Süper Ligi’in oluşumunu tasdikleyen karar neticesinde organizasyon anlamında bir ikilik çıkabilir. Konuyu BirGün’e değerlendiren uzmanlar bu durumun geleneksel futbol yapısını bitirebileceği görüşünde.

Sporun Amerikanizasyonu: Geleneksel futbolun sonu
Legia Varşova taraftarı alınan kararları, ‘‘Çünkü futbol önemli değil, para önemli’’ pankartıyla protesto etmişti. (Fotoğraf: Depo Photos)

Oğulcan AYDIN

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın, Avrupa Süper Ligi davası ile verdiği karar futbolun önde gelen kurumları arasında büyük tartışmalar doğurdu. Futbolda tekel haline gelmiş UEFA ve FIFA’nın tekelinin kırılma ihtimali ve futbol pazarından elde edilecek gelir pastasının paylaşımında yaşanacak sorunlar, futbolun doğasına da büyük bir darbe vuracağa benziyor. Şimdiden birçok büyük kulüp ve lig taraf almış durumda. BirGün’e konuşan spor yazarları, sistemin orta ve uzun vadede futbolun Amerikan spor sistemine benzer bir noktaya geleceklerini ifade etti.

Futbol ekonomisti İsmail Şayan verilen karar ile birlikte orta ve uzun vadede kulüplerin kimliklerinin tamamen değişebileceğini ifade etti ve şunları söyledi: “Avrupa Süper Ligi yeni bir gündem değil, 70’li yıllara dayanıyor. Tetikleyen şey neoliberazimle beraber değişen dünya. Uydu yayıncıları para ve abone kazanma yönetiminin spor müsabakaları olduğunu gördü. Kulüplere de böylece yayın parası akmaya başladı. Ancak büyük kulüplere bu para yetmedi. Avrupa’daki yasalar açık, rekabet istiyor. Ancak bu Süper Lig projesi kapalı bir lig dizayn etmeyi planlıyor, küme düşmenin olmadığı bir sistem. Sportif liyakati esas alacaklarını söylüyorlar ancak bunu nasıl karşılayacaklar göremiyoruz. Para paylaşımı nasıl yapılacak belirsiz. Maç yayınları ücretsiz olacak diyorlar, bu mümkün değil. Reklamlı, reklamsız premium sistemine geçeceklerdir. Bu organizasyonda gözetilen şey kulüp başkanlarının daha fazla para kazanması.”

İsmail Şayan
Futbol Ekonomisti

GELEN GİDENİ ARATABİLİR

Avrupa Süper Ligi organizasyonun şu ana dek güvenilir bir imaj çizmediğini ve taahhütlerinin birçoğunun gerçeği yansıtmadığını dile getiren Şayan, “Sermaye açısından Avrupa futbolunun en büyük sorunu açık rekabet. Bunun farkındalar ancak Avrupa’daki geleneksel, kapsayıcı ve yaşanılan toplumla bağ kuran spor yapısını kıramıyorlar. Örneğin NBA’de bir Seattle Supersonics’in Oklahama’ya taşınmasının sebebi salonlara seyirci çekememesi ile ilgiliydi. Amerikan sporundaki yapı daha farklı, liglerde oynayacak kulüpler belli. Bir de ‘salary cap’ denilen maaş sınırı var. Bu sistemde takım sahiplerinin para kazanması. Dünyada da en büyük spor pazarı futbolda. Amerikalılar kendi içlerinde bu pazarı yaratamadılar. Avrupa’ya açılmak istiyorlar. Avrupa Süper Ligi de Amerikan sermayesinin organizasyonu. Daha önceden başaramamışlardı bu kez Florentino Perez’i ikna etmiş gibi gözüküyorlar, taahhütleri kulüplere para kazandırmak. Özellikle Premier Lig’in yayın gelirleri altında eziliyor diğer büyük ligler, bu yüzden de Real Madrid ve Barcelona bu işe çok sıcak bakıyor. UEFA ve FIFA’ya mahkemeden uyarı gelmesi güzel ama bazen gelen gideni aratır” diye konuştu.

İKİ BAŞLILIK YAŞANACAK

Avrupa Süper Ligi’nin zengin kulüp ve ligleri daha zengin, fakir kulüp ve çevre ligleri ise daha da fakirleştireceğini bildiren Spor ekonomisti Tuğrul Akşar, “Dünyanın en zengin takımların var olduğu bir organizasyon kurgulandı. Bu organizasyon içerisinde gelirler daha adil dağılmayacak. UEFA ve FIFA’nın bir başka yapılanmış hali diyebiliriz. Son Şampiyonlar Ligi yapısına bakarsanız benzer bir durum olduğunu görürsünüz. Oysa UEFA’ya bağlı 55 ülke var ancak 5 lig merkezde. Diğer çevre liglerde birçok ekonomik sorun hâkim. Merkez ligler UEFA tarafından da korunuyordu. Dolayısıyla Avrupa Süper Ligi de bir refah sunmuyor, aksine haksız rekabeti hali hazırda kurumsallaştırmış olan UEFA’ya benzer bir organizasyon kurgulandı. UEFA açgözlü şekilde daha fazla maç yaptırıyordu ancak kazandığı para onlara yetmiyordu, UEFA takımların Süper Lig’e gitmemesi için kesenin ağzını açacak ancak mızrak çuvala sığmıyor artık. Çevre ligler UEFA ve FIFA organizasyonlarına katılmayı arzulayacaktır. Merkez ligler ise Süper Lig’deki pastayı paylaşmak adına yeni oluşumun içerisinde yer alacaklardır. Bu yapılaşmalar Avrupa’daki çevre liglerin gelişimine büyük ket vuracak. Basketboldaki FIBA ile ULEB ikiliği futbolda da yaşanabilir” ifadelerini kullandı.

Tuğrul Akşar
Futbol Ekonomisti

AMAÇLARINDAN SAPTILAR

Akşar şöyle devam etti: “Olayın iki boyutu var. Avrupa’da özellikle FIFA ve UEFA’nın siyasiler ve partiler üstü bir ekümenik yapısı var. Dolayısıyla kimse bu kurumlara karışamıyorlardı ancak bu süreç içerisinde futbol öyle evrildi ve gelişti ki futbol bir oyun olmaktan çıktı. Bu örgütler de spor organizasyonları olmaktan çıkarak ekonomik ve ticari örgütlere dönüştüler. Bu yapılar milyarlarca avro hacimleri olan, futboldan geçinen ana oyuna katkısı olmayan yapılar oldular. Bu örgütlenme Avrupa’daki rekabetin önünü kesiyor. Bir kartel oluşturmuşlardı. Bu yapıların ekümenik yapılarının meşruiyetlerinin olmadığını ifade etmiştim. Avrupa’nın en üst mahkemesi, tekel olduklarını resmi kararla ifade ettiler. UEFA ve FIFA yanıt veremeyecek. Avrupa’da serbest dolaşım hakkı var, futbolcular için de bu geçerli olacak. UEFA ve FIFA amaçlarından sapmışlardı, bu karar o yüzden önemli. Artık kulüplere sahip çıkmak zorundalar.”