Google Play Store
App Store

Erdoğan'ın 'Müjde' açıklamasının ardından bir açıklama yayınlayan SOL Parti, "Gösterişli yapay başarı hikayeleri ile halkı yanıltmaya, kandırmaya uğraşmayın. Madem ülkenin doğalgaz üretiminin bu kadar artması bekleniyor yurttaşa ‘doğalgaz fiyatlarını yarıya indirdik’ müjdesi verilmelidir " dedi.

SOL Parti: Yapay başarı hikayeleri ile halkı yanıltmaya çalışmayın

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Türkiye'de yeni bir dönemin açılacağına şimdiden inanıyorum” diyerek Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunduğunu, 2023'te halkın kullanımına sunulacağını açıkladı. Türkiye'de özellikle seçim dönemlerinde "doğalgaz-petrol bulundu" haberleri sık sık gündeme geliyor.

Erdoğan'ın duyurusunun ardından açıklama yapan SOL Parti, "Gösterişli yapay başarı hikayeleri ile halkı yanıltmaya, kandırmaya uğraşmayın" dedi.

"Günlerdir açıklanması beklenen, sade yurttaşın tüm sıkıntılarını unutup bir ‘müjde’ ile avunması istenen haber Cumhurbaşkanı’nın ağzından paylaşıldı. Karadeniz’de 320 milyar m3 doğalgaz bulunduğu açıklandı" diyen SOL Parti, "Bu miktar kayda değer bir rezerve denk gelmesine karşın beklenen 800 milyar m3 hedefinin gerisinde kaldığı için bir ölçüde hayal kırıklığı yarattı. Kaldı ki konun uzmanları tek bir kuyuyla rezerv tahmini dolayısıyla dolar girişinden bir gelir projeksiyonu yapmanın gerçekçi olmadığına dikkat çekiyorlar" ifadelerini kullandı.

UZUN ZAMAN ALACAK, YÜKSEK BEDELLİ YATIRIMLAR

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

Arama faaliyetlerinin artık klişeleşen tamamen ‘yerli ve milli’ unsurlarla yapıldığı söylenen dursun, sondajın Norveç’ten alınan ve ismi sonradan Fatih konan gemiyle gerçekleştirildiğini biliyoruz. Karadeniz’den gaz bulunmasında kuşkusuz bir kamu kuruluşu olan TPAO’nun uzun yılların emeğiyle yarattığı birikimin payı da büyüktür.

Ancak, bugünden yarına bu sahadan gaz çıkarılması mümkün değildir.

Resme daha dikkatle bakıldığında gazın bulunduğu sahanın jeolojik ve jeofizik dokusunun ve yapısının net biçimde belirlenmesi, güvenilir rezerv hesapları yapılması, üretim öncesi gerekli çalışmaların yapılması, tesbit ve üretim kuyularının açılması, üretim platformunun kurulması, Türkiye'de gazın taşınacağı yerde yüzey tesislerinin inşa edilmesi ve sahada üretilecek gazı karaya taşıyacak uzun boru hatlarının yapımı, bunların hepsi ,uzun zaman alacak yüksek bedelli yatırımlardır."

BULUNAN GAZ TÜRKİYE'NİN ENERJİ SORUNU ÇÖZER Mİ ?

"Bugünden sahada yılda ne kadar üretim yapılacağını söylemek mümkün değildir" denilen açıklamada, Türkiye'nin son yıllarda yıılık gaz tüketimi 45-50 milyar metreküp arasında olduğuna, sahada yapılacak üretim bu ihtiyacın ancak belirli bir bölümün karşılayacağına değinildi ve "Türkiye'ye gaz ithalatına sürdürmeye ve milyarlarca dolar ödemeye devam edecektir" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamanın devamı şöyle:

"İktidar, 2002-2018 döneminde enerji arzı içinde yerli kaynakların payını arttırmak bir yana %31,3'den %27,6' düşürmüştür. Enerjide %72,4 oranında dışa bağımlı olan ülkemiz her yıl enerji ham maddeleri ithalatına 40 milyar dolardan fazla para ödemektedir.

Son iki yılda TÜİK rakamlarıyla enflasyon %35 artarken, yurttaşların tükettiği elektrik fiyatı %58, doğal gazın fiyatı %60 artmıştır."

'FİYATLARI YARIYA İNDİRDİK' MÜJDESİ VERİLMELİ

SOL Parti, taleplerini şöyle sıraladı:

►Madem ülkenin doğalgaz üretiminin bu kadar artması bekleniyor yurttaşa ‘doğalgaz fiyatlarını yarıya indirdik’ müjdesi verilmelidir!

İşsiz ve düşük gelirli yurttaşların ve kapanan küçük işletmelerin elektrik, su, doğal gaz, internet ve telefon hizmet bedelleri açık ve şeffaf bir şekilde karşılanmalıdır.

►Ticari olmayan tüketiciler için temel bir ihtiyaç olan elektrik ve doğal gazın fiyatları üzerindeki KDV yüzde 18’den yüzde 1’e düşürülmeli, ÖTV kaldırılmalıdır.

►Enerji, eğitim, sağlık gibi temel bir kamu hizmetidir ve kamu eliyle verilmelidir. Elektrik üretiminde kamunun ağırlığı sağlanmalı, özelleştirilen elektrik ve doğal gaz iletim ve dağıtım hizmetleri kamulaştırılmalıdır. TPAO ve BOTAŞ birleşmelidir.

Açıklama şu ifadelerle sonlandırıldı:

"Şimdi, uzun yıllardır izlenen ve artık tıkandığı, başarısız olduğu ayan beyan ortada olan yanlış özelleştirme piyasalaştırma esaslı politikalarına son demenin, enerji, sağlık, eğitim vb kamu hizmetlerinin, kamu kuruluşları eliyle, kamusal planlama anlayışı ile verilmesine dayalı programları, politikaları, kurumsallaşmayı ve işleyişi tasarlamanın ve uygulamanın zamanıdır.

Kirlenmeden, kirletmeden, barış içinde, eşit, özgür, adil, aydınlık bir dünya ve bağımsız, ve demokratik bir Türkiye istiyoruz."