki bazı günler çocuğuma 20 TL vermekte bile zorlanıyorum. Her gün de okula sandviç götürmek istemiyor. Belki arkadaşlarından çekiniyor belki de canı başka şeyler istiyor, bilmiyorum. Bizler kıt kanaat geçinen insanlarız. Standartlarımız ister istemez çok düşük ama bir çocuğa standartlarını düşür demek kolay değil.”