Hasat dönemini yükselen girdi fiyatlarıyla geçiren üreticilerin yeni sezon umudu, zamlarla yok oluyor. TZOB Başkanı Bayraktar, “Maliyet artışları fiyatlara olumsuz yansıyacak, gıdaya erişimde sıkıntı yaşanacak” dedi.

Üretici mutsuz, tüketici kaygılı

Havva GÜMÜŞKAYA

Yaz sezonu sona erdi, birçok ürün için ekim dönemi geliyor. Özellikle buğday, arpa ve kırmızı mercimek üreticileri yeni sezona hazırlanıyor. Geride kalan sezonda girdi fiyatlarının pahalılığı nedeniyle büyük güçlükler yaşayan üreticilerin umutsuzluğu yeni zamlarla birlikte daha da büyüyor. Üretici, üretim yapıp yapmama ikilemi yaşıyor.

Küresel gıda fiyatları büyük oranda düşerken seçim sonrası uygulanan ekonomi politikalarının da etkisiyle yaz döneminde Türkiye’de fiyat artışları devam etti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ağustos ayı enflasyon verilerine göre, gıda fiyatları aylık olarak yüzde 8,48, yıllık bazda yüzde 72,86 oranında artış kaydetti. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, Ağustos 2023’te uluslararası gıda emtia fiyatları temmuz ayına göre yüzde 2,1 düştü.

Son aylarda mazot başta olmak üzere gübre ve diğer girdilerde yaşanan fiyat artışları hasat zamanında üreticileri olumsuz etkiledi. 2023-2024 üretim sezonu yaklaşırken, gübre ve mazotta aylık ve yıllık büyük artışlar yaşandı. Aylık bazda gübrede yüzde 30’u aşan artışlar görüldü. Mazotta ise yıllık artış yüzde 62’yi buldu. Çiftçilerin gübre ve mazotu en fazla kullandığı ekim dönemi, girdi fiyatlarındaki ciddi artışlarla başlıyor.

ÜRETİM VE KALİTE DÜŞTÜ

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, üretim tarafında son bir yılda yaşanan sıkıntıları ele alarak yeni döneme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Üreticilerimiz 2022/2023 sezonuna girdi fiyatlarının aşırı arttığı bir dönemde başladı” diyen Bayraktar, Ukrayna- Rusya savaşının ve döviz kurlarının etkisiyle gübre ve mazot fiyatlarında yaşanan artışa değindi:

“Gübre fiyatlarındaki artış yüzde 400’lere ulaştı, mazot fiyatı yüzde 250’leri aştı. Oldukça artan fiyatlardan dolayı üretici kışlık ekimlerde yeterince girdi kullanamazken, bu durum üretimi ve özellikle kaliteyi olumsuz yönde etkiledi.”

Yaz sezonunun ilk aylarında girdi fiyatlarında yatay bir seyir izlendiğini belirten Bayraktar, “Hasat döneminde fiyatlar tırmanmaya başladı. En önemlisi de, temmuz ayında mazot fiyatlarında ÖTV ile başlayıp devam eden artışlar üreticimizi sıkıntıya soktu. Üreticilerimiz yaz aylarında birçok üründe olumsuz hava koşulları ile karşılaşırken, aşırı sıcaklıklar, sel ve dolulardan oldukça etkilendi. Üretim ve kalitede düşüşler yaşandı” dedi.

HER ÜRÜNDE SIKINTI

Bayraktar, hemen her ürünün satışında sıkıntılar yaşandığına ve açıklanan alım fiyatlarının üreticiyi memnun etmediğine vurgu yaptı:

“TMO alımlarında sıkıntı yaşanmasına rağmen üreticinin önemli bir miktarda buğday ve arpa ürünü satın alındı. Mısırda bu hasat döneminde TMO’nun düşük fiyat açıklamasıyla üretici umduğunu bulamadı, mağdur oldu. Fındıkta olumsuz hava koşullarıyla düşük rekolte gerçekleşirken, piyasada fındık fiyatlarının artmaya başlaması verim kaybı yaşayan üreticiyi biraz rahatlatacak. Ayçiçeğinde iklimden dolayı üretim düşüklüğü yaşanırken, üretici açıklanan  fiyatlardan memnun olmadı. Üretici hasadı yaklaşan çeltik, pamuk gibi yazlık ürünlerde emeğini alın terini zayi etmeyecek bir fiyat bekliyor.”

MALİYETLER YANSIYACAK

Gelecek sezonda birçok üründe üretimin olumsuz etkileneceğini kaydeden Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:

“Yeni üretim sezonu yaklaşırken başta mazot olmak üzere artan girdi fiyatları üreticimizi ve ekimi yaklaşan buğday, arpa ve diğer tarımsal ürünlerde üretimimizi olumsuz yönde etkileyecek. Mısırda beklediği fiyatı bulamayan üretici bu ürünleri ekmekten vazgeçecek. Girdi fiyatlarındaki artış devam ederse önümüzdeki dönemde tarımsal ürünlerde görülen maliyet artışı fiyatlara olumsuz yansıyacak, tüketicinin fiyat artışından dolayı gıdaya ulaşmasında sıkıntı yaşanacak.”

