Üniformalı şiddeti artıyor. Siyasetin nefret dili polise referans. AKP ve MHP, gözdağı ile iktidar sürdürmek istiyor. Cezasızlık polisi cesaretlendiriyor. Türkiye, polis devletine dönerken “güvenlik” esas görevlerini ise yerine getiremiyor. Sidar Uygurlar cinayeti emsal.

23 yaşındaki Uygurlar, 12 Mart’ta Urfa Siverek’te otomobilini solladığı gerekçesi ile 50 yaşındaki Y.G. tarafından aracının önü kesilerek öldürüldü. Kamera kayıtları ile sabit. Y.G. araçtan indi, Uygurlar’ı önce tehdit ardından darp etti.

“Sen kimin oğlusun ulan” diye bağırıyordu. Uygurlar, olaya anlam veremediği halde özür dilemişti, Y.G. aldırmadı. Siyah kabzalı silahını önce gencin kafasına vurdu, sonra sol kulağının arka tarafından ateşledi.

Eğer şarjör yere düşmese, yanındaki 2 arkadaşını da öldürecekti. Onları da hedef aldı ama tetik boş düştü. Uygurlar’ın arkadaşları kaçarken Y.G. de yanındaki, 16 yaşındaki Suriyeli bir çocuk ile olay yerinden uzaklaştı. MOBESE gibi tanıkların ifadeleri de açık.

Uygurlar’ın araçtaki arkadaşları İ.H.K. ve M.A olayı aynı şekilde anlatıyor: “Sakinleştirmeye çalıştık. Özür diledik, sakinleşmedi. Sidar’ı öldürünce, bize döndü ama tetik boş düştü. Kaçtık.” Y.G.’nin yanındaki, Suriyeli A.Ş.’nin emniyetteki ifadesi de şu yöndeydi: “Arabada Yılmaz abiye, ‘Çocuğu öldürdün’ dedim. ’S… et, kimseye söyleme evine git’ dedi.”

FOTOĞRAFLARI VAR

Emniyet tutanağında “kasten öldürme” yazıyor. Olay buradan sonra karışık çünkü kaçan zanlı bir türlü yakalanamıyor! Saçlarını boyatan Y.G.’nin, rahatça dolaştığı, kendisine ait mekanlarda kaldığı ileri sürülüyor. Aslında bunlar iddiaların ötesinde. Uygurlar’ın ölümünden 61 gün sonra Y.G.’nin ona ait olduğu belirtilen inşaat alanında çekilen görüntüleri var; yani iki hafta önceye ait!

DEFALARCA ‘YERİ SÖYLENEREK’ İHBAR EDİLDİ

Aile şunları anlatıyor: “Aracında görüp ihbar ettik. Siverek Emniyet’i ilgilendiğini söyledi. Ancak ‘Y.G.’nin can güvenliği açısından daha fazla bilgi aktaramayız’ dediler.” Siverek gibi küçük, MOBESE’si fazla ve çevirmesi yoğun bir yerde araç plakası tespit edilemedi!

Uygurlar, kendi çabaları ile araştırma yapıp Y.G.’nin kaldığı evlerden birini de buluyor. Y.G. bu eve geceleri geliyor ve hep aynı saate kadar kalıyor, saat 02.00 sonrasında ise evden ayrılıyor. “Jandarma ilgileneceğiz” diyip baskın yapıyor ancak saat 02.00’den sonra! Y.G.’nin adamları jandarmaya ateş açıyor.

Yavaşça olay yerinden ayrılan araca adeta yol veriliyor. Araç içi boş olarak geri dönüyor. Sonrasında eve ne bir başka operasyon ne de jandarmaya ateş açanlara işlem var. Aile üyeleri bu olaya şahitlik edip yaşananları izliyor: “Kendilerine kurşun sıkanlar hakkında işlem yapmayanların, katili yakalayacaklarına inanmıyoruz.”

Bu arada aileye “Basına konuşmayın” uyarısı yapılıyor. Kamuoyundan pek çok kişi CİMER’e şikâyet dilekçesi veriyor, zanlının yakalanmasını istiyor. Ancak bu kişilere de “haklarında soruşturma açılabileceği” konusunda gözdağı veriliyor. Ailenin ifadeleri düşündürücü: “Y.G.’yi kasten yakalamıyorlar, korku içindeyiz. Başımıza geleceklerden, jandarma, emniyet ve savcılık sorumludur.”

Çevredeki iddialara göre bu, küçük çaplı bir uyuşturucu baronu olan güçlü bir aşirete bağlı Y.G.’nin ilk cinayeti değil. Arkasında “güvendiği” dağlar var. Aile, savcılığa bu iddiaları ve endişeleri bildirip güvenlik birimlerinin “işbirliği olasılığına” dikkat çekiyor. Soruşturma savcısının söyledikleri manidar: “Her kurumda çürük elmalar olur.”

YENİ BİLGİLER

Y.G.’nin uyuşturucu bağımlısı olduğu ve çevresinde çocuk istismarı ile tanındığı iddialar arasında. 16 yaşındaki Suriyeli’ye olaydan hemen önce pasta aldığı tutanakta. Peki, Y.G. neden aracının sollanmasına bu kadar öfkelenip işi cinayete kadar götürmüş olabilir? Bilgiyi, en yakın çevresindeki kişiler veriyor: “Kullandığı Mercedes boş değilmiş, uyuşturucu varmış. Peşindekini önce polis zannetmiş. Bu yüzden defalarca, “Sen kimsin?” diye sormuş.

Olayla ilgili başka yeni bilgiler de var. Y.G. yaklaşık bir hafta önce 21 Mayıs tarihinde, saat 16.00 civarında Siverek çarşısında Hasan Çelebi Camii civarında bir kez daha görülüyor. 155’i arayan şahitler, emniyetin olay yerine intikal etmediğini bildiriyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya aktarılana göre “Güvercinlik köyünde” yoğun arama yapılıyor. Ancak Bakan’a söylenler ve ailenin tanıklıkları çelişkili: “Arama yok!”

Son olarak; aile Urfa Valiliği, Urfa Jandarma İstihbarat ve Urfa Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından aranıyor. “yine konuşmayın” telkini var. 1 hafta müddet istenip Y.G.’nin bu sürede bulunacağına söz veriliyor. Kamuoyu sabırsızlıkla bekliyor.