Emperyalistlere karşı Kurtuluş Savaşı veren atalarımızın 1923’te kurduğu ‘Laik demokratik Türkiye Cumhuriyetini yıkmak’ amaçlı, ‘rejim değişikliği hedefli’, ‘bir tek adamda tüm yetki ve gücü toplayan’ 18 maddeden oluşan Anayasa görüşmelerinin birinci turu, pazar akşamı bitti…
CHP grubunun müthiş direnişi ile geçen görüşmeler, özellikle AKP’li sözcülerin ülkeyi batağa götüren beyanları ve iktidar milletvekillerinin Meclis içi şiddeti meşrulaştıran hal ve hareketleriyle, gelecek nesillere ibret olacak şekilde tarihe kazındı...

• • •

Baştan sona, Anayasa ve içtüzüğe aykırı davranışların pervasızca sürdürüldüğü bir oylama yöntemiyle anayasa değişikliğinin ilk turu geçti.
Bilindiği gibi anayasa oylamaları gizli oyla yapılır.
Bu nedenledir ki, anayasa değişikliğinde partiler grup kararı alamazlar. Milletvekillerini bağlayamazlar…
Milletvekilleri tercihlerini açıktan gösteremezler!..
Kabinlerde gizlice oylarını kullanırlar.
Anayasa Mahkemesi’nin bu doğrultuda kararları var.
AYM; “Bir madde üzerinde açık oy kullananların sayısı, o oylama sırasında belgelenir ve sonucu etkileyecek sayıda olduğu tespit edilirse, o oylama geçersiz sayılır” der.
Birçok maddenin oylaması sırasında AKP’li milletvekillerinin açık oy vermek suretiyle mevzuatı ihlal ettiği görüldü.

• • •

Özellikle CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker’in Meclis salonu içinden yaptığı canlı yayın nedeniyle, görüşmeler sırasında AKP’lilerce uygulanan şiddet ve usulsüzlüklerin yurttaşlarımızın bilgisine sunulması önemlidir!..
Ali Şeker tarihi bir görev yapmıştır!..
TRT ve diğer TV’lerin yayınlamadığı görüşmeleri aktararak AKP ve MHP’nin ‘rejim değişikliği’ için kullandığı üslubun anlaşılmasını ve gerçek amaçlarının halkımız tarafından öğrenilmesini sağlamıştır…
Hele AKP’li Trabzon Milletvekili Muhammet Balta’nın kendi çıkardıkları kavgada “ayağımı ısırdılar” demesi tam bir komedidir. CHP’lileri suçlarken” İslam terbiyesi beni doğru söylemek zorunda bırakıyor” diyerek doğruyu söylememesi tam bir ahlaki trajedidir!..
ŞekerTV, etik dışı bu durumu da kamuyla paylaşmış, önemli bir görev yapmıştır.
Daha da önemlisi, Meclis’te demokrasiyi savunan milletvekilleri ile CHP’nin yıkım projesine karşı direnişini de halkın bilgisine sunmuştur!..

• • •

Meclis’te kabul ettirilmeye çalışılan değişikler, açıkça tek adam yönetimini kurmayı amaçlamaktadır!..
Faşist darbeci Kenan Evren’in bile 1982 Anayasası’na koymaya çekindiği yetkilerin bu anayasa değişikliği içinde var olması ülkenin ne denli geriletildiğinin göstergesidir.
Hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, eşitlik ve adil paylaşım ilkelerinin olmadığı, demokrasinin askıya alındığı, emeğin sermayece sömürülmesine müsaade edildiği, yurttaşa baskı kuran, demokrasiyi askıya alan 82 Anayasası’nın gerçek ruhu şimdi kendini gösteriyor!..

