Google Play Store
App Store

AYM kararında vurgulandığı gibi Taksim Meydanı 1 Mayıs İşçi Bayramı ile özdeştir ve Taksim’de 1 Mayıs kutlamasını engellemek hak ihlalidir. Hükümetin görevi işçilerin ve yurttaşların 1 Mayıs’ı Taksim’de ve her yerde güvenli ve barış içinde kutlaması için gerekli önlemleri almaktır.

Taksim 1 Mayıs’la özdeştir!
Fotoğraf: Depo Photos

1 Mayıs 2024’te yine keyfi bir “Taksim yasağı” gündemde. DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB’den oluşan emek örgütleri bu yıl 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı İstanbul’da Taksim Meydanında kutlama kararı aldı. Geçmişte sayısız kez engellenen Taksim’de 1 Mayıs kutlaması bu yıl da keyfi bir yasak ve engelleme ile karşı karşıya. Üstelik 2023 tarihli yeni iki Anayasaya Mahkemesi (AYM) kararına rağmen! İstanbul Valiliği AYM kararlarını hiçe sayarak 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını engellemek istiyor. Oysa AYM kararında açıkça belirtildiği üzere Taksim Meydanı Türkiye’de 1 Mayıs’ın hafıza mekanıdır ve 1 Mayıs ile özdeşleşmiştir.

İstanbul Valiliği Taksim’de 1 Mayıs kutlamasını güvenlik ve şehrin en işlek yeri olması bahanesiyle engellemek istiyor. Valilik Taksim’de güvenliği sağlamanın zor olduğunu iddia ediyor. Nereden baksanız tutarsız ve inandırıcı olmayan bir gerekçe!

GÜVENLİK BAHANESİ

İstanbul Valiliği DİSK’in Taksim’de 1 Mayıs kutlaması bildirimine verdiği yanıtta  “Taksim Meydanı, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında belirlenen yer ve güzergâhlar arasında bulunmamaktadır. Bu nedenle, Taksim Meydanı ve çevresinin konumu itibari ile toplantı ve gösteri yürüyüşü için uygun olmadığı, araç ve yaya akışının çok yoğun olduğu, güvenlik tedbirlerinin alınmasını zorlaştıracağı ve kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasında zafiyet oluşturabileceği aşikardır” denmekte ve “güzergâh sınırlaması” getirildiği iddia edilmektedir. Oysa bu “sınırlama” hakkın özünü ortadan kaldırıyor.

Valilik sözlü olarak ise “Taksim’de yeterince önlem alınamaz, Taksim’de yapmayın ama İstanbul’da istediğiniz başka bir meydanda yapabilirsiniz” diyor. Taksim’de güvenliği sağlamak konusunda tereddütlü olan İstanbul Valiliği kentin başka büyük meydanlarında (40 adet) güvenliği nasıl garanti ediyor? Sözün özü hükümet isterse İstanbul’da herhangi bir yerde güvenliği sağlayabilir. Geçmişte İstanbul’u 1 Mayıslarda hayalet şehir haline getirebilecek gücü olan hükümetin “Taksim’de güvenliği sağlayamayız” iddiası kof bir iddiadır. Dahası bu inanılmaz bir skandal ve aczin ifadesidir. Bir hükümet nasıl olur da “ biz orada güvenliği sağlayamayız” diyebilir!

AYM 2023 tarihli iki kararında Taksim’de 1 Mayıs kutlamasının engellenmesini şu ifadelerle hak ihlali olarak gördü: "İşçi ve sendika kültürünün yapı taşlarından biri olan Taksim Meydanı yalnızca 1 Mayıs günü orada bulunanların dayanışmasını değil aynı zamanda emekçilerin ortak hafızasının varlığını göstermektedir. Bu durumda kendisini o kültürün bir parçası olarak gören her kişinin 1 Mayıs günlerinde Taksim Meydanı'nın ifade ettiği anlamı doğrudan tecrübe etmek ve edindiği tecrübeyi kuşaklar boyunca aktarmak için orada bulunma hakkı vardır. 1 Mayıs'ın Taksim Meydanı ile özdeşleştirilmesi nedeniyle anılan mekânın sınırlanması aktarılmak istenen düşüncenin de sınırlanmasına neden olmaktadır."

