Kendi düşen ağlamaz… Herkesin hissettiği, o çıkmaz sokaktalar. Gün geçtikçe daha fazla dillendirilen senaryonun bir gerçekliği var sanki. Mümkün olsa bugün vazgeçecekler… Formül arıyor gibiler. Sandıktan ‘HAYIR’ çıkarsa; bölünmenin, tükenişin, sonun başlangıcı olacak. 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından ortaya ‘çıkarmayı başardıkları’ tablonun bir daha yaşanmayacağı da görülüyor.

AKP, Saray ve ‘Devlet’, çürük bir ip üzerinde dengede durmaya çalışıyor. Sadece MHP’nin ‘üst aklında değil’, AKP vekilleri arasında bile ‘HAYIR’dan medet umanların olduğu yönünde kulis bilgileri bulunuyor. Yani; iktidarında, yandaşında, yancısınında bir heyecan yoksunluğu görünüyorsa sebebi var.

Vaatleri iş yapmıyor, sattıkları mal orijinal değil, rüşvetleri kesmiyor, ‘edebiyatları’ tekrar…

Üstlerinden cehalet akıyor.

Aynı kısırdöngü üzerinde gidip gelen bir siyaset anlayışı… Merkeze koydukları ‘teröristler’ algısı… Vaat ettikleri şey, sadece yüzde 50’yi değil artık neredeyse toplumun tümünü rahatsız ediyor… İdamı geri getirmek, cezaevi inşa etmek…

Güçlü ve güvenli bir Türkiye için Evet!!!

15 senedir kim tek başına iktidardaysa artık… ‘İstikrar’ konusuna girmek bile abes.

Seçmene ‘müşteri’ muamelesi yapmak, sağ geleneğin eski numarası. Ancak AKP bunun suyunu öylesine kaçırdı ki hiç olmadığı kadar sakil duruyor. Ne vakit seçim olsa, Umre yolları görünüyor. Bu paket program… Referandum öncesi Taksim’e cami projesi ve TSK’de başörtüsü paketin hediyesi… “Dini en iyi biz pazarlarız!”

İşin içinde rüşvet de var elbet.

Gariban Suriyeliyi bulup vatandaş yapacaksın. ‘Evet’ derse senindir, demezse hiç senin olmamıştır. Hoş; dese de demese de sonrasına bakacaksın!

Rüşveti de torbaya atacaksın; vergi indirimi, borç yapılandırma, ahilik sandığı, arazi iadesi, türlü muafiyet…

‘Edebiyat’ işin tuzu biberi mutlak…

Vatan millet Sakarya… ‘Bizi yıkamazlar, diz çöktüremezler’… Bozkurt Rabia kardeşliği…

Kürsüde ülkücü işareti…

Sorsan Başbakan Binali Yıldırım’a, “Bu işaret ne?” diye…

Anadolu tarihinin Budist günlerinden kalma bir zafer işaretidir; Hun, Kıpçak, Peçenek Türklerini ve soyu belirtir… 10. yy İranlı Şair Firdevsi’nin Şeyhnamesi’nde Bozkurt işareti yapan Türk kadınların minyatürü vardır…

Herhalde bunlardan söz edemeyecek!

Öylesine… Yersen işte…

Yok; bu kez bu cehaleti, tanıdık rüşveti, ucuz paketi, hep aynı edebiyatı yiyen çok olmayacak…

•••

“Devam et” diyorlar

Piyona çalmanın bina yakmaktan, tweet atmanın silahlı birimler kurmaktan çok daha büyük suç sayıldığı ülke… Aslında yadırganacak bir şey yok. ‘HAYIR’ demenin anlamı da burada. Laçkalığın, suçun, çifte standardın kurumsallaşmaması için.

Suçun, tanımının yazıldığı bir kitabı olur… Yargı açar bakar, kararını verir. Ancak artık ülkede öyle bir şey yok. Taktik aynı. Sanat merkezini mi yaktı; gerekirse tutar, gözaltına alır, serbest bırakır, kamuoyunun tepkisini ölçersin! Uyarsa salar, uymazsa bir daha tutuklarsın.

Yaptırımın nabza verilen şerbet kıvamında olduğu memlekette, cüret de bendini çiğner aşar, enginlere sığmaz taşar… En fenası da budur. Cezasız bırakmak; “Yürü kardeşim” diyip sırtını sıvazlamak, “Kafana göre takıl, devam et” demektir. Niyeti de ortaya koyar.