Wagner’in Rusya’daki kalkışmasını BirGün’e değerlendiren Moskova Üniversitesi’nden Doç. Dr. İkbal Dürre, “Bu kalkışma bize gösterdi ki Rusya’da hâlâ kontrol edilemeyen güç merkezleri var. 25 bin kişilik örgütün bir ordu karşısında başarı elde etmesi çok zor. Buradaki hedef Rostov’da askeri kurumları eline geçiren Prigojin’in adalet yürüyüşü diye adlandırdığı kalkışmasına olabildiğince destek toplama beklentisi ve kendisinin günün sonunda Savunma Bakanlığı arasında bir yetkinlik savaşında galip olma isteği” dedi.

Rusya uzmanı Doç. Dr. İkbal Dürre yorumladı: Wagner’in şansı ne?

HABER MERKEZİ

Yevgeni Prigojin önderliğindeki Wagner grubunun silahlı isyanını Moskova Üniversitesi’nden Doç. Dr. İkbal Dürre BirGün’e değerlendirdi.

Prigojin’in Surovikin ile Çeçen lider Kadirov’un desteğini alacağını düşündüğünü aktaran Dürre sürecin tersine işlediğini ifade etti. Dürre, Prigojin’in amacının halktan destek toplamak olduğunu belirterek “Bir taraftan sempati toplamaya çalışırken bir taraftan da mücadeleye devam edeceğinin sinyalini veriyor. Öte yandan bu kalkışma bize gösterdi ki Rusya’da hâlâ kontrol edilemeyen güç merkezleri var” dedi.

Doç. Dr. Dürre’nin değerlendirmelerinin tamamı şöyle:

“Öncelikle Prigojin’in Ukrayna Savaşı sırasında Sudan benzeri bir faaliyet yürüttüğünü biliyoruz. Ukrayna cephesinde Prigojin grubunun büyük bir çoğunluğunun özgürlüklerini geri iade edecekleri sözü verdikleri mahkûmlar oldu. Ancak çelişki o ki en büyük kayıplar da mahkûmlar arasında yaşanmaya başladı. Çünkü savaşın en ön cephesine mahkûmlar gidiyordu. 

Bugün yaşanılan bu kalkışma ise son zamanlarda Prigojin ile Rusya Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı arasında yaşanan sürtüşmeler ile başladı. Prigojin, ayaklanmayı yolsuzluklarla savaşma, boşuna asker ölümlerini durdurma ve savaşı doğru yönetememe sebepleri ile güvendiği komutanlardan yola çıkarak başlattı.  Çeçen lideri Kadirov ile Rusya’nın Donbask’taki komutanı Sergey Surovikin’in ‘Prigojin doğru söylüyor’ diye söylemleri vardı ve Prigojin iki ismin kendisine destek olacağını düşünüyordu.

Ancak son haftalarda Kadirov bunun tam tersi söylemler üretmeye başlamıştı. Ayrıca kalkışmanın ardından beklenen Surovikin desteği de tam tersi işledi. Surovikin ilk açıklaması ile Putin’e desteğini açıkladı.

Prigojin’in bu kalkışmada Putin’e verdiği cevap ise ne istediğini belli eder pozisyonda. Putin kalkışma hakkında ‘Bunu yapanlar vatan haini’ dese de herhangi bir isim telaffuz etmedi. Karşılığında ise Prigojin, Putin’in yanıldığını kendisinin vatan haini olmadığını ve asıl vatan hainlerinin yanındakiler olduğunu belirtti. Yani bu şu demek; Prigojin bu söylemleri ile devleti hedef almadığını, Putin’in yanındakileri hedef aldığını söylüyor ve bahsettiği yolsuzluk, bürokratik işleyiş eleştirisi ile de halkın desteğini almaya çalışıyor. 

HALKTAN DESTEK AMAÇLIYOR

Yani bir taraftan sempati toplamaya çalışırken bir taraftan da mücadeleye devam edeceğinin sinyalini veriyor.

Öte yandan bu kalkışma bize gösterdi ki Rusya’da hâlâ kontrol edilemeyen güç merkezleri var. 25 bin kişilik örgütün bir ordu karşısında başarı elde etmesi çok zor. Buradaki hedef Rostov’da askeri kurumları eline geçiren Prigojin’in adalet yürüyüşü diye adlandırdığı kalkışmasına olabildiğince destek toplama beklentisi ve kendisinin günün sonunda Savunma Bakanlığı arasında bir yetkinlik savaşında galip olma isteği.

Ancak burada kaçırılan bir nokta var. Prigojin sonuçta bir Navalni değil. Halktan beklediği bu desteği alabilmesi, buradan güçlenip herhangi bir yetkiyi eline geçirmesi çok zor bir ihtimal.

GEÇMİŞİNDE KRİMİNAL UNSURLAR VAR

Her ne kadar kendine dair bir sempati geliştirme çabası olsa da Prigojin geçmişi kriminal bir unsurlara sahip kişi. Onu o yapan şeyin kendisi zaten bugün kalkıştığı sistemin ta kendisi. Ayrıca bu kalkışma çıkışına karşı bir dava süreci de başlatıldı. Yani bu saatten sonra ben işlerin 1-2 gün içerisinde çözüleceğini düşünüyorum. Rostov’u kontrol etmesi bakımından direnmeye devam ederse ve burada bir ihtimal özerk bir yer edinme ‘Rostov Cumhuriyeti’ tarzında bir işe kalkışırsa askeri şekilde işlerin biteceğini düşünüyorum. Çünkü şu durumda gözüken o ki halk da ordu da olağan rejimi destekleyecektir.

RUSYA OLUMSUZ ETKİLENECEK

Olağan savaş durumunda ise muhakkak Rusya olumsuz etkilenecektir. Bunu dün kalkışma saatlerinde yaşanan Ukrayna atakları ile de görmüş olduk. Ancak Rusya da saldırılara roket atışları ile cevap vermeye başladı ve ağır silahlara geçebileceğinin sinyalini vermiş oldu. Sonuç itibarı ile dengelerde ciddi bir değişiklik gözükmüyor.

Son olarak ise Prigojin’in ‘Rusya Savunma Bakanı birliklerimi vurdu’ açıklamasına rağmen Bakanlık bunu yalanladı. Zelenski’nin açıklamalarına göre beklediği gibi bir ortamın oluşmadığını söyleyebiliriz.”