Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri, Yargıtay’ın Gezi Davası kararını protesto etti. Açıklamada, “Yargıtay’ın Gezi Davası için verdiği kararı kabul etmiyoruz, milyonların özgürlük ve adalet arayışını susturamayacaksınız!” denildi.

Kaynak: Haber Merkezi
Yargıtay'ın Gezi kararı, Samsun'da protesto edildi

Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri, Yargıtay’ın Gezi Davası kararını protesto etti.

Açıklamada, “Yargıtay’ın Gezi Davası için verdiği kararı kabul etmiyoruz, milyonların özgürlük ve adalet arayışını susturamayacaksınız!” denildi.

Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan Kardelen Akın, kararın hukuki değil siyasi olduğunun altını çizdi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Yargıtay’ın Gezi Davası için verdiği kararı kabul etmiyoruz, milyonların özgürlük ve adalet arayışını susturamayacaksınız !

GEZİ MİLYONLARIN İSYANIDIR, YARGILANAMAZ!

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25 Nisan 2022'de verdiği karara ilişkin temyiz incelemesini tamamladı. Mahkeme, Osman Kavala hakkında “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” iddiasıyla verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararını onadı.

Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Çiğdem Mater ve TİP milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki 18 yıl hapis cezası şeklindeki mahkûmiyet hükümlerinin de onanmasını kararlaştırdı. Onama kararında Atalay ve Kahraman'ın Gezi direnişinin başlaması ve tüm ülkeye yayılmasını sağladıkları öne sürüldü.

BU KARAR HUKUKİ DEĞİL SİYASİDİR VE İKTİDAR TALİMATIDIR

Uydurma iddialarla halkın onurlu direnişinin üzerine gölge düşüremezsiniz. Bu karar hukukun gereği değil 21 yıldır ülkeyi çatışmaları ile kaosa sürükleyen, OHAL ile halka zulmeden faşist, gerici AKP iktidarının tüm kötülükleri ile halkın birleşik mücadelesini kırmak isteyenlerin siyasi kararıdır. Gezi kararı ülkenin kaderine el koyma girişiminin bir parçasıdır. Gezi Kararı tek adam yönetiminin nasıl bir rejim inşa ettiğinin resmidir.

Milyonlarca insanın katıldığı ve ülkenin en büyük halk hareketi olan Gezi Direnişi’ni gayrı-meşru ilan etmek için AKP yargısı tarafından verilen ceza ve tutuklamalar bir kez daha bu topraklarda hukukun değil AKP yargısının işbaşında olduğunu göstermiştir. Verilen bu karar siyasi bir karardır ve tüm ülkeye gözdağı verilmek üzere alınmış bir karardır. AKP yargısı tarafından verilen bu kadar hukuksuz, siyasi ve tamamıyla intikamcı bir karardır. Ve bu karar ülkemizdeki faşist gerici zihniyetin nasıl bir yönetim düşlediğine dair amaçlarının somut göstergesidir. Gezi direnişi halk direnişidir, Halkı yargılayamazsınız. Hukuk dışı kararlarınızla gözaltılarınız, tutuklamalarınızla bizi mücadelemizden de vazgeçiremeyeceksiniz.

HEPİMİZ GEZİ’DEYDİK! HEPİMİZ ORADAYDIK!

2013 Haziran’ında milyonlarca yurttaş AKP hükümeti ve onun temsil ettiği gericilik karşısında memlekete ve aydınlığa sahip çıktı. Gezi Direnişi başından sonuna halkın direnme hakkının en meşru şekilde yaşandığı tarihsel bir süreç olarak toplumsal belleğimize işlendi. Türkiye’de halkın boyun eğmeyeceğine ve karanlığa teslim olmayacağına dair umudun adı oldu.

AKP ve onun temsil ettiği gerici yağma düzeninin buna tahammül edemeyeceği ve Gezi Direnişi’nin meşruiyetini sorgulamak ve mahkûm etmek için elinden geleni yapacağı açıktı ve başından itibaren hep bunu yaptı.

“Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” gerekçesi ile açıkladığı kararın tek karşılığı halkın direnme hakkının mahkûm edilmesi girişimidir.

Ama Gezi Direnişi bu uydurma kararı alındığı anda gayrimeşru ilan edecek kadar büyük ve haklı bir halk direnişidir. Mahkemenin Gezi davasında açıkladığı karar geçersizdir. AKP halka ve aydınlığa düşmandır! Halkın yağma, sömürü, işbirlikçilik ve gericiliğe karşı direnişi ise sonuna kadar meşrudur.

BU DAVA BİTMEDİ, ADALET ARAYIŞIMIZ BİTMEDİ

Gezi tutuklularına yönelik Yargıtay’ın kararını özellikle son dönemde ortaya çıkan ve toplumsal muhalefetin bir bütün cezalandırılmasına yönelik verilmiş bir karar olarak değerlendiriyoruz. Hepimiz o gün Gezi’deydik. Gezi halktır, onurumuzdur. Gezi, halkların eşit, özgür, insanca yaşama talebidir. Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater’in aslında her türlü baskı, gözaltı ve tutuklamaya karşın eşitlik, özgürlük, demokrasi, adalet ve emek mücadelesini yürüten tüm arkadaşlarımız özgür oluncaya kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.”

Faşizme karşı her yerde mücadele edecek; tutuklamalarla baskılara boyun eğmeyeceğiz.

Memleketi, Gezi'yi savunmaya devam edeceğiz.”