Gazeteci Merdan Yanardağ hakkında montaj videolarla açılan davada ilk duruşma bugün görülecek. Yanardağ’la dayanışma gösteren meslektaşları serbest bırakılması için çağrı yaptı. Yine benzer şekilde sosyal medyada linç edilen Gazeteci Ayşenur Arslan da gözaltına alındı. İfadesinin alınmasının ardından serbest bırakılan Arslan’ın gözaltına alınması büyük tepki çekti.

Topluma korku yayıyorlar
Merdan Yanardağ montaj videolarla tutuklanmıştı. (Fotoğraf: BirGün)

Deniz GÜNGÖR

TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün yazarı Merdan Yanardağ hakkında “suçu ve suçluyu övme” ve “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. 1 yıl 6 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapsi istenen davada Yanardağ’ın tahliyesi ve dosyadan beraatı talep edilecek.

İKTİDARI RAHATSIZ EDEN BİR FİGÜR

Yanardağ’ın avukatı Bilgütay Durna, dosya kapsamında soruşturmanın dahi açılmaması gerektiğini düşündüklerini belirtti. Durna, “Montaj videoyla açılan bir duruşma. Montaj olmayan videoyu bırakın olan videoda da suç unsuru olmadığını söyledik. Ancak Türk yargı pratiği böyle işlemiyor. Biz tahliye edilmesini ve beraat etmesini umuyoruz” dedi. Durna özetle şunları aktardı: “Hakkında yöneltilen suçlamaların gerçekliği olmadı gibi programda ifade edilen sözlerle de ilgisi yok. Programda AKP Diyarbakır Milletvekili Emsalioğlu’nun bir röportajda dile getirdiklerinden hareketle AKP’nin önümüzdeki dönem Kürt siyasetinde olası açılımlarına dair kendi görüşlerini paylaştı. Ne Abdullah Öcalan’a dair paylaşım ne de program söz konusu değil. Hem TELE1 hem de Merdan Yanardağ uzun süredir siyasi iktidarı rahatsız eden bir figür.”    

BASKIYA BOYUN EĞMEYİZ

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İsmail Hakkı Tombul ise şunları aktardı: “Merdan Yanardağ onurlu, yurtsever, iyi bir gazeteci ve devrimcidir. Gerçeklerin peşinde olan ve mücadeleden asla vazgeçmeyen bir gazetecidir. Merdan Yanardağ’a yapılan bütün baskılar bütünüyle muhalefete yapılmış sayılır, buna boyun eğmeyeceğiz. İlk duruşmada serbest bırakılmalıdır, Merdan Yanardağ ile birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.”

GAZETECİLER KISITLANIYOR

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Türkiye her geçen gün gazeteciler için hayatın zorlaştığı bir ülke haline geliyor. Merdan Yanardağ, düşüncelerini ifade ettiği ve gazeteciliğin temel görevi olarak yorum yaptı diye aylardır özgürlüğünden mahrum bırakıldı” dedi. Bugün görülecek duruşmada Yanardağ’ın tahliye kararı çıkması gerektiğini vurgulayan Çakırözer şunları aktardı: “Bu haksız hukuksuz dava beraat ile sonuçlanmalıdır. Ancak Merdan Yanardağ, ne yazık ki ne ilk ne de son. Her ay sadece büyükşehirlerde değil, Anadolu’nun dört bir yanında gazeteciler yaptıkları haberler, yorumlar, sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturma, dava, tehdit, saldırı gibi özgürlüklerini kısıtlayıcı uygulamalarla karşı karşıya görevlerini yapmaya çalışıyorlar. Merdan Yanardağ’ın özgürlüğüne kavuşmasının basın özgürlüğü yolunda bir dönüm noktası olmasını diliyorum.”

HUKUK TANIMAZLIĞIN SEMBOLÜ

EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca, “Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasında gerekçe yapılan gündem, bugün ülkenin en önemli olan Kürt sorunun demokratik çözümüyle ilgili bir sorundur. Gazetecilerin, toplulaşması gereken konularla ile ilgili fikirlerini söylemesi, gündemi köşelerden, ekranlardan dile getirmesi Anayasal olarak suç değil ve mesleklerinin sorumluluğudur” dedi. Karca, “İktidar, toplumsallaşması gereken konuların gündeme getirilmesine izin vermediği, fikirlerini dile getiren gazetecileri köşeye sıkıştırması gibi bugün Ayşenur Arslan’ın gözaltına alınması da bunun bir göstergesidir” ifadelerini kullandı.

