Üç hafta süren 2019 Bütçesi’yle ilgili değerlendirme yazımızda, bütçe harcamalarının fonksiyonel dağılımına yöntemsel bir sorun nedeniyle değinememiştik. Değinseydik, ayrıntılı bir analiz gerektireceği için değerlendirme yazımızın bütünlüğü kaçınılmaz olarak bozulmuş olacaktı. Yapamadığımız bütçe harcamalarının fonksiyonel dağılımının analizini bugünkü yazımızda gerçekleştirmeye çalışacağız.

Öncesinde sözünü ettiğimiz yöntemsel soruna değinmek gerekiyor. 2006 yılında fonksiyonel sınıflandırmaya olanak veren Analitik Bütçe uygulamasına geçilmesine rağmen aradan geçen 8 yılda istenilen formatta henüz bu veriler üretilmiyor. Çünkü fonksiyonel sınıflandırmada kodlanan kamu hizmetleri ( savunma, eğitim ve sağlık vb ) ekonomik sınıflandırmadaki harcamaların ( personel giderleri, mal ve hizmet alım giderleri, sermaye giderleri vb .) toplamı olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla bu veriler, 2006 yılı öncesinde geçerli olan idari sınıflandırma temelinde verilen bütçe giderlerinden pek fazla farklılaşmıyor. Farklılaştığı tek nokta, idari sınıflandırma temelinde faiz giderleri ayrı bir kalem olarak gösterilirken; fonksiyonel sınıflandırma temelinde faiz giderleri genel kamu hizmetleri kaleminde konsolide ediliyor. Rantiye kesimine giden faiz ödemesinin bir kamu hizmeti olarak ele alınması düşündürücüdür.

Aynı bağlamda bir diğer sorun, o yıla ait üç yıllık bütçenin fonksiyonel sınıflandırma temelindeki ödenek öngörülerinin geçmiş yıllara ait fonksiyonel sınıflandırma temelinde verilmiş bütçe gerçekleşmeleriyle ‘’bütçe gider’’ tanımındaki farklılık nedeniyle karşılaştırılmasının mümkün olmayışıdır. Üç yıllık ödenek öngörülerinde merkezi yönetim bütçe tutarı, Hazine Yardımı ve Gelirden Ayrılan Pay Dâhil; geçmiş yıllara ait gerçekleşmelerde Hazine Yardımı ve Gelirden Ayrılan Pay Hariç olarak veriliyor. Bu durum, karşılaştırma yapılmasını zorlaştırıyor.

Bu sorunlardan ilkinin çözümü yok. İstenilen formatta veri üretilinceye kadar idari sınıflandırmayla yetinilmesi gerekiyor.İkincisinin çözümü kolay.Yapılacak şey, faiz ödemelerinin dahil edildiği genel kamu hizmetleri kaleminden faizin düşürülmesidir.Sonuncusunun çözümü ise, Hazine Yardımı ve Gelirden Ayrılan Payı içeren genel kamu hizmetleri ile ekonomik işler ve hizmetler kalemlerine ait bütçe ödeneklerinden Hazine Yardımı ve Gelirden Ayrılan Payın düşürülmesidir.Diğer hizmet kalemleri İçin bir düzeltme gerekmiyor.Çünkü bu kalemler için Hazine Yardımı ve Gelirden Ayrılan Pay söz konusu değil.2018 yılına ait bütçenin fonksiyonel dağılımı bütçe giderinin her iki tanımı için de veriliyor. Geçmiş yıllara ait bütçe verileri incelendiğinde, Hazine Yardımı ve Gelirden Ayrılan Payın genel kamu hizmetlerine giden kısmının tutarı yüzde 95’ler civarında iken, kalanı ise ekonomik işler ve hizmetler kalemine ayrılıyor.2018 yılı için bu katsayı söz konusu kalemler için sırasıyla yüzde 96,5 ve 3,5 çıkıyor. Bu katsayıların 2019’da geçerli olması halinde, 2019 yılı bütçesinin fonksiyonel dağılımını geçmiş yıllara ait gerçekleşmelerde olduğu gibi Hazine Yardımı ve Gelirden Ayrılan Pay Hariç bütçe gideri temelinde vermek mümkün oluyor.

Şimdi, artık ürettiğimiz bu yeni veriler üzerinden 2019 bütçesinin fonksiyonel dağılımının analizine geçebiliriz. Öncesinde 2019 bütçesinin eski bütçelerden farklı olup olmadığının belirlenebilmesi için fonksiyonel sınıflandırmayla ilgili ilk verinin yayımlandığı 2006 ve en son gerçekleşme verisinin yayımlandığı 2017 yılının bütçelerinin uygulama sonuçlarını değerlendirmekte büyük bir yarar vardır.

