Ahmet Şık, 2016’nın son günlerinde gözaltına alınıp tutuklandı. Son savunması nedeniyle mahkeme başkanı tarafından salonun dışına çıkarıldı. Aynı mahkeme, kısa bir süre önce, 2017’nin ilk saatlerinde İstanbul’daki eğlence merkezi Reina’da 39 kişinin ölümü ile sonuçlanan katliamla bağı olan 7 sanığı tahliye etti. Tahliyede delillerin toplanması ve ölçülülük esas alındı.

•••

Şık’a savunma için izin vermeyen mahkeme, Reina sanıklarının uzun uzun kendilerini ifade etmesine imkân sağladı. IŞİD’e katılmak isteyen şahıslara yardım ettiği tespit edilen ve buna rağmen salınan sanıklardan Celil Çelik cihat isteğini 27. Ağır Ceza Mahkemesi önünde şu sözlerle beyen etti: “İster Medine’de, ister Suriye’de olsun gider savaşırım.”

•••

Aklını yitiren bir ülkede kimsenin artık şaşırmaya bile mecalinin kalmadığı bir hukuk garabetidir. 16 yılda yaratılan sistemin ta kendisidir. Son IŞİD tahliyelerinden biri de N.T. oldu. Diyarbakır’ın IŞİD emiri olarak bir tutuklanıp, bir tahlile edilen şahıs, son olarak önceki gün serbest bırakıldı. Tutukluluğunun ‘ölçülü olmadığına’ karar verildi.

•••

Mevzuyu “Ahmet Şık tutuklu, IŞİD’ciler serbest” kalıbıyla geçiştirmek yeterli değil. İstanbul’da yeni yıl kutlamaları bir bir yasalandı. Taksim, Şişli, Beşiktaş meydanları ‘demir ağlarla’ örüldü. 37 bin polis görev yapacak. Keza Ankara da aynı durumda. Kızılay’a giriş yok. Başkent genelinde, 7 bin 334 polis, 2400 jandarma olmak üzere 9744 kolluk bulunacak.

•••

İşte bu yüzden konuyu, “Sadece gazeteciler, vekiller tutuklu, cihatçılar ellerini kollarını sallayarak geziyorlar” diye açıklayabilmek yetmiyor. Çünkü neredeyse bir halk tutuklu! Ne kadar yerinde bir deyim. Tam olarak durumu yansıtıyor. Ülke; taşların bağlı olduğu itlerin salındığı koca bir köy şimdi.

•••

Büyük bir kurnazlıkla ‘kullanışlı itler’ yaratıldı. Bir taşla vurulan iki kuştur. Serbest bırakılıp, yedeklenen çeteler üzerinden halka korku salınıyor. Böylece iktidarın gerici ruhuna uygun bir zemin de inşa ediliyor. Yeni yıl kutlamalarının yasaklanması, IŞİD üzerinden geleneksel hale getiriliyor. Yavaş yavaş kanıksanacak. Bu yıl olmasa da bir sonraki sene, kafanızda Noel şapkası olduğu için terör suçlusu sayılmanız muhtemel.

•••

Serbest bırakılan IŞİD’ciler konusuna ve aslında neler yaşandığına, 20 Haziran 2015 tarihinde, Cumhuriyet gazetesinde Ahmet Şık imzası ile yayınlanan bir haberi referans alarak değinelim. O haberde, yenilip Tel Abyad’ı terk eden IŞİD’cilerden geriye kalan birkaç çuval kesilmiş saç ve sakal, çoğunun sığınmacı görünümümde Türkiye’ye geçtiğini ortaya koyuyordu.

•••

Durum ülke için de benzerdir şimdi. Salınan, serbest bırakılan, çatışmalı bölgelerden Türkiye’ye geçen IŞİD üyeleri şalvar atıp, saçı sakalı keserek toplumun arasına karıştı. Islah oluyorlar! KHK’lerle sivil toplum kuruluşları (STK) bir bir kapatılırken, yeni yeni dernekler açılıyor. Cihatçıların yeniden devşirilmesi süreci bu.

•••

Son bir yılda yaşananların sağlaması, çelişkilerin boyutu Türkiye’nin giderek çirkinleşen yüzünün özeti. Önce Silivri’den bakalım. Ahmet Şık yeni yılı sevdiklerinden, meslektaşlarından, haberden uzak karşılayacak. ‘Akhiler’ ise yuvalandıkları muhtelif yerlerde toplanacak, derneklerde zikirle, sohbetle kaynaşıp, ‘bir yerlerden’ yeni emirleri bekleyecek.