Yanardağ’ın tutuklanmasının iktidarın sembol olaylarından birisi olduğuna dikkat çeken Karaca son olarak şunları aktardı: “Merdan Yanardağ’ın tutuklanma biçimi ve sürecin kendisi hukuk tanımaz iktidarın sembol olaylarından birisi. Yeni Anayasa tartışması yaparken kendi siyasi çıkarlarını toplumun önüne koymuş bir iktidardan bahsediyoruz. Bu konuda samimiyetlerinin olmadığını gösteren olaylardan birisi de Merdan Yanardağ ve Ayşenur Arslan’ın kendi fikirlerini ortaya koydukları için gözaltına alınmasıdır.”

Türkiye’nin basın özgürlüğü konusunda kara bir dönem yaşadığını belirten BirGün yazarı gazeteci Timur Soykan, “İktidarın kendi yarattığı algı canavarlarıyla gazetecilere nereye kadar konuşabileceklerinin, nereye kadar habercilik yapabileceklerinin sınırını çizmeye çalışan bir saldırı düzenliyor. Bu saldırıya karşı duran her gazeteci de topluma korku iklimini yaymak, topluma her konuştuğunda başına neler gelebileceğini gösterip sindirmek için çok sistemli bir istibdat dönemi inşa edildi” dedi. Soykan, “Bu istibdat döneminde aynı Fetullahçılarla AKP’nin iktidar ortağı olduğu dönemdeki gibi önce konuşan, sorgulayan, iktidarın işine gelmeyen noktalara dokunan gazetecileri itibarsızlaştırmakla başlıyor. Sosyal medyada linç kampanyaları düzenleniyor, montajlanmış videolar çeşitli iftiralar eşliğinde yaylıyor ve ardından gazetecinin kapısını polis çalıyor, savcılar tutuklamaya sevk ediyor” ifadelerini kullandı.

ALGI CANAVARLARIYLA SALDIRIYORLAR

Soykan, Merdan Yanardağ’ın gazetecilerin üzerindeki baskının bir örneği olarak cezaevinde yattığına dikkat çekti. “Sistemleşmiş, istibdat döneminin temelini oluşturan o algı canavarının yürüttüğü kampanyalarla topluma sus mesajı verilmeye devam ediyor” diye konuşan Soykan şunları aktardı: “Gazeteciler, toplum iktidarın çizdiği sınırları kabul etmemek zorunda. İktidarın çizdiği sınırların bir gerçekliği olmadığı, buna karşı direneceğini ortaya koymak zorunda bunun için de en temel yöntem toplumun ve gazetecinin basın özgürlüğüne sahip çıkması ve hakikati yazmaya devam etmesi.”

BABAM ÖZGÜR KALMALIDIR

Cumhuriyet TV’ye konuşan Merdan Yanardağ’ın oğlu Alp Yanardağ ise şunları söyledi: “Babam ilk gözaltına alındığında ve tutuklandığında adliyenin önünde kimse yoktu ama bunun böyle olmasını sağladılar. Babam ekranlarda her gün korkusuzca eleştirilerini yapmaya devam etti ve iktidarın da hedefindeydi. Bundan dolayı da zaten seçimden sonra, halkın demoralize olduğu dönemde bunu yaptılar. Ne kadar kalabalık olursak Merdan Yanardağ’ın o kadar yalnız olmadığını göstermiş olacağız. Bu yüzden insanların orada bizi yalnız bırakmaması gelmesi destek olması bizim için çok önemli. En önemlisi babam için, onun yalnız hissetmemesi. Ama buradaki önemli detay Gezi Davası’ndaki cezaların onanması çok moral bozucu oradaki insanlar suçsuz bu cezaları hak etmiyorlar.  Bu yüzden içimizde bir korku var acaba aynı cezayı babam alır mı? Adalet bir karar verilirse bu ancak babamın özgür kalması olabilir.”

