Geçenlerde Milli Eğitim Bakanı “Eğitimde 2023 vizyonu”nu açıkladı. Yapılacak birçok şey sıraladı. Ancak bu vizyonun hedefinin ne olduğuna dair elle tutulur bir bilgi veremedi.

Oysa eğitim/öğretim politikası Türkiye’de iflas etmek üzere… Uluslararası tüm veriler bu durumu suratımıza acı bir şekilde vuruyor. PİSA değerlendirmelerine göre OECD ülkeleri içinde en geri durumdayız. Ana dilinde okuduğunu anlamayan çocuklar yetiştiriyoruz.

Eğitimde “çözümleyici mantık ve temeli olan bilimsel model” ortadan kaldırılıyor. Biat anlayışının yerleştirilmesi için dini referanslar çoğaltılıyor.

Bu durumun somut göstergesi; MEB’in 2018 bütçesinde fen liseleri için 109.6 milyon TL, İmam Hatip okullarına ise 1.7 milyar TL pay ayrılmasıdır... Yani eğitim bilime değil, dine yönlendirilmektedir!...

•••

Güya Bütçe içinde eğitim için ayrılan pay, diğer bakanlıklara göre en fazlasıdır. Ancak TÜİK’e göre; 2016’da öğrenci başına harcanan para 7 bin 449 TL iken, OECD ülkeleri ortalaması 40 bin TL’dir.

Bütçeden alınan payının en fazla olması eğitimi geliştirmiyor. Bugün uygulanan politika dünyanın sürdürdüğü gelişim yarışında en geriden koşan, dolayısıyla sömürülmeye ve soyulmaya hazır insanlar yetiştiriyor!...

•••

Türkiye’nin nereye gittiğinin acı görüntüsünü 9 Eylül Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Esergül Balcı’nın hazırladığı “Eğitimde Tarikat ve Medrese Gerçeği’ raporunda görebiliyoruz... Rapora göre;

► Türkiye’de bir milyon öğrencinin tarikatların elinde eğitildiği,

►n Yalnızca İstanbul’da 445 tarikat ve kolunun faaliyet gösterdiği,

► Tarikatlara bağlı yurt kapasitesinin 380 bini bulduğu,

► Devlet okullarında okuyan öğrenci sayısının nüfustaki artışa rağmen, 2012’den bu yana tarikat okullarına gitmesi nedeniyle 1 milyon civarında azaldığı,

► Tarikat eğitiminde eşe yabancılaşmanın yaşandığı ve bunun cinsel sapkınlıkları doğurduğu aktarılıyor!...

Rapor; bugün duyduğumuz cinsel istismarların, kadın ve çocuk katliamlarının, sosyal çatışmanın, siyasal ve kültürel çarpışmanın, kısaca yaşanan toplumsal bunalımların altında yatan gerçeğin dine dayalı yanlış eğitim politikasından kaynaklandığını anlatıyor...

Prof. Balcı; ailelerin, tarikat okulları, yurtları ve medreselerine yönelmesinin temel nedenin yoksulluk ve sahipsizlik olduğunu, özellikle AKP iktidarının 4+4+4 uygulamasının başlatıldığı 2012’den bugüne kadar devlete ait 4 binden fazla ilkokulun kapatıldığını söylüyor. “Devletin eğitimden kademe kademe çekilmesiyle yoksul aileler tarikatlara mahkûm edilmiştir” diye de ekliyor.

Bu durumun yanı sıra asıl vahim olan bir başka gelişme ise, metropollerdeki hemen her mahallede açılmış apartman medreseleridir… Çoğunluğunda kız çocuklarının kaldığı, 10-12 kişilik medreselerde verilen eğitim, tıpkı FETÖ yapılanmasına benzemektedir.

Buralarda yaşayan çocuklar, anne baba şevketinden uzaklaştırılıyor, sorgulamayan, itaat eden bir ilişkiye zorlanıyor. Sanal bir dünyaya hapsediliyor!... Yani bu çocuklar tek tipleştirilmiş insanlara dönüştürülüyorlar!

•••

Raporun en can alıcı bölümü ise; tarikat eğitiminde erkeklere biyolojik eşlerinin ikinci sınıf insan olduğu, kızlara ise her şeyi ile erkeklere itaat etmeleri gerektiği öğretilmesi!...

Yani kadın sürekli aşağılanıyor, erkeğine köle olmaya zorlanıyor!... Biyolojik eşe yabancılaşma, cinsel sapkınlıkları doğuruyor. Bu durum “Psikolojik hatta, patolojik sorunlar” yaratıyor…

Yatılı Kuran kursları ve yurtlarında yaşanan cinsel sapkınlıkları bu çocukların unutması mümkün olamaz...

Görülen o ki; 17 yıllık iktidar Türkiye’de eğitimi tarikatların eline bırakınca, gidişatın toplumsal kaosa doğru olması doğaldır!...