İstanbul Valiliği Taksim’i yasaklayarak AYM kararını hiçe sayıyor. AYM Taksim’de 1 Mayıs kutlanmasının sınırlanmasının aynı zamanda ifade özgürlüğünün sınırlaması olarak görmektedir. İdarenin yapması gereken AYM’nin bu kararının gereğini yapmak ve yeni bir hak ihlalinin önüne geçmektir.  DİSK makul bir süre önceden Valilik ve Hükümetle görüşerek bunun için yeterli zaman önceden bildirimde bulunmuştur. Hükümetin hiçbir bahanesi yoktur.

TAKSİM RİYASI!

Öte yandan siyaseten dün Taksim’de 1 Mayıs kutlamasının propagandasını yapıp bugün karşı çıkmak riya değilse nedir? 2010’da bizzat AKP İstanbul İl Başkanlığı İstanbul’un pek çok yerine “1 Mayıs hem Taksim hem bayram” şeklinde pankartlar astı. 1 Mayıs 2009’da Taksim’de fiilen kutlandı. 2010, 2011 ve 2012’de ise üç kez izinli olarak devasa mitingler yapıldı. Kimsenin burnu kanamadı.

Hükümet üç yıl üst üste Taksim Meydanı’nda güvenliği sağladı. Hükümet Taksim’de 1 Mayıs kutlamasıyla övündü. Hatta Başbakan Erdoğan 2 Mayıs, 2010 günü AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada Taksim Meydanı’nda 32 yıl önce 1977’de yaşanan acı hadisenin ardından, ilk kez bu alanın resmi kutlamaya ev sahipliği yaptığını vurgulayarak hayatını kaybedenlerin saygıyla anıldığını, yakınlarının bir nebze olsun gönül rahatlığına kavuştuğunu söylüyordu.

"Dün Taksim Meydanı’nda yaşanan o tarihi an, 2010 yılı 1 Mayıs’ı asla ve asla bir tesadüfün eseri değildir" diyen Erdoğan, 2010 yılı 1 Mayıs’ının mutlaka hafızalara kazınacağını, tarihte kendisine unutulmaz bir yer bulacağını da ekliyordu. Erdoğan aynı konuşmada 1 Mayıs 2010’un, Türkiye’nin nasıl değiştiğinin, olgunlaştığının, tabularını nasıl yıktığının, statükoyu nasıl aştığının, tahrik ve provokasyon korkularından nasıl sıyrıldığının, somut bir abidesi olduğunu söylüyordu (2.5. 2010, Milliyet).

Sonra birden bire 1 Mayıs 2013’ten başlayarak AKP hükümetinin 1 Mayıs fobisi nüksetti! Taksim’de miting yapmak “güvenlik”, “kalabalık” ve benzeri gerekçelerle engellenmeye başlandı. Taksim’de 1 Mayıs kutlamak isteyenlere karşı şiddet kullanılmaya başlandı.

Oysa Taksim Meydanı geçmişe göre çok daha büyük. Önemli ölçüde trafikten arınmış durumda. Çevre düzenlemesi 1 Mayıs kutlaması için çok daha uygun. Mitinge ulaşım ve dağılım çok daha kolay. Kısaca Taksim’de 1 Mayıs kutlamasının engellenmesinin nedeni “güvenlik” değil.

Şu sorunun yanıtı yok: 2010, 2011 ve 2012’de güvenliği sağlayan Valilik şimdi güvenliği sağlamaktan aciz mi? Oysa emniyetin gerek personel ve gerekse teknik donanım açısından 10 yıl öncesine göre çok daha geniş olanaklara sahip olduğu biliniyor. İstenirse 1 Mayıs’ta Taksim’de güvenliği sağlamak mümkün.