TUTUKLULUK CEZAYA DÖNÜŞTÜ

Merdan Yanardağ’a Özgürlük Platformu Girişimi tarafından yapılan açıklamada ise şunlar denildi: “Tutukluluk bir kere daha cezalandırmaya dönüştü. Merdan Yanardağ, sadece basın özgürlüğü adına değil, ülkedeki demokratik muhalefet adına da önemli bir politik figür. Bu yanıyla da iktidarın hedefi olmaktan kurtulamıyor. Bu keyfî tutuklamayı protesto ediyoruz. Hukukun, adaletin siyasallaşması; toplum adına, ülkemiz adına telafisi olanaksız sonuçlar doğuracaktır” dendi. Açıklamada özetle şu ifadeler kullanıldı: “Geçtiğimiz yıllarda bunun çok acı örneklerine tanık olduk. Çok geç olmadan bu yoldan dönülmelidir. Hukuka, adalete inanmak istiyoruz. Demokrasi, insan hakları ve hak-hukuk adına; dostlarımızı, sivil toplum kuruluşlarını, siyasî partileri ve tüm halkımızı Merdan Yanardağ ile dayanışmaya, ona sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bugün değilse, ne zaman?”

Yanardağ, TELE1'de yayımlanan “4 soru 4 yanıt” programında, Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin hukuksuz olduğunu dile getirmişti. Yanardağ bunun üzerine sosyal medyada hedef gösterilmişti. Ardından Yanardağ, sözlerinin bağlamından koparıldığını anlattığı ve görüntüleri yeniden yayımladığı bir özel yayına katılmış, yayın esnasında kanalın ofisine gelen polisler tarafından yayın sonrasında gözaltına alınmıştı. 27 Haziran’da gözaltına alınan Yanardağ 3 günlük gözaltı sonrası 1 Temmuz’da tutuklanmıştı.

∗∗∗

ÖNCE LİNÇ, SONRA GÖZALTI

Halk TV’de yayımlanan Medya Mahallesi programının sunucusu gazeteci Ayşenur Arslan, Ankara’daki bombalı saldırıya yönelik sorduğu sorular nedeniyle gözaltına alındı.

Arslan hakkında sosyal medyada tıpkı Merdan Yanardağ’da olduğu gibi konuşmasının bir kısmı alınarak linç kampanyası başlatıldı. Ardından RTÜK program hakkında inceleme başlattı. Kararı dün gece sosyal medya hesabından duyuran RTÜK Başkanı Ebubekir Arslan’ı hedef gösterdiği açıklamasında şunları söyledi: "Bu ahlaksız terör sevici zihniyete ve ekranlardaki bu ucube yorumlara tahammül etmemiz mümkün değildir. Kahraman polisimizin refleksleri ve erken müdahalesi ile olası bir katliamın engellenmesine adeta üzülen bu sapkın zihniyete tüm milletimiz gibi biz de karşıyız. Bu hastalıklı sözlerin yayınlandığı Halk TV ve ilgili kişi hakkında gerekli inceleme derhal başlatılmıştır."

Daha sonra ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Arslan hakkında, “terör örgütü propagandası yapma” ve “suçu ve suçluyu övme” suçlarından soruşturma açtı. Gözaltına alınmadan önce Gerçek Gündem’e konuşan Arslan, “Terörü övmek asla söz konusu değil, ben süreci sorguladım. Üstelik programın bütününü izlerseniz ‘Bu sözlerimden terör propagandası çıkarılacaktır ama açıkça terörü lanetliyorum’ dedim. Programda var izleyin görecesiniz” dedi. Türkiye’nin tamamen sessizliğe gömüldüğünü aktaran Arslan şunları söyledi: “Konuşanların da susmasını istiyorlar. Türkiye İşçi Partisi, Hatay’dan Ankara’ya bir yürüyüş yapıyor. Arkasında 20-30 kişi var. İstedikleri bu. Savcılığın soruşturma başlattığı anlaşılıyor. İfadeye çağıracaklar anlaşılan. Giderim ifademi veririm. Ben gazeteciyim, yaptığım şey sorgulamaktı. Mücella Yapıcı’nın yatağı boş, Silivri’ye giderim bol bol kitap okurum.”

