Yeni Türkiye öğretiyor! Mesela artık 11 yaşındaki kız çocuğunun fizik kurallarına göre bir çatıdan, “alt katlarda bulunan 4,30 metre genişliğindeki tenteye takılmadan” aşağı atlaması için, saniyede 3 kilometre hızla koşması gerektiğini biliyoruz.

Ya da aynı noktaya, yan taraftan atlayıp, vücudundaki kırıklarla dirseklerinin üzerinde 15 metre sürünerek gelmesinin mümkün olduğunu(!) “Yeni Türkiye” fizik kurallarının değişmez, ifadelerin değişebilir olduğunu öğretiyor! (Rabia Naz Vatan dosyası.)

Adli konularda uzmanız… Swap aramasının ne olduğunu, eldeki swap bulgularında kurşun izi yoksa, “silah ateşlendi” savının da boşluğa düşebileceğini çözebiliyoruz! Ama tıpkı “bunun gibi” iktidar partisi vekilinin evinde sigortasız elaman çalıştırmasının pek de ehemmiyetinin olmadığını, soranlara beddua ile karşılık verilmesinin uygun düşeceğini anlar gibiyiz. (Nadire Kadirova dosyası.)

Yeni Türkiye’de, 11 yaşındaki çocukların ölmek için 5’inci kattan atlamayı, 23 yaşındaki genç kadınların ise, 20 katlı binaları tercih ettiğini biliyoruz(!) Tecavüz ya da insan öldürmenin, hafif bir suç olduğu ve bu suçların kravatla daha da hafifleyebileceği ile ilgili şüphelerimiz yok. (“Ağız birliği yapalım…”, “Bardak işine takılma…”, “Konuştuğumuz gibi…”, “Benim takımlarım geldi…”, “Sen de doğru düzgün bir şeyler giy, neye ihtiyacın varsa söyle…” Şule Çet Davası. İlk duruşması öncesi, sanık Çağatay Aksu’nun, Bek Akand’a yazdığı mektuplardan.)

Artık, siyanürünü, bir karbon ve ona üçlü bağ ile bağlanmış azot içeren kimyasal bileşik olarak tanımlayabilmekle ilgili zorluk çekmiyoruz! 2 gramlık siyanürün, 70 kiloluk bir kişiyi kısa sürede öldürebileceği konusunda da hemfikiriz. Esas mesele açlık değil siyanür, yasaklanınca iş çözülür! (İstanbul, Fatih, Bakırköy ile Antalya’da siyanürle aile intiharı vakaları… İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun siyanür satışına ilişkin açıklamaları: “Arkadaşlarımız bir araya gelerek bir değerlendirme yapacak. Yapılması gerekenlerle ilgili adım atacak…”)

2 gram siyanürle 70 kiloluk bir insanın öldüğü ülkede, 2 ton amonyum nitratla kaç kişi ölür? Cevabı, kağıt kalem olmadan bile çözebiliyoruz: 103. İnsan canının, parti, “kişi”, iktidar bekasından daha kıymetli olmadığını sayısız deneyimle tespit ettik, tutarsız bir boşluğa sahip değiliz. (Ankara katliamı dosyası yeni bilgiler: “Bombacılara eskortluk yapan Yakup Şahin, 30 Eylül 2015’te Nizip'teki ‘Özdemir Tarım' isimli işyerine gitti. Üzerinde 33 nitrat yazısı bulunan gübreden 2 ton almak istediğini söyledi. 2 bin TL verdikten sonra kamyoneti almak için geri döndü. Gübreciye geldiğinde satıcının kendisinden kimlik istemesi üzerine yanında kimlik olmadığını söyleyerek parasını geri aldı ve iş yerinden ayrıldı. Satıcı, Şahin'den şüphendi, 155'i aradı. Bunun üzerine işyerine gelen polisler, ihbar tutanağı hazırladı ve güvenlik kameralarını inceledi. Kamera kayıtları ve Plaka Tanıma Sistemi (PTS) üzerinden kimlik tespiti yapıldı. Şahin, 2 Ekim’de Nizip Savcılığı tarafından istihbarat büro amirliği ve emniyete yazılan yazılara rağmen yakalanmadı… 8 gün sonra, Ankara katliamı gerçekleşti…”)

Ölüme yol veren değil, ölen ve yakını suçludur. Yerde tekmelenen madenciden,
tutuklanan Suruç yaralılarından, cezaevindeki Dilek Doğan’ın abisinden, Ankara katliamında 20 yaşındaki kızı Başak Sidar’ı yitiren Hatice Çevik’ten biliyoruz. Türkiye, bir kişinin bir hikayesi olamayacağını öğretiyor… (Suruç Belediyesi'ne kayyum atandı. Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen terör soruşturması kapsamında 4 gün gözaltında tutulan Suruç Belediye Başkanı HDP'li Hatice Çevik, 'terör örgütü üyesi olmak' ve 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlamasıyla tutuklandı…)

Yeni Türkiye; kara bilgiler kitabı, öğrenmek istemediklerimizin tam sıralı listesi!