Öte yandan “Taksim’de güvenliği sağlamak zor, Taksim riskli” demenin hiçbir inandırıcı yanı yok. İzinli meydanlarda ve mitinglerde de ciddi güvenlik zaafları ve ihlalleri söz konusu oluyor. Dahası izinli mitinglerde büyük katliamlar yaşanıyor. 10 Ekim 2015 Ankara Gar Meydanında miting için toplanan kalabalığa yönelik İŞİD katliamı hafızalarda. 1996’da Kadıköy’de izinli 1 Mayıs mitinginin bizzat güvenlik kuvvetlerinin provokasyonu sonucu kana bulanması da bir diğer örnek.

Maksat güvenlik ise İstanbul Valiliği ve Hükümet bunu sağlayacak kadro ve teknik kapasiteye sahiptir. Hükümet ve Valilik isterse İstanbul’un herhangi bir yerinde güvenliği sağlayabilir. Bunun aksini iddia etmek devleti “zaaf içinde” göstermek değil midir?

1 MAYIS MEYDANLARI

AKP hükümeti 1 Mayıs’ın İstanbul’un en önemli ve merkezi meydanında kutlanmasını engellemeye çalışırken 1 Mayıs dünyanın önde gelen şehirlerinde, bu şehirlerin en önemli meydanlarında ve en merkezi yerlerinde kutlanıyor. Bizdeki gibi fobiler ve tabular pek yok “Trafik aksar, şehir merkezinde gösteri olmaz” diye saçma sapan gerekçeler pek yok. Tersine dünyanın büyük şehirlerinde 1 Mayıs gösterileri en merkezi ve en önemli meydanlarda yapılıyor. İşte dünyanın 1 Mayıs meydanları:

Londra’nın Trafalgar Meydanı: Londra’nın merkezindeki en büyük ve en önemli meydanlardan biri. Sadece 1 Mayıs’a değil geçmişten bugüne çeşitli siyasal ve toplumsal gösterilere de ev sahipliği yapıyor.

Paris’in Bastille Meydanı (Place de la Bastille): Paris’te 1 Mayıs gösterilerinin yapıldığı meydan Paris’in en merkezi yerlerinden biri ve aynı zamanda 1789 Fransız devriminin simgesi.

Washington DC’de Union Station, Capitol Building, Beyaz Saray güzergahı: 1 Mayıs gösterileri bu güzergahta yapılıyor. Bu güzergah Washington DC’nin kalbi sayılır. Ankara’da TBMM veya Anıtkabir’in hemen yanında 1 Mayıs gösterisi yapmakla eşdeğer.

New York’ta Union Square: New York Manhattan’daki önemli ve tarihi meydanlardan biri. Bu meydan da geçmişten bu yana gösterileriyle meşhur.

Moskova’da Kızıl Meydan: Siyasal ve tarihsel önemi ve konumu üzerinde fazla söze hacet yok. Sadece Moskova’nın değil Rusya’nın hatta dünyanın en önemli meydanlarından biri ve Kremlin’in önü.

Berlin’de Alexanderderplatz (Alexander Meydanı): Berlin’in önemli meydanlarından biri, Roma’da San Giovanni Meydanı, Sidney’de Macquarne Caddesi ve Parlamento önü; Viyana’da City Hall (Belediye Önü), Atina’da şehir merkezi, Barcelona’da şehir merkezi, Belfast’ta Art College Square (şehir merkezi),  Havana’da Devrim Meydanı,  Hong Kong’da Victoria Park ve Hükümet Meydanı,  Los Angeles’ta şehir merkezi, Manila’da City Hall (Belediye) ve Başkanlık Sarayı Ön. Tel Aviv’de Rabin Meydanı.