• • •

Getirilen değişiklerin özeti şöyle:
Partili olan cumhurbaşkanına verilen yetkiler;
1- Yasamayı kontrol yetkisi
a. Partisin genel başkanı oluyor.
b. Milletvekili listelerini belirliyor.
c. Meclis’i feshedebiliyor.
d. Bütçeyi hazırlıyor. Ret edilirse bir önceki bütçe ile devam edebiliyor.
e. Kararnamelerle yasa çıkarma yetkisine sahip. Meclis’i aşabiliyor.
f. Meclis’in çıkardığı yasaları veto edebiliyor. O yasanın tekrar Meclis’te kabulü zorlaşıyor.
2- Yargıyı şekillendirme yetkisi
a. Hâkimler Savcılar Kurulu Başkanını atayabiliyor. Çünkü
b. HSK’nin 6 üyesini doğrudan, 7 üyesini de Meclis grubunca seçtiriyor.
c. Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’sini doğrudan, 3’ünü Meclis’te grubuna seçtiriyor. Böylece AYM’yi doğrudan kendine bağlıyor. Bu AYM aynı zamanda Yüce Divan olarak CB ve Yardımcılarını yargılayacak.
d. Danıştay üyelerinin dörtte biri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcı vekilini atıyor. Böylece kendisini yargılayacak olan Yüce Divan’ın iddia makamı yani savcısını da belirlemiş oluyor!..
3- Yürütmeyi tek başına yönetme yetkisi
a. Tek başına atadığı ve yalnızca kendisine sorumlu hükümet kurabiliyor.
b. Atama kriterlerini kendi belirleyerek tüm üst düzey kamu yöneticilerini belirliyor.
c. YÖK üyeleri ve rektörleri atayarak eğitimi şekillendiriyor.
d. Kamu kurum ve kuruluşları ile tüzel kişiliklerini kapatıyor/ ihdas edebiliyor.
e. Bölgesel idari yapılar kurabiliyor. Başlarına atma yapabiliyor.
f. Büyükelçileri atıyor. Uluslararası antlaşma yapıyor.
g. TSK’yi şekillendiriyor. Başkomutanı olarak kullanılmasına tek başına karar veriyor.
h. Milli Güvenlik politikasını belirliyor.
i. OHAL ilan edebiliyor. Bu durumda kurum ve kişilerin mal ve paralarına el koyabiliyor. Yurttaşların görev ve çalışma planlarını yapıyor.

• • •

Yukarıdaki yetkilere karşın ‘bu tek kişiyi denetleyen ve frenleyen mekanizmalar da olabildiğince küçültülmüş’ durumda!..
Seçilen partili cumhurbaşkanı verilen yasama, yargı ve yürütme yetkilerini hiçbir denetime tabii tutulmadan kullanabilecek.
Yürütmenin icraatlarında Danıştay’ın ön incelemesi kaldırılmış durumda.
Kendisini, işlediği bir suçtan dolayı yalnızca Meclis’te bulunan 400 milletvekili AYM, yani Yüce Divan’a gönderebilecek!...
Yüce Divan’a gönderiliş süreci de hayli zor. Çünkü önce teklif için 301 milletvekilinin imzası gerekiyor. Sonra, Komisyon kurulması için 360 milletvekili ve nihayet Yüce Divan için 400 imza şart koşuluyor!..
Üstelik bu koruma kalkanı ömür boyu sürüyor!..

• • •

Bu değişiklik teklifini hazırlayanlar o kadar ahlak ve etikten uzak ki, Cumhurbaşkanına tek başına Meclis’i feshetme yetkisi verirken; Meclis, cumhurbaşkanını düşürmek için 360 imza bulmak zorunda!..
AKP’liler bu tuzağı kimsenin görmediğini sanarak, “biri diğerini feshettiğinde, fesih isteyen de seçime gidiyor!” diyerek çok önemli bir adım attıklarını söylüyor.
Oysa, seçim barajını kaldırmayacaklarını açıklayan AKP, seçimde yüzde 50.1 alan kişinin partisinin Meclis’te de 400’e yakın milletvekiline de sahip olma olasılığının farkında!..
Böylece anayasa düzenlemeleri içinde kullandıkları tüm hesaplar bu olasılık üzerine kurulmuş.

• • •

Kısaca 8 günlük çalışma sonrasında TBMM’de, demokrasinin var olabilmesi için yargı, yasama ve yürütme erklerinin ayrılığı ilkesi yerine, bir kişinin elinde toplanmasını amaçlayan bir teklifin oylanması yapılmıştır!..

• • •

Laikliğe bağlı, sosyal hakları öne çıkaran ve hukukun üstünlüğüne inanan devletin yönetimindeki demokratik cumhuriyeti yok etmek adına yola çıkan AKP, bu süreçte gerçek yüzünü de göstermiştir.
AKP Grubu adına konuşan Bursa MV. İsmail Aydın “anayasanın ilk 4 maddesinin de değiştirilmesinin düşünüldüğünü” pişkince söylemiştir.
Yani AKP’liler; “Devletinin egemenliği, rejimi, ilkeleriyle, adı, bayrağı ve başkentinin de değiştirilmek istendiğini duyurmaktan çekinmemiştir!.”
Bu bir itiraftır! Bu bir yakalanıştır!.. Bu ‘Recepistan’ hayallerinin dışavurumudur!..
Her ne kadar Başbakan Binali Yıldırım bu sözleri düzeltmek istese de ‘bakla ağızdan çıkmıştır’ ve ikna edici olamamıştır!..

• • •

Şayet bu teklif aynen Meclis’ten 2. turda geçerse bilinmeli ki; “Söz milletin!” ilkesi kaldırılmış ve milletin evi olan “Meclis kapatılmış” olacaktır!.
Yani rejim değişecektir!..
Yapılması gereken direnmektir! Tüm gücümüzle ‘Yıkıma Hayır’ demektir!..