Arslan dün 12.30’da ise TEM polislerince gözaltına alındı. Ardından adliyeye sevk edilen Arslan savcılığa verdiği ifadede şunları söyledi: “Cümlelerim gelinen noktada her ne kadar maksadını aşmış olsa da kast ettiğim ve işaret etmek istediğim nokta şu idi; görevine yeni başlayan İçişleri Bakanının son zamanlarda koordinesinde üst üste gerçekleştirilen ve suç örgütlerine ağır darbeler vuran operasyonlar sonrasında kendisine yönelik bir mesaj olabilir düşüncesi bende hasıl oldu. Son zamanlarda uyuşturucu tacirlerine ve çıkar amaçlı suç örgütlerine gerçekleştirilen çok sayıda operasyon oldu. Eylemin gerçekleştirilme biçimini düşünerek acaba bir takım suç odakları benzetme yaparak Emniyet Teşkilatı’na ve İçişleri Bakanlığına sindirme maksatlı mesaj veriyor olabilir diye düşündüm. Ne programda ne de şu an ifadem esnasında terörü güzelleyici ya da meşru gösterici bir ibare kullanmam söz konusu olmaz.”

PROGRAM SONLANDIRILDI

Halk TV imtiyaz sahibi Cafer Mahiroğlu ise Arslan’ın sunduğu Medya Mahallesi programının sonlandırıldığını açıklayarak şu ifadeleri kullanmıştı: “Halk TV, güvenlik güçlerimizin bu kapsamda yürüttüğü terörle mücadelenin kayıtsız şartsız yanındadır. Dün yayınlanan Medya Mahallesi programında canlı yayında edilen talihsiz sözler, aynı programda terör lanetlenmiş olsa da, Halk TV’nin en başta bahsettiğimiz duruş ve bakışının sınırlarını aşmaktadır. Bu sebeple programın sonlandırılması kararını aldığımızı, kamuoyuna üzüntülerimizle duyururuz.”

Halk TV’nin aldığı bu karar tepki çekti. Ardından Mahiroğlu Duvar’a yaptığı açıklamada kararı Arslan’la birlikte aldıklarını ifade etti.

Arslan TEM polislerince gözaltına alındı. (Fotoğraf: DHA)

∗∗∗

HEDEF HALİNE GETİRİLDİ

Arslan’ın gözaltına alınmasına basın meslek örgütleri sert açıklamalarla tepki gösterdi.

TGC: İfade özgürlüğü rahatsızlık verebilir

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Gazeteci ifade özgürlüğünün sınırsız olmadığını bilmeli ancak ifade özgürlüğünün sadece olumlu karşılanan, zararsız haber ya da düşünceleri değil, aynı zamanda ‘devleti şoke eden, inciten, rahatsızlık veren’ düşünceleri de kapsadığının bilincinde olmalıdır. ”

TGS: Sorgulamak en temel gazetecilik faaliyeti

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) da "Sorgulamak en temel gazetecilik faaliyetidir. Ayşenur Arslan'ın sözlerinin bağlamından koparılarak, hedef haline getirilerek gözaltına alınması basın özgürlüğüne yönelik saldırıdır. Ayşenur Arslan’ın yanındayız. #GazetecilikSuçDeğildir" açıklamasında bulundu.

ÇGD: Linç kampanyası yürütüldü

Çağdaş Gazeciler Derneği’nden (ÇGD) de açıklamada, sosyal medyada Arslan hakkında "linç" kampyanyası yürütüldüğü belirtilerek "Kaçma veya delilleri karartma şüphesi bulunmazken savcılıkça yakalama kararı verilmiş ve Arslan gözaltına alınmıştır. Hukuka saygılı olmak, eleştirilemeyeceği anlamına gelmemektedir. Gözaltı kararını eleştiriyoruz" denildi.

DİSK: Gazetecinin soru sorması yasak mı?

DİSK Basın-İş ise yaptığı açıklamada "RTÜK ve yargının gazeteciliği her gün boğduğu, nefes aldırmadığı bir iklimde Ayşenur Arslan'a sahip çıkmamak gazeteciliğe sahip çıkmamaktır!" değerlendirmesinde bulundu. Açıklamada "Ankara'daki bombalı saldırıyla ilgili hiç soru sorulmasın mı? Bir gazetecinin soru sorması yasak mı? Gazetecilik soru sormaktır" ifadeleri yer aldı.