1 Mayıs dünyanın önde gelen şehirlerinin en merkezi ve en önemli meydanlarında kutlanıyor. İşçiler, emekçiler şehirlerin en merkezi yerlerinde seslerini yükseltiyor.  Görüldüğü gibi bizdeki saçma sapan takıntılara pek rastlanmıyor. Dünyanın önde gelen şehirlerinde en işlek ve kalabalık merkezler 1 Mayıs için uygun ama İstanbul’da Taksim uygun değil. Oralarda trafik ve “kamu güvenliği” sorun değil ama Taksim’de sorun!

ÇALIŞMA BAKANI NEREDE?

Memleketin çalışma hayatında 1 Mayıs gündemi varken, Taksim’de 1 Mayıs yasağı gündemdeyken konunun asıl muhataplarından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı nerede ve ne yapıyor? Çalışma hayatı ile ilgili sorunlar Çalışma Bakanının gündeminin ilk sıralarında olmalıdır. Oysa Çalışma Bakanı 1 Mayıs’ın kutlanması konusunda taraflarla görüşüp çözüm aramak yerine hariçten gazel okumayı tercih ediyor.

Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan geçtiğimiz günlerde Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen DİSK ile polemik yaparcasına "İşçimizin alın teri, Taksim Meydanı'na sığmayacak kadar büyük" deyivermiş. İlginç bir tutum! Taksim’de 1 Mayıs kutlamak isteyenlerle görüşmek onları anlamak ve çözüm aramak yerine demagoji ve polemiği yeğleyen, 1 Mayıs'ın ve Taksim'in anlamından ve öneminden bihaber bir Çalışma Bakanı!

Bakan polemikte ve demagojide sınır tanımıyor ve şöyle diyebiliyor ‘‘1977 yılında Taksim'de kaybettiğimiz 34 işçimizi, emekçimizi rahmetle yad ediyorum. Ancak Taksim'de hayatlarını kaybeden emekçilerimizin isimlerini bile hatırlamayanların, onların aziz hatıralarını kullanarak, bu alanda kitlesel kutlama inadı, 1 Mayıs'ın dayanışma ruhunu zedelemektedir.’’ Acaba kendisi 1 Mayıs 1977'de öldürülenlerin birinin bile adını biliyor mu? Hiç sanmam. Dahası 1 Mayıs 1977'de öldürülenlerin sayısını bile yanlış biliyor. 1 Mayıs 1977’de 34 değil 41 yurttaş katledildi.

Çalışma Bakanı tam 1 Mayıs haftasında içi boş bir Çalışma Meclisi toplayarak zevahiri kurtarmaya çalışıyor. Türk-İş, Hak-İş, Memur-Sen, Kamu-Sen ve işveren örgütleri arasında mekik dokuyor, İstanbul Sanayi Odası toplantısı için İstanbul’a geliyor, bir parti faaliyeti için Samsun’a gidiyor.  Ancak yaklaşık bir yıldır görevde olan Bakan Işıkhan DİSK'e bir kez bile gitmiyor. Böylesine kritik bir 1 Mayıs öncesinde bile ziyaret etmiyor. Tuhaf değil mi? Bir çalışma bakanı neden böyle bir ayrımcılık yapar? Ziyaret etmediği gibi daha da ilginç olanı 1 Mayıs üzerinden DİSK'le tuhaf polemiklere girmesi!

AYM kararında vurgulandığı gibi Taksim 1 Mayıs ile özdeştir ve Taksim’de 1 Mayısı engellemek aynı zamanda ifade özgürlüğünü engellemektir. Valiliği, Emniyeti, İçişleri ve Çalışma Bakanlığıyla hükümetin görevi işçilerin ve yurttaşların 1 Mayıs’ı Taksim’de ve istedikleri her yerde güvenli ve barış içinde kutlaması için gerekli önlemleri almaktır. Aksi bir tutum bir kez daha hak ihlali olacak ve 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını engelleyenler hukuk karşısında sorumlu olacaktır.

Bırakın 1 Mayıs, 1 Mayıs olsun!