Dolar 3 TL’yi geçmiş; Avro yükselmeye devam edip 3,5 TL olma yoluna girmiş.

Hazine’den yapılan açıklamaya göre, dış borçlar, yüzde 71’i özel sektöre ait olmak (287,5 milyar dolar) üzere 405 milyar doları geçiyormuş.
İhracatçılar Meclisi verileri, ihracatın eylül ayında yüzde 20 gerilediğini, dokuz aylık düşüşün ise yüzde 10 olduğunu gösteriyormuş.

Merkez Bankası, temmuz ayındaki cari açığın 768 milyon artarak 3,15 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini, bu durumda 12 aylık cari açığın 45 milyar 27 milyon dolar olarak kayıtlara geçtiğini bildirmiş.

BDDK verilerine göre, bankalar tarafından kullanılan ihtiyaç kredisi Ocak 2014’te 86,7 milyar lirayken, bu rakam 4 Eylül 2015’te 156,8 milyar liraya yükselmiş. Takipteki tüketici kredileri ve kredi kartları ise 18 ayda yüzde 54,5 artarak 15,6 milyar lirayı bulmuş.

TUİK verileri ise, mevsim etkilerinden arınmış istihdamın artmak şöyle dursun azaldığını (yüzde 46), işsizliğin de bir önceki yılın aynı dönemine göre (haziran) 83 bin kişi artarak yüzde 10,4’ü bulduğunu ortaya koymuş.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Raporu, 2015’in ilk altı ayında iş kazalarında 794 işçinin yaşamını yitirdiğini bildirmiş.

Türkiye ölümlerle biten iş kazalarında Avrupa birincisi, dünya üçüncüsü ama Soma ve Ermenek gibi iş kazalarının iş cinayetine dönüştüğü olaylarla ilgili açılan davalarda görüldüğü gibi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan sonra, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da işyeri müfettişlerinin soruşturulmasına izin vermiyormuş.

Eğitim-İş Sendikası’nın 2014-2015 Eğitim Yılı Değerlendirme Raporu, eğitimin 4+4+4 olarak bölünmesinin gerekçelerinden biri olarak sunulan öğrencilerin erken yaşta meslek okuluna yönlendirilmelerinin, uygulamada imam hatip okullarına yönlendirme anlamına geldiğini göstermiş. Yalnızca bir yılda Türkiye genelinde imam hatip ortaokulu sayısı bin 361’den bin 597’e, imam hatip lisesi sayısı ise 854’den bin 017’ye çıkmış.

Düz liseler kalktığından TEOG’u (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) kazanamayan, özel okula gidecek parası da olmayanlar için tek seçenek imam hatip okulları oluyormuş. En düşük Anadolu lisesi 306 puanla öğrenci alırken, imam hatip okullarına giriş puanı 45’e kadar düşmüş.

TUİK Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre, gelir dağılımındaki adaletsizlik azalıp gelirden en yüksek pay alan yüzde 20’lik gelir gurubunun 2013’te aldığı yüzde 46,6’lık pay, 2014’te yüzde 45,9’a düşmüşmüş! Yoksulluk ise yüzde 15 olarak devam ediyormuş.

Buna karşın, Küresel Servet Raporu, Türkiye’de en yüksek servete sahip yüzde 10’luk kesimin payı 2000’de yüzde 66,7 iken, bu payın 2014’te yüzde 77,7’ye çıktığını gösteriyormuş. Bu alanda büyük değişimlerin yaşandığı Rusya’dan sonra ikinci geliyormuş Türkiye. Servet dağılımının tepesinde yer alan YÜZDE 10’luk kesimin son 14 yılda servetinin “çok hızlı” arttığı (yüzde 21) bir ülke olarak da, servet dağılımında en yüksek adaletsizliğe sahip ülkeler arasındaymış.

Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin çalışması, bu yıl Türkiye’nin yolsuzluk algı endeksinde 53. sıradan 64. sıraya düştüğünü, Avrupa’da ise 38 ülke içinde 27. sırada yer aldığını gösteriyormuş.

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, 2014 Basın Özgürlüğü sıralamasında Türkiye’nin 180 ülke içerisinde 154. sırada olduğuna işaret ediyormuş.

Gazetecilere açılan davalar gibi tehditler de bitmezken, sıra gazetelere saldırı, gazetecilere ise evinin önünde dayağa kadar gelmiş.

Ölümlerin arkası kesilmezken, sokağa çıkma yasakları artıyormuş.

Ve Türkiye seçime gidiyormuş.

Ve seçim güvenliğini sağlamakla görevli hükümet güvenlik bahanesiyle seçim sandıklarını taşımak gibi bir şey icat ettiğinden, Türkiye ciddi sorunları yerine, Saray gibi, fiili başkanlık gibi, örtülü ödenekler gibi bu icadı konuşmak durumunda kalıyormuş.