Geçen hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz. Taslağın ekonomik kriterler bölümünün ikinci alt bölümünde yer alan çarpıcı tespit ve öneriler ise şöyle...

Geçen hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz. Taslağın ekonomik kriterler bölümünün ikinci alt bölümünde yer alan çarpıcı tespit ve öneriler ise şöyle:

•Devletin, mal ve hizmet üreticisi konumundan uzaklaşarak asli görevlerde yoğunlaşmasıyla ekonomideki faaliyetlerinin rasyonel bir gözetim ve düzenlemeyle sınırlı tutulması amaçlanmaktadır.

•Özelleştirme vizyonu çerçevesinde önümüzdeki dönemde, devletin bankacılık (kısa vade: Halk Bankası; orta vade: Halkbank tecrübesinin ardından strateji belirlenmek üzere Ziraat Bankası ve Vakıflar Bankası), hava ve deniz ulaşımı ile lokomotif ve vagon üretimi, et-balık ürünleri piyasası, şeker, tütün ve çay ürünlerinin işlenmesi, petro-kimya sanayi, malzeme alımı, elektrik dağıtım ve toptan ticareti, şans oyunları, İMKB, altın borsası,  çeşitli kamu hizmetleri (araç muayene istasyonları, otoyol/köprü işletmeciliği, belediye-çöp/atık toplama ve yeniden değerlendirme), telekomünikasyon ve turizm alanlarından tamamen çekilmesi; bunun yanı sıra, elektrik üretimi, su şebekesi, kanalizasyon altyapısı, sağlık, eğitim, savunma, radyo-televizyon yayıncılığı, doğalgaz piyasası, kömür ve diğer maden işletmeciliğindeki payının azaltılması hedeflenmektedir. Buna karşın, tahıl alımı, tohumluk üretimi, demiryolu ulaşımı altyapısı, petrol arama faaliyetleri, hava meydanları işletmesi, posta hizmetleri, kıyı emniyetinin sağlanması gibi alanlarda faaliyetlerini sürdürmesi öngörülmektedir.

•TEDAŞ, TEKEL ve Elektrik Üretim A.Ş. gibi sektöründe belirleyici niteliğe haiz kuruluşların özelleştirilmesiyle yerli ve yabancı yeni yatırımcıların da bu piyasalara girişinin temin edilmesi ve böylece rekabetçi bir piyasa yapısının gerçekleşmesi hedeflenmektedir.

•Telekomünikasyon, turizm, kâğıt, deniz-liman işletmeciliği alanlarında ise piyasadaki belirleyici hâkim konumunu özel sektöre devretmiştir.

•Maliyet Bazlı Fiyatlandırma (MBF) sağlıklı bir tarife uyarlama süreci öngörmektedir. Bunun bir sonucu olarak, enerji KİT’lerinin finansal kapasiteleri artacak, böylece dağıtım şirketlerinin ve EÜAŞ’a ait portföy üretim gruplarının özelleştirilmeleri kolaylaşacaktır.

Benzer şekilde,  son alt bölümde yer alan çarpıcı tespit ve öneriler şunlardan oluşuyor:

•Türkiye’de işgücü piyasasının temel özellikleri; başta kadınlar olmak üzere işgücüne katılıma ve istihdam oranlarının düşük olması, çalışma çağındaki nüfusun hızla artması, özellikle gençler arasında görülen yüksek işsizlik oranı, ekonominin istihdam yaratma kapasitesinin sınırlı kalması, kayıt dışı istihdamın yüksek olması ve tarımsal ekonomide görülen çözülme neticesinde yüksek büyüme oranlarına rağmen istihdamın yeterince artmamasıdır.

•İstihdam paketi olarak adlandırılan 5763 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 15 Mayıs 2008 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir ve müktesebat uyumuna yönelik çalışmalar devam edecektir.

•İnsan gücü arz ve talep eğilimlerinin belirlenebilmesi amacıyla hanehalkının eğitim,  istihdam ve meslek durumlarını içeren gerekli veriler üretilecek, derlenecek ve işgücü piyasası ihtiyaç analizleri yapılacaktır.

•Üniversite-iş dünyası işbirliği çerçevesinde; rekabetçi ve bilgiye dayalı ekonominin gerektirdiği özellikleri içeren ve araştırma potansiyelinin gelişmesine daha çok katkıda bulunan işgücü eğitimi geliştirilecektir. Teknik personelin nitelikleri konusunda standartlar getirilecek, çeşitli sertifikasyon programları düzenlenerek düzey farklılıkları ortadan kaldırılacaktır.

•Enerjide ithalat bağımlılığının azaltılmasına öncelik verilecektir. Bu kapsamda, elektrik üretiminde çok yüksek bir paya sahip olan doğalgazın payını düşürmek için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına hız verilecektir.

Geliniz, tüm bu çarpıcı tespit ve önerilerin değerlendirmesini gelecek yazıya bırakalım.