Bu yeni sınıflandırma dikkate alınarak ilgili hizmet kalemlerinin bütçe içindeki payları incelendiğinde, 2017 yılında gelinen düzeylerin sınıflandırmanın uygulamaya konulduğu 2006 yılına göre payın önemli ölçüde azaldığı kalem savunma hizmetleri arttığı kalem ise sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetleri olmaktadır. İlkinde pay 2 puan azalarak yüzde 4,5’e gerilerken; ikincisinde pay 8,8 puan artarak yüzde 23,5’e yükseliyor. Ancak hemen belirtelim, ilk veri savunma hizmetinin ihmal edildiğini göstermiyor.Savunmaya bütçe dışında yer alan Savunma Sanayi Fonu’ndan da kaynak aktarılıyor. Savunma Sanayi Fonu’ndan savunma hizmetlerine ayrılan kaynak hesaba katıldığında (yüksek olduğu tahmin edilmekte ancak boyutu bilinmiyor) ilgili kalemin bütçe payının eğitimin payını bir hayli geçeceği çok açıktır. Faiz hariç genel kamu hizmetlerinin payı ise yüzde 3,1’den 3,7’ye yükseliyor. Artışın sınırlı düzeyde kalması önceki bütçe yazılarımızda işaret ettiğimiz kamu hizmeti üretiminde yaşanan erozyonun bir sonucudur. Diğer kalemlerde ise bir kısmında ufak artış ve azalışlar olurken (örneğin iskan ve toplum refah hizmetinde azalış, eğitimde artış), çevre koruma hizmetlerinin payı dönem boyunca sıfıra yakın bir düzeyde (binde1) kalmıştır.Sağlıkta ise gelinen yer başlangıç yılındaki düzey(yüzde 5,2) olmuştur. Bu sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde, devletin sosyal devletin giderek uzaklaştığı ve bir sadaka devlete dönüştüğü açık bir şekilde ortaya çıkıyor.Burada dikkat çeken diğer bir nokta , iç ve dış güvenliğe (savunma ile kamu düzeni güvenlik hizmetleri toplamı )ayrılan bütçe payının (yüzde 12,4) eğitimin payına (yüzde 16,8 ) yaklaşmış olmasıdır. Savunma Sanayi Fonu’ndan aktarılan kaynak eklendiğinde bu payın eğitimin payını bir hayli aşacağı aşikardır.

İlgili hizmet kalemlerinin milli gelir (GSYH) içindeki payları incelendiğinde yukarıda ulaşılan sonuçlar bir kez daha teyit ediliyor. Eğitim ve sağlığın dönem sonunda geldikleri düzey sırasıyla yüzde 3,7 ve 1,1’dir.Bu paylar OECD ve AB ortalamalarının çok gerisinde kalıyor. Ayrıca belirtmek gerekir ki, sağlığa yapılan harcamalar ağırlıklı olarak önleyici sağlıktan ziyade tedavi edici niteliktedir.

Şimdi 2019 Yılı Bütçesi’ni değerlendirebiliriz. 2019 Yılı Bütçesi’nin fonksiyonel dağılımı önceki bütçe önceliklerinin ve uygulamalarının aynen sürdürüleceğini gösteriyor. 2019 Yılı Bütçesi’nin 2020-2021 döneminin öngörülerini daha önceki bütçe yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi ciddiye alıp üzerinde tartışma yapılması anlamlı değil. Gerçi bu tespit, bir kriz yılı olacak 2019 için de geçerli. Ancak bütçe önceliklerinin tespiti için 2019 bütçe büyüklüklerinin masaya yatırılması gerekiyor. Dolayısıyla, değerlendirmemiz 2019 yılıyla sınırlı olacaktır.2019’da 2018’e göre bütçe paylarında azalış öngörülen kalemler sırasıyla şöyle: Savunma(yüzde 5,5 iken 5,1),ekonomik işler ve hizmetler (yüzde 12,8 iken 10,2),eğitim(yüzde 16,3 iken 15,5), iskan ve toplum refah hizmetleri(yüzde 0,9 iken 0.8).Artış öngörülen kalemler ise şöyle sıralanıyor:Sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetleri(yüzde 21,5 iken 23,0),dinlenme,kültür ve din hizmetleri(yüzde 1,7 iken 1,8),diğer kalemlerin paylarında ise bir değişiklik öngörülmüyor.Görülüyor ki,sadaka devlet uygulaması devam ediyor.

İlgili hizmet kalemlerinin milli gelir (GSYH) içindeki payları incelendiğinde yukarıda ulaşılan sonuçlar bir kez daha teyit ediliyor. Sağlığın payı hemen hemen aynı düzeyde kalırken(yüzde 1,2 iken 1,1) eğitimin payı az da olsa düşüyor(yüzde 3,6 iken 3,3).

Sonuç ortada. 2019 Yılı Bütçesi’nde sosyal devletin esamisi okunmuyor. Bütçe belgelerin sonuncusu olan 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nı değerlendirmesini ise gelecek haftaya bırakıyoruz.