Paranın tükenişi ile doğru orantılı olarak, ‘yol yaptık’ devri kapandı, hayal pazarlama dönemi açıldı. Türkiye’deki son 2 aylık süreç, AKP iktidarının hem ekonomik alanda hem de toplumsal destek noktasında ne denli sıkıştığını gösteriyor. Şaşalı yol, köprü, havalimanı açılışları bitti, o şovlardaki kalabalık dağıldı.

21 Ağustos’tan geriye doğru gidelim. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karadeniz’de, ülke tarihinin en büyük doğalgaz keşfinin gerçekleştiğini açıkladı.

Tuna-1, Sakarya Gaz Sahası’nda bulunan rezervin 320 milyar metreküp olduğunu duyurdu, “Hedef 2023’te Karadeniz gazını milletimizin kullanımına sunmak” dedi.

ALBAYRAK HANESİNE ARTI YAZMA PLANI

Aynı alanda, yani Akçakoca’da 2004 yılından beri, tam 5 kez daha doğalgaz bulunmuştu. Bir yandan 2023’te refaha kavuşacak Türkiye beklentisi yaratılırken diğer yandan, PowerPoint sunumu kralı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak köpürtülmeye çalışılıyor.

“Buluşlar”, AKP iktidarının cemaziyelevveline uzanıyor. Tarih, 2 Ocak 1957, ‘Yeni Sabah’ gazetesinin manşeti: Trakya’da zengin petrol bulundu. Gazetenin spotu da bugünkülere benzer: “Bölgede araştırma yapan mütehassıs, petrol kalite bakımından da çok yüksektir, dedi. Mayıs’ta sondaj kuleleri faaliyete geçiyor.”

KİM BULMUŞ Kİ BİZ İÇELİM

Demokrat Parti (DP) ve Adnan Menderes iktidarının son 3 yılıydı. ‘Kopyala-yapıştır’ gibi duran haber, aslında Türkiye sağ ve sağcılık tarihinin de özeti gibi. Fakat Adalet Partisi (AP) lideri Süleyman Demirel, konudan keskin bir çizgi ile muaf tutulabilir. Görünen köy kılavuz istemiyordu. Kendi üslubuyla kestirip attı: “Benzin vardı da biz mi içtik?”

Geçmişten bir kez daha bugüne gelelim. Korona salgını nedeniyle 30 Ağustos Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına engel getiren AKP iktidarı, 24 Temmuz’daki Covid-19 şenlikleri kapsamında ‘Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ni 86 yıl sonra kılınan cuma namazıyla dosta düşmana doğru kılıç sallayarak ibadete açmıştı.

7 Ağustos’ta da ‘çok önemli’ bir gelişme yaşandı! Kaportası İtalyan, motoru Alman, yerli-milli ‘gözbebeğimiz’ TOGG kamuoyuna anımsatıldı. Türkiye Otomobil Girişim Grubu Ceo’su Gürcan Karakaş marka beğeni endeksi yaptıklarını belirtti. Böylece ismi TOGG olarak lanse edilen aracın, isminin TOGG olmasına karar verildi! Fabrikadan haber yok, fiyat soranlara kötü haber: 2022’den önce belli olmaz!

‘O GÜNLER GEÇTİ’ GÜNDEMİ

2 aylık ‘sanal gündem’ sürecinde, bir bardak suda, “Büyük Türkiye” ve “O günler geçti” fırtınaları koparılması da ihmal edilmedi. Kasım ayında yapılacak ABD seçimlerinde Demokrat Parti Başkan adayı olan Joe Biden’ın 7 ay önce yaptığı açıklamalar gündeme düştü.

Erdoğan’a karşı farklı bir yaklaşım içinde olacaklarını ve muhalif liderleri destekleme konusunda açık olacaklarını söyleyen Biden, “Muhalefetin, Erdoğan’ı yenecek konuma gelmelerini sağlamak istiyoruz” demişti. Bu da ‘hamaset, kaygı ve durduk yere düşman yaratma’ projelerinden biriydi. 7 ay sonra suçlu her zamanki gibi ‘CEHAPE zihniyeti’ oldu.

Ekonomik çöküş dönemi maliyetsiz prodüksiyonları da beraberinde getirdi. Hepsini ayrı ayrı sahiplenen akıl hocaları gözümüzün önünde. Cumhurbaşkanlığı İletişim Danışmanı Fahrettin Altun, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yeni bir hikâye yaratmaktan söz eden Saray Sözcüsü İbrahim Kalın, ellerini taşın altına ayrı ayrı sokuyor!

İlginç bir taraf var. Aralarındaki çatışma ve rekabet seziliyor. Yarışan ‘paşaları’ ‘dahiyane günü kurtarma projeleri’ne de imza atıyor. Çıplak gerçeği ise, artık kamuoyunun büyük bir kesimi görüyor. AKP, yeni bir hikâye yaratamıyor, toplum sanal bir ortamda hayaller ile yaşamak istemiyor.

Art arda bu kadar fazla prodüksiyon üretilmesinin bir nedeni var. Çünkü hiçbiri uzun süre gündemde kalamıyor. Her seferinde, üstü örtü örtülmek istenen ekonomik dibe vuruş, gizlenmeye çalışılan salgın felaketi, yaratılan çürüme ile patlak veren toplumsal skandallar, fıtrat diye geçiştirilen felaketler, yani; toplamda kötü yönetimin somut yansımaları, suni gündemleri zorlayıp onların önüne geçiyor.

SUNİ GÜNDEMLER GERÇEKLERİ KAPATAMIYOR

Gündemde olan, ‘günden kalandan’ zerre değerli değil! Söz gelimi hangi prodüksiyon, inşaat alanına çevrilen Karadeniz’deki felaketi unutturabilir? Nasıl bir proje, HES’ler ile kurutulan dere yataklarına binalar yapılan Giresun’daki sel felaketinin yarattığı can ve mal kayıplarının önüne geçebilir?

Adettendir yine de gündemle bitirelim! 320 milyar metreküp doğalgaz keşke bulunmuş olsa! Keşke bulunan rezerv, bir an önce çıkarılabilse! Keşke topluma refah getirse, Türkiye’yi enerjide dışa bağımlı halden kurtarabilse! Keşke… Ama siz siz olun yine de şu aşamada fazlaca gaza gelip kombinizin ayarlarını en azından 2023’e kadar çok fazla kurcalamayın!