Üreticilerin makul fiyatlardan girdilere ulaşmasının sağlanması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, “Üreticiler, maliyetlerinin üzerinde uygun bir kârla ürününü satabilmeli. Destekler artırılmalı, kışlık ekimlerde olduğu gibi yaz sezonunda da üretime başlanmadan verilmeli” ifadelerini kullandı.

Şemsi BAYRAKTAR - TZOB Başkanı

YETERLİLİK SORUNU

TMMOB’ye bağlı Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran da çiftçiler açısından kârlı bir yıl olmadığını belirtti. Üreticilerin maliyeti bile kurtaramadığını kaydeden Kapıkıran, tüketicilerin de arz yetersizliği nedeniyle yüksek fiyatlardan ürün tüketmek zorunda kaldıklarını ifade etti. “Gelir yetersizliği yaşayan kesim ise bazı ürünleri hiç tüketemez, alamaz hale geldi” diyen Kapıkıran, “En temel ürünlerimizden ola buğday ürünleri bile çok zam gördü. Gelinen noktada da ekmek fiyatları 8-10 TL civarına ulaşmış oldu” dedi.

ÇİFTÇİ MOTİVE EDİLMEDİ

Tarımın hemen her alanında yeterlilik sorunu yaşandığına dikkat çeken Kapıkıran, üretimin teşvik edilmediğine dikkati çekti:

“En temel ürünümüz buğdayda bile yeterlilik sorunu yaşadık. Çiftçiler uygulanan destekleme politikalarını yetersiz buldular ve bu politikalarla hiçbir üründe çiftçiyi motive edecek bir üretim seviyesine ulaşılamadı. Bunun sebebi desteklemenin yanında olması gereken piyasa fiyatlarının da çiftçiye yeterli olması, çiftçinin bu işi bir daha yapmayı düşünmesini sağlayacak düzeylerde olması gerekirdi ve bu da sağlanamadı. Birçok alanda çiftçi çıkış fiyatları maliyetlerin altında veya maliyetlere çok yakın fiyatlar oldu.”

Çiftçilerin önemli bir bölümünün kamu bankaları, tarım kredi kooperatifleri ya da yerli-yabancı bankalardan krediyle üretim yapmaya devam ettiğini belirten Kapıkıran, “O borçlarını henüz ödeyemeden artan girdi maliyetleri sebebiyle tekrar borçlanarak üretimi yapmaya yöneltmek güç olacak diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Murat KAPIKIRAN - Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı

∗∗∗

MALİYET VE KURAKLIK: ÇİFTE DARBE

Üreticiler bu yıl yüksek maliyetlerin yanı sıra kuraklığın da etkisiyle ciddi kayıplar yaşadı. Trakya’da tarımla uğraşan 66 yaşındaki emekli öğretmen Celal Midilli, geride kalan sezon ile ilgili kuraklık kayıplarına ve maliyetlere dikkat çekti.

Midilli, bir kısmı kiralık tarlada olmak üzere toplam 400 dekarlık bir alanda buğday ve ayçiçeği üretimi yaptığını söyleyerek ayçiçeğinde zarar ettiğini açıkladı: “En büyük sıkıntımız kuraklık ve girdilerin pahalılığı. Verilen fiyat ve desteklerin azlığı belimizi büküyor. Bu yıl kuraklığın etkisiyle ayçiçeğinde verim kaybımız yüzde 50’nin üzerinde oldu. Gerek Trakya Birlik gerekse de TMO ödemeleri hemen yapmıyor. En az bir ay sonra ödeme yapıyorlar. Bu enflasyon ortamında ödemelerin geç yapılması biz üreticileri bir kez daha mağdur ediyor. Sürdürülebilir bir tarım için yetkililerin daha duyarlı olması gerekiyor. Ayçiçeği özelinde üreticiler geçen yıldan daha az para kazanacak. Bu işe devam edebilmemiz için para kazanmamız gerekiyor. Para kazanma şansımız ise giderek yok oluyor. Maddi sıkıntılar arttıkça üretim yapmamız da zorlaşıyor. Buğdayda dekar başına 600-700 lira kalıyor bize. Ayçiçeğinde kuraklıktan dolayı o da olmadı. Birçok yerde biçerdöver tarlaya sokulmadı. Ben 1998 yılından bu yana çiftçilik yapıyorum. Daha önceki yıllarda para kazanabiliyorduk. Şimdi dayanabildiğimiz kadar dayanmayı düşünüyoruz.”