Hükümet tarafından TBMM’ye sevk edilen Toplu İş İlişkileri Kanunu (TİİK) tasarısı ile sendikalar bir kez daha aldatıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından hazırlanan ve sadece sınırlı bazı iyileştirmeler ancak ILO sözleşmelerine ciddi aykırılıklar içeren taslağa bile tahammül edilemedi. Hükümet işveren örgütlerinin talebi doğrultusunda ÇSGB taslağını iyice törpüledi ve sonuçta TBMM’ye sunulan TİİK tasarısında mevcut 2821 ve 2822 sayılı yasaların temel hükümleri korundu. Sendikalar hükümet ve işveren örgütleri tarafından aldatıldı. İşte aldanışın ayrıntıları:

TEMSİLCİ GÜVENCESİ KALDIRILDI

Bilindiği gibi 2003 yılı öncesinde işyeri sendika temsilcilerinin neredeyse mutlak bir iş güvencesi vardı. Bu güvence 2002 yılında kaldırıldı. Sendikalar yıllardır temsilci güvencesinin geri gelmesini talep ediyordu. Nitekim sendikaların ısrarı sonucunda temsilci güvencesi ÇSGB taslağında yer aldı. Taslağın “işyeri sendika temsilciliği güvencesi” başlıklı 24. maddesine göre işveren işyeri sendika temsilcilerinin iş sözleşmelerini haklı bir neden olmadıkça ve nedenini yazılı olarak açık ve kesin şekilde belirtmedikçe feshedemeyecekti.  Fesih durumunda temsilci ve sendika dava açabilecekti.

Mahkeme temsilcinin işe iadesine karar verirse fesih geçersiz sayılarak fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve diğer hakları temsilciye ödenecekti. İşverenin temsilciyi işe başlatmaması halinde ise iş ilişkisinin devam ettiği kabul edilerek temsilcinin ücreti ve diğer hakları ödenmeye devam edilecekti.  Bu hüküm işyeri sendika temsilcisine çok güçlü bir iş güvencesi sağlıyordu. Böylece sendikalar 2003 yılında kaybettikleri bir hakkı geri almış olacaktı. Ama işveren örgütleri bu güvenceye geçit vermedi. Hükümet taslağında temsilcinin iş güvencesi kaldırıldı. Sendikalar aldatıldı.

YÜZDE 10 BARAJI KALDIRILMADI
Tarafların üzerinde anlaştıkları Bakanlık taslağına göre toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli işkolu barajı yüzde 10’dan binde 5’e düşürülüyordu. Ancak işveren örgütleri buna da geçit vermedi ve işkolu barajı hükümet tasarısında yüzde 3’e yükseltildi. Aslında bu yüzde 3 mevcut sistemdeki yüzde 10’dan farklı değil. Çünkü halen 28 olan işkolu sayısı 18’e düşürülüyor. Böylece işkolu barajına esas olan işçi sayısı yükseliyor. Dahası yeni hesaplama yöntemine göre baraja esas teşkil edecek sigortalı işçi sayısı 5.4 milyondan 11 milyona yükseliyor.

Bu nedenle barajın yüzde 3’e düşürüldüğü iddiası tamamen sanaldır. Fiilen yüzde 10 barajı devam etmektedir. Halen yüzde 10 barajını aşmış sendikalara getirilen 5 yıllık muafiyet ise geçici bir önlemdir ve eşitlik ilkesinin zedelenmesi anlamına gelmektedir.  Sendikalar işkolu barajı konusunda da aldatıldı.
 
GREV YASAKLARI GENİŞLETİLDİ
Bakanlık taslağına göre can ve mal kurtarma işlerinde; cenaze ve defin işlerinde; elektrik, doğalgaz, petrol üretimi, tasfiyesi, dağıtımı ile nafta veya tabii gazdan başlayan petrokimya işlerinde; bankacılık hizmetlerinde; kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye ile şehir içi toplu taşıma hizmetlerinde ve hastanelerde halen var olan grev yasağı devam ediyordu.  Bankacılıkta grev yasağının sürmesi oldukça manidardı.

Ancak taslak ile grev yasaklarında küçük bir sınırlama yapılmıştı. ÇSGB taslağına göre Milli Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca doğrudan işletilen işyerlerinde var olan grev yasağı kaldırılıyordu. Hükümet bu küçük iyileştirmeyi dahi kabul etmedi ve bu yasak da korundu.

Dahası hükümet tasarısı ile grev yasakları genişletildi. Hava işkolunda kısmi grev yasağı daha doğrusu grev kırıcılık yasal hale getirildi.   Hükümet tasarısının  64. Maddesine göre  hava ulaşımı alanında faaliyet gösteren işyerleri veya işletmelerde grev esnasında işveren faaliyetin yüzde kırkını sürdürebilecek. İşte size ileri demokrasi usulü grev!

Toplu İş İlişkileri Kanunu tasarısında 12 Eylül ve Kenan Evren zihniyeti devam ediyor. Sermaye örgütleri 30 yıl önce generallere kurdurdukları otoriter çalışma ilişkileri rejimini “ileri demokrasi” altında da sürdürüyor.
Sendikalar bir kez daha aldatıldı. Ama kabahat aldatanlarda değil, kabahatin büyüğü sende...