Kerkük ve Deyrizor’daki krizlerin ABD’nin bölgede artan askeri-siyasi trafiğinin ardından yaşanması dikkat çekici.

Washington karıştırıyor
ABD askeri heyeti Deyrizor’da SDG ile Arap aşiretleri arasında arabulucu rolünü üstlendi. (Fotoğraf: AA)

Politika Servisi

Ortadoğu’da nüfuz alanını genişletmek, askeri-siyasi varlığını daha da artırmak isteyen ABD’nin son dönemlerde bölgede trafiği bir hayli yoğunlaştı. Irak ve Suriye’de patlak veren gerilimlerin, bu çıkarmaların ardından gelmesi “manidar” bulundu. Amerikan yönetimi “karıştır-barıştır” stratejisi ile bir taraftan çatışmaları kışkırtırken, diğer taraftan da araya girerek yeni oyunlar peşinde.

ABD HEYETİ AZEZ’DE

Rusya’nın Ukrayna Savaşı’ndaki açmazını değerlendirmek isteyen Washington’dan 27 Ağustos’ta Suriye’ye dikkat çeken bir ziyaret gerçekleşti.

Türkiye üzerinden Suriye’de cihatçıların kontrolündeki bölgeye geçen Amerikan heyeti Şam ile normalleşmeye karşı çıktı. Temsilciler Meclisi’nin üç üyesi, Joe Wilson, Victoria Spartz ve Dean Phillips, Azez kentinde yaptıkları açıklamalarda Esad yönetiminin devrilmesi için basının artırılmasını talep etti.

PENTAGON ARAYA GİRDİ

Deyrizor’da çatışmalar sürerken ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İlişkilerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Ethan Goldrich ile IŞİD’e karşı kurulan Uluslararası Koalisyon Güçleri Komutanı Joel B. Vowell Deyrizor kentinde Arap aşiretleri ve SDG komutanlarıyla bir araya geldi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada görüşmelerde yerel anlaşmazlıkların ele alındığı ve “şiddetin mümkün olan en kısa sürede yatışması ve kayıpların önlenmesinde” mutabık kalındığı kaydedildi.

SDG Medya Merkezinden yapılan açıklamaya göre toplantıda Deyrizor’daki son durum değerlendirildi. Açıklamada SDG ile bölgedeki aşiretlerin güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesi konusunda fikir birliği içinde olduğu belirtildi. Biseyra beldesi ile Şuhail’in büyük bir kısmının silahlı gruplardan temizlendiği Zubyan kasabasındaki operasyonun kararlılıkla yürütüldüğü dile getirildi.

İddialara göre Batılı diplomatlar, Washington’ın bölgede gerilimi yatıştırmak üzere Araplara daha fazla söz hakkı verilmesi için bastırdığını kaydetti.

“İRAN VE ŞAM SORUMLU”

Bölgedeki gelişmeler Türkiye tarafından da yakından takip edilirken SDG, Arap aşiretleriyle yaşanan çatışmalardan İran ve Şam yönetimini sorumlu tutuyor. SDG Genel Komutanlığı önceki gün yaptığı açıklamada çatışmalar için “Operasyonun başlamasından bir süre sonra bazı dış güçler müdahale girişimlerinde bulunarak kirli planlarını uygulamak için bir fırsat olarak değerlendirmek istemişlerdir” dedi.

Son günlerde SDG ve Deyrizor Askeri Meclisi ile Fırat nehrinin batısına geçen Şam hükümetinin güvenlik kurumlarına bağlı silahlı gruplar arasında çatışmalar yaşandığı belirtildi. SDG açıklamasında, SDG ile Deyrizor halkı arasında “çatışma yaşanıyormuş gibi bir görüntü verilmek” istendiği ifade edildi. Açıklamada, bölgede gösterilmek istendiği gibi bir “Kürt-Arap çelişkisi” olmadığı kaydedildi, “SDG ve bölge aşiretleri arsında herhangi bir çelişki yoktur, aşiretlerle sürekli iletişim halindeyiz” denildi.

∗∗∗

SURİYE SAHASINDAKİ AKTÖRLER: KİM, NEREDE?

ABD ve bölgedeki sadık müttefikleri Türkiye ile Körfez Arap ülkeleri tarafından 2011’de iç savaşa sürüklenen Suriye’de pek çok aktör faaliyet gösteriyor. Her aktör bir bölgeyi kontrol ediyor.

ABD: Suriyeli Kürtler ile birlikte Fırat’ın doğusunda Irak sınırında faaliyet gösteriyor.

İRAN: Şam’a aktif destek sunan Tahran, gönüllü milisler aracılığıyla sahada da aktif.

SDG: SDG, ülkenin doğusunda Fırat Nehri ile Irak sınırın arasında kontrolü elinde bulunduruyor.

HTŞ: El Kaide’nin uzantısı Heyet tahrir Şam, İdlib’e hakim. Kentte HTŞ ile pek çok İslamcı örgüt de yer alıyor.

ÖSO: Özgür Suriye Ordusu adı verilen cihatçılardan oluşan yapı, TSK ile birlikte Kuzey Suriye’yi kontrol ediyor.

RUSYA: Şam’ın yanında yer alan Rusya, ülkenin Batısında etkin.

TÜRKİYE: ÖSO ile birlikte kuzeyde birçok yeri kontrol ediyor. İdlib’ten Cerablus’a kadar bölge Ankara’nın elinde.